Lee Know'a aşık olwak.
Jisung duymasın------------
Jisung'un Minho'yu o güzel alana götürmesinin üzerinden üç gün geçmişti. Gecenin sonlanması Minho'nun, Jisung'un sıcak elleri arasında mırıltılar ile uyumasıyla olmuştu.
Jisung ise uyuyan bedeni izlemişti. Uyuduğunu birkaç dakika sonra farketmişti, ellerini hafifçe kıbırdatarak onu göğsüne doğru yaslamıştı.
Tanrı biliyordu ya 18 senelik hayatında asla böyle huzur dolu hissetmemişti. O an babasına giderek izin verdiği için ayaklarına kapanmayı bile düşünmüştü. İlk defa yanakları gülümsemekten dolayı ağrıyordu, ağlamamıştı ya da kötü hissetmemişti. Tamamiyle Minho'ya odaklanmıştı.
Saçlarını okşayarak kokusunu almış, yumuşacık tutamları eli ile okşamıştı. Ve o an Minho'nun, kendi yanında uyuyacak ona güvendiğini farketmişti.
Bir ara yüzlerce kez düşündüğü şeyi yapmaya karar vermiş düzenli nefesler alıp veren göğsüne yaslanmış yüze doğru yaklaşmış, alnına minik bir öpücük kondurmuştu. Belki de kalbinin ilk defa bu kadar hızlı attığını ve nefes alamadığını o an hissetmişti. Minho' yu öpmek... Dudaklarını asla yıkamak istemiyordu.
Hala bir rüya olduğuna inanıyordu bunların. Yani birisi gelse Jisung sen rüya görüyorsun ya da komadasın hayal dünyasındaydın falan dese Jisung anında inanırdı. Ama gerçekti.
Arada bu bir rüya dediği oluyordu ama Minho onu cimcikliyordu. Kendisine getiriyordu...
Mimho o gece uyuyakaldığı için birden fazla kez özür dilese de gerek olmadığını o özür dilediği anda söylüyordu çünkü bir nimetti Jisung'a o saatler. Hele elleri arasında mışıl mışıl uyuyan...
Milyonlarca kez fotoğrafını çekti o görüntünün, kimisini duvar kağıdı yaptı... Tabletine, bilgisayarına ve telefonuna. Kimisini ise çıkardı. Sapık gibi olabilirdi, kimisine göre?
Ama sapık olsaydı sadece fotoğrafına bakmaz daha kötü şeyler yapardı. Jisung sadece fotoğraf ile yetiniyordu, masumca seviyordu. Çünkü Minho'nun en az kendisi kadar masum ve güzel bir aşka ihtiyaç duyduğunu düşünüyordu.
Ama hala içerisinde bir sıkıntı vardı... Gerçekler. Hala tam olarak neler olduğunu bilmiyordu Minho ve Jisung ona en kısa zamanda söylemek istiyordu.
"Tutmak ister misin?"
"Doongie beni sevmiyor Hyung..." Jisung, düşünce dünyasından hızla ayrılarak Minho'nun kolları arasında olan kedinin kendisine attığı sinsi bakışları ile çekinip kafasını iki yana salladı. Minho ile yakın olmak için sürekli peşinde dolaştığından kediler kendisine alışmıştı(!)
"Benim bebeğim bunu asla yapmaz. Değil mi?" Minho dudaklarını kedinin kulaklarının arkasına doğru bastırıp ufak ufak öptüğünde kedi direkt mırıldamış başını kaldırmıştı. "Ama sana yapmaz Hyung."
Minho gülerken Jisung oturduğu koltukta geriye doğru yaslandı ve kedisi ile ilgilenen sevdiği insanı büyük bir aşk ile izlemeye başladı.
Okulda yönetim kurulunun yapacağı toplantı yüzünden ilk saatler iptal edilmişti o nedenle evde saatin yaklaşmasını bekliyorlardı. Felix ve Jeongin yukarıda odadaydı. Yunho ise Mingi ile beraber kahvaltı yapmak için sabah erkenden ayrılmıştı.
Felix ile birlikte gelen Jisung'da salonda Minho ile oturuyordu. Jisung derslerin iptal olduğunu öğrenince anında Minho'yu aramıştı. "Hey Jisung. Senin bir şeylere aklın takılmış gibi?" bakışları kediyi seven ellerine dalmışken Jisung kendisine gelmişti onun sesiyle. "Babam hala bir şey söylemedi. Onu düşünüyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐒𝐜𝐡𝐨𝐨𝐥 𝐄𝐱𝐜𝐡𝐚𝐧𝐠𝐞 § 𝐌𝐢𝐧𝐒𝐮𝐧𝐠 ✔︎
FanfictionJisung, hayatın verdiği o boğucu dünyanın altından Minho sayesinde kurtuluyordu. Ancak tek sorun bunu Minho'nun bilmiyor oluşu. ☘︎ Sᴛᴀʀᴛ» 12/01/2021 Fɪɴɪsʜ» 28/04/2021 #Sʜɪᴘ 01 ¦18052021¦ #HʏᴜɴLɪx 01 ¦21062021¦ #SᴛʀᴀʏKɪᴅs 09 ¦19032021¦ #MɪɴSᴜɴɢ 14...