0.1

1.7K 101 170
                                    

Herkes çocukken illa ki Sindirella'yı ve bunun gibi birçok prensesin olduğu filmleri izlemiştir. Bende izledim. Gariptir ki ben öyle saçma masallarda hep o nefret edilen kraliçe olmayı istedim.

Tüm herkes prenses olmak isterken ben kraliçeyi tercih ettim. Çünkü asla yılmazdı. İstediği tek bir şey vardı. Sevgi...tabii birde başarı

Her zaman yanlız olmuştum hiç arkadaşım olmadı. İhtiyaç da duymadım zaten, arkadaşım olduğunda genellikle ya paramla ya da kıyafetlerim ve ayakkabılarımla ilgileniyorlardı. O nedenle kimseyle takılmam. Bu yüzden bana 'Yanlız Kraliçe' diyorlar.

Balkondan içeri girip aynamın önündeki koltuğa oturarak elime aldığım altın tarağımla saçlarımı taramaya başladım.

Tüm hislerim çocukken babam gözlerimin önünde annemi öldürdükten sonra yok oldu. Hiç mutlu olmadım 18 yaşıma kadar şiddetle büyütüldüm.

Aynaya bakarak gülmeye başladım.
"Sen çok güzelsin Chaeyoung"
Dedim, annem beni her zaman bir hanımefendi gibi büyüttü. Erkeklere bağlı olmayacak bir kraliçe gibi...

Elimdeki tarağı masaya bırakarak büyük yatağa uzandım. Gözlerimi kapattım ve kendimi uykuya bıraktım.

***

Gözlerimi açtığımda aynanın karşısındaydım. Kenardaki tarağı alacakken biri benden önce davranarak tarağı aldı. Arkamı dönmemle annemi gördüm.

Beni aynaya doğru döndürerek saçlarımı taramaya başladı.
"Her zaman güzel olmalısın tüm ilgi üstünde olmalı."
Diyerek saçlarımı taramaya devam etti.

Elleriyle saçlarımı severken kulağıma eğildi.
"Aynı bir kraliçe gibi, sen diğer insanlardan farklısın, sen benim kızımsın..."
Dedi

"...Kimsin sen ?!"
Diye bağırmasıyla titredim
"S-senin kızın"
"Evet, sadece benim önümde korkudan titreyebilirsin"
Dedi

"Asla hayatını bir erkeğe bağlı yaşamamalısın"
Diyerek saçlarımı taramaya kaldığı yerden devam etti.

"Sen güzelsin, sen güzelsin ve benim kızımsın"
Dedi kendi kendine
"Sen bir kraliçesin, insanlardan farklı bir kraliçe"
Diyerek kahkaha atmaya başladı.

***

Korkuyla yataktan kalkıp derin nefesler almaya başladım. Yine rüyalarıma girmişti. Yataktan kalkıp kenardaki robdöşambrımı üstüme geçirerek odamın büyük kapısını açtım yavaşça merdivenlerden aşağıya indim ve mutfağa girdim.

Camdan dışarıya baktığımda fırtına olduğunu gördüm. Sürahiyi alarak bardağa su doldurdum bir yudum içtikten sonra bardağı masaya bıraktım. Odama çıkacakken kapının çalmasıyla durdum.

Bu eve nerdeyse 10 yıldır kimse gelmedi. Kapıya doğru gidip tereddütle kapıyı açtığımda yağmurdan sırılsıklam olmuş bir çocuk gördüm.
"Şey acaba girebilir miyim ? Dışarısı biraz soğuk da ve yolumu kaybettim"
"Hayır"
Diyerek kapıyı yüzüne kapattım.

Merdivenleri çıkacakken durdum. Her ne kadar bir cadı olarak anılsam da bende insanlara üzülebiliyorum. Ayrıca böyle bir soğukta dışarıda kalmayı çok iyi bilirim insan o kadar üşüyor ki ateşi bile hayal ediyor. Yanmak istiyor canlı canlı yanmak istiyor sırf birazcık ısınabilmek için

Geri dönerek kapıyı açtım. Merdivenin kenarına oturmuş ısınmaya çalışıyordu. Bana baktı
"Gir"
Dedim umursamazca, hızla ayağa kalkıp içeri girdi.

"Teşekkür eder-"
"Gerek yok pek teşekkür edilen biri olmadığım için alışık değilim"
"Ne ?"
Dedi şaşkınca
"Boşver"
Dedim

"Bu saatte ormanın içinde ne işin var ?"
Dedim kraliçe koltuğuma oturarak.
"Arkadaşlarımı ararken kayboldum. Sen neden ormanın içinde bir şatoda yaşıyorsun ? Aynı bir prenses gibi"
Demesiyle güldüm.

Bir anda ciddileşip ona döndüm.
"Ordan bakınca bir prenses gibi mi gözüküyorum ? İyi kalpli, saf ve salak..."
Tekrar güldüm.
"...Ben bir kraliçeyim zeki, yılmayan, kötü, taş kalpli ve çekici"
Şaşkınca baktı.

"Tanıdığım kızlar genellikle prenses gibilerdir."
Bacak bacak üstüne attım.
"Tanıdığın kızlardan farkım bu, ben bir kraliçeyim. Herkesten farklı"
Diyip karşımdaki aile tablomuza baktım.

Nerdeyse yıllardır babamdan nefret etsem annemden korksam da o tabloyu ordan indirmeye hep korktum. Asla gücüm o tabloyu ordan indirmeye yetmedi.

~ALONE QUEEN~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin