Kitap bittikten sonra düzenlemeye alacağım o nedenle saçmalıkları ve hatalarımı mazur görün lütfen... ❤️
-----
"Ne düşünüyorsun?"
Minho sevdiği yerde oturuyordu. Camın önünde bulunan boşluğa, kucağına aldığı Doongie ile oturuyordu. Açılan çiçekleri, yeşillenen ağaçlara bakıyordu. "Geleceğimi."
Ona soruyu yönelten beden yani Yunho gülümseyerek camın yanında olan koltuğa oturdu. Elinde uzun süredir okuduğu dünya klasikleri serisinden bir kitap vardı. Kitap okumayı severdi Yunho. Minho'da severdi ama şu sıralar asla okuyamamıştı. "Geleceğinde ne görüyorsun?"
"Göremiyorum... Gözlerimi ne zaman kapatsam, o geliyor." kucağında bulunan kedinin zevk aldığı noktaya götürdü elini yani çenesinin altına. Okşamaya başlayarak gözlerini Yunho'ya dikti. Onu en iyi anlayan kişiye baktı. "Jisung değil mi?"
"Ne zaman ileriyi düşünmek istesem onun kasvetli yüzünü karşımda buluyorum..." Minho kolay biriydi aslında. Duyguları olarak.
Ciddi duruşunun altında 3 yaşında bir bebek yatardı. Sevgiye ve güvene aç birisiydi, onunla birkaç kere konuşan birisi anlardı nasıl hissettiğini belki de. Minho ise bu kadar kolay birisi olduğu için uzak dururdu insanlardan, istemezdi onları etrafında. Sevgi istediği için giderdi, güven istediği için yaklaşırdı.
"Jisung ve sen... Aynısınız aslında Minho..." Yunho elindeki kitabı masanın üzerine bırakarak ayaklarına sürtünen Dori'yi kucağına çekti. En küçük kedi şuan büyümüştü bile kucağında artık o minikliği görmese de en sevdiği kedicik oydu.
"O küçük yaşında, kendisine tek değer veren ve sevgisini hissettiği bedeni kaybetti. Sen ise küçük yaşlarında annesiz babasız kaldın. Onun bir babası olsa dahi babalık yapmıyor. İkinizde sevgiyi istiyorsunuz, korkuyorsunuz, birilerine adım atmak istiyorsunuz değil mi? Psikologlar her zaman insanların kendi duygularının aynısını yaşayan insanlara yaklaştığını ve onu tanımak istediklerini söyler." Yunho birkez daha tespiti yapmıştı.
İnsanları öyle iyi anlar ve öyle iyi konuşurdu ki bazen Minho arkadaşına hayran kalırdı. Şuan da öyle, psikolog olmanın hayalini kuran arkadaşına bakıp usulca kafasını salladı." Yine buldun."
" Seni tanıyorum Minho. İlgini çeken her şeyi kafana takarsın ve onu anlayana kadar asla duramazsın. Söylesene, ilgini mi çekiyor Jisung?" Yunho sanırım heyecanlanmıştı. Öne doğru eğilmişti.
"Kıvırmayacağım. Aslında tam olarak ilgimi çekmiyor sadece merak ediyorum. O donuk bakışlarını... Babasının neden böyle davrandığını, onun ne hissettiğini." Evet sadece bunları merak ediyordu Minho başka hiçbir şeyi değil.
"Pekala öyle olsun, sorgu saatimiz bitmiştir. Ben Mingi ile buluşacağım, evde yalnız kalmak istemezsen gel bizimle hm? Sinemaya gideceğiz." Yunho bıraktığı kitabı eline alırken Minho sırıttı.
"Kalsın, siz sinemanın arka koltuklarında öpüşürken ben sizi dinleyemem." Uğraştığı uzun beden yanakları kızarınca arkasını dönerek odasına gitmişti.
Minho kıkırdayarak kıpırdanan kedisini havaya kaldırdı. Bugün bir randevusu vardı zaten, veteriner ile.
Evet veteriner ile...
-------
"Bakalım... Dori, Soongie ve Doongie burada. Eşyalarınız ise sırt çantamda. Pekala başka bir şey..." Acele ediyordu nedensizce, kendisi de bilmiyordu. Etrafa bakındı, her şeyin tam olmasını istiyordu. O sırada kapı çalmıştı. "Oh tanrım Dori'nin oyuncağı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐜𝐡𝐨𝐨𝐥 𝐄𝐱𝐜𝐡𝐚𝐧𝐠𝐞 § 𝐌𝐢𝐧𝐒𝐮𝐧𝐠 ✔︎
FanfictionJisung, hayatın verdiği o boğucu dünyanın altından Minho sayesinde kurtuluyordu. Ancak tek sorun bunu Minho'nun bilmiyor oluşu. ☘︎ Sᴛᴀʀᴛ» 12/01/2021 Fɪɴɪsʜ» 28/04/2021 #Sʜɪᴘ 01 ¦18052021¦ #HʏᴜɴLɪx 01 ¦21062021¦ #SᴛʀᴀʏKɪᴅs 09 ¦19032021¦ #MɪɴSᴜɴɢ 14...