𝐒𝐜𝐡𝐨𝐨𝐥 𝐄𝐱𝐜𝐡𝐚𝐧𝐠𝐞 § 𝐌𝐢𝐧𝐒𝐮𝐧𝐠 ✔︎

§Final

*12. Sınıflar Mezuniyet Kutlaması*

Minho elinde tuttuğu, rulo halinde ve onu öyle tutan mavi kurdaleli diplomasına ve verilen üç beyaz gülü ile yaza girdiklerini haber veren sıcak havanın altında etrafa bakındı. Gözleri birisini arar gibi etrafta deli gibi geziyordu.

Sabahın erken saatlerinde mezuniyet kutlaması için öğrenciler ve aileler okulun önünde toplanmıştı. Bir süredir kutlama için prova yapan 12. Sınıflar ailelerinden erken ayrılarak onlar için konulan sıralara oturmuş ve hocalarının konuşma yapmasını beklemişti.

Yunho ve Minho için aile olarak Yunho'nun ailesi ve Felix, Jeongin ile onun anneannesi vardı. Aileler arka tarafta beklerken sınıf sınıf tüm öğrenciler ayağa kalkarak diplomalarını almıştı ki sınıf birincileri konuşmalarını yapmıştı.

Birinci olan Minho'nun konuşmasını Yunho ayarlamıştı ve Minho sadece kağıda bakarak konuşmuş bittiği gibi kürsüden inmişti. İnsanlar önünde kalmayı sevmediği için hocaları onun bu yaptığında artniyet aramamış ve gülümseyerek devam etmişlerdi. Yunho kendisinden hemen sonraki en iyi kişi olarak kürsüye çıkmış ve hocalarının verdiği onur kağıdını almayı unutan Minho için ikisini de alıp inmişti.

Minho ise kürsüden indiğinden beri etrafa bakıyordu. HongJoong, Seonghwa ve Jeno'yu görmüştü. Ailelerinin yanlarındalardı. Hyunjin ise törenin sonunda gelmiş hocasından diplomasını almıştı. Hala gözleri sevgilisini arıyordu.

En sonunda ailesinin yanında duran ama yüzünden sirke atan bedenin yanına ilerledi. Felix ise Hyunjin'i gördüğü anda yanına gitmişti.

"Hey Hyunjin, Jisung'a sabahtan beri ulaşamıyorum... Sen nerede olduğunu biliyor musun?" Minho yanına vardığı bedene bakarken Hyunjin'in dudağını ısırdığını ve gergin olduğunu görünce korkmuştu. "Ne oluyor?"

"Minho şey... Mezuniyet zamanı geldiği için Bay Han..." Felix anlamış gibi elini ağzına götürürken daha dün sarılıp kollarının arasında uyuduğu bedeni bugün göremeyen Minho sinirlenmeye başlamıştı. "Ne Hyunjin!?"

"Bay Han onu artık gönderiyor. Anlaşma böyleydi, onu bu zamana dek serbest bırakacaktı. Jisung çok direndi, seni görmek istedi ama o izin vermedi." Hyunjin'in kasılan yüz hatları ile ciddi olduğunu anladığı zaman titreyen dudağını ısırdı.

"Şuan havaalanına gidiyorlar." Minho hızla arkasına döndü. Jisung'un her zaman yanında olan kişiydi bu. Şoförü." Hyung..."

"Seni oraya götürebilirim Minho. Bay Han benim gitmeme izin vermedi." Orta yaşlı adamın yüzündeki şefkat Minho'nun gözlerini doldurdu ve kafasını salladı. Ona ulaşmak için her şeyi yapacaktı. "Hadi gidelim o zaman."

"Hey biz de geliyoruz!" HongJoong onlar hareket etmeden hemen arkalarından bağırdıkları zaman Minho yana doğru döndü. Jisung'un tüm arkadaşları oradaydı ve onlara bakıyordu.

Hyunjin kafasını salladı. "Çok kalabalık oluruz böyle. Birkaç kişi gelsin sadece." Minho Hyunjin'e katıldığı zaman en büyükler olarak HongJoong, Seonghwa ve Hyunjin, Minho ile gitmeye karar vermiş olan üçlüydü. Diğerleri burada kalarak haber bekleyeceklerdi.

Minho bir anda omuzlarında hissettiği baskı ile şaşırıp arkasına döndü. HongJoong onu iterek arabaya ilerletiyordu. "Hyunjin sen öne otur biz arkadayız."

Şoför hızla yerine geçtiği zaman Minho arkaya oturdu ve binenler ile çalışan arabanın camından baktı. "Jisung'u almadan gelme!!"

Yunho'nun bağırışına karşın gülümserken el sallayarak önüne döndü. "Tanrım lütfen..."