Multi: ILGIN!
Kış mevsimi yavaş yavaş kendini gösteriyordu, lapa lapa kar yağarken dudaklarımda hafif tebessüm belirdi. Sıcak çikolatadan büyük bir yudum alıp, arkama yaslandım. Ankara'nın en çok bu yönünü seviyordum, Ankara da soğuk havayı iliklerinize kadar hissederdiniz. Ankara soğuğu diye bir tabir vardır sonuçta.
"Sen ne diyorsun Derin?" diye merakla sordu. Neyi?
Duygu ve Poyraz'la bir şeyler içmeye gelmiştik ama onları dinlediğim söylenemezdi. Ela gözlerimi istemeye istemeye karlı havadan Duygu'ya çevirdim.
"Tabii.." sıcak çikolatadan büyük bir yudum daha aldım. "Yani, bence de güzel."
Poyraz gülmemek için birasını yudumladı. Duygu elini Poyraz'ın elinden çekip benim elimi tuttu.
"Seni birkaç gündür pek iyi görmüyorum," elimi sıktı, bana duyduğu şefkati hissettim. "Bana anlatabilirsin."
Yutkunup, ela gözlerimi Poyraz'a çevirdim birkaç saniye gözlerine bakıp tekrar Duygu'ya baktım. "Problem yok, olsa ilk sana söylerim."
Dediğim şeyden dolayı dudaklarında şefkatli gülümseme belirmişti. Duygu, iyi biriydi. En azından bana değer veriyor sayılırdı.
Duygu'yu ilk kez kütüphane de ağlarken görmüştüm. O kadar ağlamıştı ki bir an hiç susmayacak sanmıştım. Ne olduğunu hiçbir zaman sormadım, sadece yanında durup ağlamasının bitmesini beklemiştim.
"Belfü," ismime özellikle baskı yapmıştı, "Her zaman bu kadar sıkıcı mısındır?"
Elimi Duygu'nun elinden çektim. Ela gözlerimi onun bal gözlerine diktim. "Genellikle."
Duygu uyarır gibi gözlerini açmıştı. "Ayrıca Derin ismini kullanıyorum, Poyraz."
Duygu iç çekip başını iki yana salladı. "Birbirinizi sevmediniz sanırım."
Yorum yapmadan, gözlerimi tekrar karlara çevirdim.
"Sen aslen nerelisin?" diye sordu Poyraz. Sahi mi? Onu adam öldürürken gördüm, Doruk'u kullanarak beni evine resmen zorla getirdi ama onun sorduğu şey nereli olmam mı? Yüzümdeki alaylı ifadeyi görünce tek dudağı yukarı kalktı. "Hiç kar görmemiş gibi bakıyorsun da."
"Annem Gaziantep, babam Ankara," dedim dişlerimle alt dudağımı ezerek. "Ankara'da doğdum büyüdüm," başımı hafif sola yatırdım. "Yani baya kar gördüm."
Gözleri kısa bir an işkence yaptığım dudağıma dokundu.
Afallamıştı. Verdiğim cevaptan mı yoksa dudaklarımdan mı bilmiyordum.
"Ben de Amasya," dedi Duygu alayla. "İlkokulda mıyız?"
İkimizde Duygu'ya cevap vermedik. Gözlerimi onun bal rengi gözlerinden alıp Duygu'nun siyah gözlerine çevirdim. "Kalksak olur mu?"
Yeterince gerilmiştim, sevgililerin arasında ne işim olduğunu ise hala anlamış değilim.
"Ben hesabı öderim," dedi Poyraz ve cüzdanını çıkardı. "Siz dışarıda bekleyin."
Kaşlarım çatıldı. "Ben kendi hesabımı ödeyebilirim."
Normalde hesap mevzularına takılan biri değildim ancak bu adama koz vermek istemiyordum. Poyraz bana doğru dönüp tek kaşını kaldırdı. "Tabii ki ödeyebilirsin," dudağı hafif kıvrıldı. "İçimden geldi, izin verirsen."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEİS
ActionNeyin bizim için doğru ya da yanlış olduğunu bilemeyiz, Ben de bilmiyordum.