Answer Me Malfoy|Drarry

13.Bölüm

Standart bir gün,haftasonu,cenazeden 1 hafta geçmiş. Herkes normal hayatlarına devam ediyor veya etmeye çalışıyor. Biryandan da,dağınık saçları,yesil kızarmış gözleri ile yatağında dönen bir çocuk. Hayattan soğumuştu,ona kalsa yaşamak için yemek yer ve sadece uyurdu ama çevresi ve hayatı buna izin vermiyordu. Hayatı tüm zorluklara karşı onu ayakta tutmaya zorluyordu.

En başından beri istediği şeyi yapacaktı bugün,ayrı bir ev tutacaktı. Hayatında ufakta olsa güzel şeyler olursa onu mutlu edeceğine inanıyordu.

Yatağından kalktı. Lavaboya gitti ve kendine gelmek için elini yüzünü yıkadı. Kendine aynada bakmadı bile artık umursadığı hiçbirşeyi umursamıyordu. Herşey akışında,kendi haline göre.

Odasına gelip birkaç birşey çıkarttı. Hazırlandıktan sonra aşağı indi. Evdeki kimseye birşey söylemedi,ayakkabılıktan ayakkabısını çıkartıp giyerken annesi geldi.

"Hey nereye gidiyorsun?"
"Ev bakmaya."
"Ev mi? Saçmalama burada kalmaya devam etsene."
"Hayır,en başından beri istediğim buydu,geç bile kaldım."
"Harry Draco'nun ölümünden sonra düzgün kara-"
"NEDEN AĞZINIZDA SÜREKLİ DRACO'NUN ÖLÜMÜ VAR?"

Ayakkabısını giyip annesine söz vermeden kapıyı çarptı ve çıktı. Draco'nun ölümünü kabul etmişti ama sürekli birilerinin bunu söylemesi onu yaralıyordu. Annesine kaba davrandiginin farkındaydı ama o an umrunda değildi. Harry bir süredir hayatını umursamıyordu. Sadece hayatını değil dış görünüşünü,tavırlarını,sözlerini,ne yediğini,ne yaptığını,arkadaşlarını..

Tam o sırada telefonu çaldı,ev için bir adam ile konuşmuştu. Şimdide adrese gidiyordu.
"Alo."
"Bay Potter,yolu kaybetmediniz değil mi?"
"Hayır biraz geç çıktım kusura bakmayın."
"Tamam sorun değil,ben sizi bekliyorum."
"Tamam."

Adımlarını biraz hızlandırması veya taksiye binmesi gerekiyordu. Harry bunuda umursamadı. Aynı yavaşlık ile yoluna devam etti,yürümek istiyordu.
Tam adımlarına odaklanmışken telefonu tekrar çaldı,gene aynı adamdı.

"Efendim?"
"Bay Potter az önce bahçede Malfoy'u gördüğüme kimliğimi başarım."
"Hahaha,çok komiksin, hızlanmam için böyle saçma sapan şakalar yapma,geliyorum işte." Dedi ve telefonu yüzüne kapattı. Kendi kendine "Ne salak insanlar ile uğraşıyorum." Dedi ve yoluna devam etti.

Bir süre sonra gittiği yolun Draco'nun evine gittiğini anladı. "Bu cevrede mi ev buldu bu adam?" Diye söyledi kendine. Ev nosuna baktı "23" Draco'nun evinden 4 ev uzaktaydı. Birbirlerine yakındı ama çok değil. Umursamadı çünkü orası ölen birinin evi ve onu ilgilendirmiyor.

Kendi evine doğru yürüdü. Bahçeden girince incelemeye başladı,sadece göz gezdiriyordu zaten emlakçı ile detaylı gezecekti. Bahçeye bakarken evin kapısına geldi. Kapısı yarim açıktı. Sorgulamadan içeri adımını attı. Içeri girdiğinde hiçbir ses gelmedi,oda salona doğru ilerken "John? Burda mısın?" Dedi ve salona girdi,o anda evin Draco'nun evine çok benzediğini farketti.

Salona tam olarak girince tekrar seslendi "John? Saklambaç falan mı oynuyoruz?" Koltuğu geçtiğinde yerde yatan bir bedenle karşılaştı. Gözleri pörtledi. Hızlıca yanına gidip yüz üstü yatan bedeni çevirdi.
"JOHN,JOHN BENI DUYUYOR MUSUN? IYI MISIN?" Duymuyordu,O ölmüştü. Ambulansı arayamazdı,büyü ile öldürülmüştü.

Direk telefonuna sarılıp bakanlığı aradı,adres verdi ve kara büyünün ihbarınıda verdi. Telefonu kapatınca ne  yapması gerektiğini bilmedi. John'un yanına indi "Kim yaptı sana bunu?" Diye sorguladı. Ardından kalkıp etrafı incelemeye başladı. Bir delil bulma ümidi ile.

Daha 2 dakika bile araştıramadan bakanlık geldi. Hızlıca içeri girdiler ve Harry ile karşılaştılar.

"Olayı anlatmak için kenarda bekleyin biz devamını hallederiz." Harry kafa salladı ve mutfak tezgahına yaslandı. Harry o an seherbaz gibi değil tanıktı. Zaten izindeydi 3 günü kalmıştı. Seherbazlari izlerken arada yardım etmek için harekete geçti ama diğerleri bunu engelledi. Ardından yanına ilk defa gördüğü bir kadın geldi ve hiçbirşey söylemeden soru sormaya başladı.