4

43 7 1
                                    

Eve geldiğimde akşam olmuştu. Acıktığımı hissettim. Sabahtan beri sadece kahve içmiştim. Mutfağa gidip kendime bir şeyler hazırladıktan sonra, elimdeki tabak ile salona gidip televizyonu açtım. Biraz film izledikten sonra uyumak için yatağa gittim.

                               ...
Sabah telefonumun çalmasıyla uyandım. Kim olduğuna bakmadan telefonu açtım.

"Uyandırdığım için üzgünüm Mia."

Sabahın köründe beni kim neden arasın ki?

"evet.. Günaydın"

Hâlâ uykulu hissediyordum.

"beni tanıdın değil mi? Jin ben. Bugün erken gidecekmişiz. Bir cinayet varmış. Düşündüm de birlikte gidebiliriz. Bir saat sonra seni almaya geleyim mi? Birlikte olay yerine geçeriz."

Uyku sersemi mırıldanarak teklifini kabul ettim.

Jin ile konuşmayı bitirince saate baktım. Sabah 06.30 mu?? Aaahh... Bu saatte ölmüş birini kim görmüş olabilir ki? Birkaç saat sonra görse olmuyor muymuş?

İsyan etmenin bir işe yaramayacağını anladığımda uykum açılmıştı.

Kendime sütlü bir kahve yapıp saçlarımı yukarıdan topladım.

Camdan baktığımda hava kapkaranlıktı ve kar yağıyordu. Olabildiğince kalın ve rahat giyindim. Makyaj yapmak ile uğraşmadan Jin'i beklemeye başladım.

                                   ...

"yolculuk biraz uzun sürecek, kahvaltı yaptın mı?"

Söylediği şeyle bakışlarımı ona çevirdim.

"kahvaltı yapmadım ama aç hissetmiyorum."

Bunu söylememle omuzlarını düşürüp derin bir nefes aldı ve gözlerini devirerek, bezmişçesine kafasını sağa sola salladı.

"kahvaltısız güne başlanmaz. Yolda bir şeyler alırız."

Karşı çıkmakla uğraşamayacağım için, hiçbir şey söylemeden kemerimi taktım.

                                ...

Yaklaşık 40-45 dakika sonra yol kenarındaki bir marketten soğuk sandviç aldık.

"sen arabaya bin ödeyip geliyorum."

Şaşkınca bana baktı.

"benim aldıklarımı da sen mi ödeyeceksin?"

Ne vardı ki bunda?

"sandviç sonuçta. Ben öderim sen git."

Sorgulamadan arabaya bindi. Sıramı beklemeye başladım. İçeride çok fazla gürültü vardı. Başım döndü ve gözüm karardı. Sabit durmakta zorlanıyordum.

"Hanımefendi!"

                              2005

"güzel kızım, ben markete gidip geleceğim."

Acaba benim için bir şeyler alır mıydı?

"anne bana da çikolata alır mısın?"

Annem hafifçe gülümseyerek

"kızım çok çikolata yemiyor musun? Sonra alırım olur mu? Hem bu kadar çikolata yemek  zararlı. Gel bana sarıl sonra markete gideceğim."

Garipti...  Daha önce markete giderken haber bile vermezdi ama şu an gözleri dolmuştu.

"babam yüzünden mi ağlıyorsun? Üzülme ben senin yanındayım."

Annem göz yaşlarını tutamadı.

"yok kızım iyiyim ben. Hep mutlu ol tamam mı?"

Annem gidecekti... Anlamıştım, bırakıyordu beni.

"anne gitme."

Gözündeki yaşları silip gülümsedi

"markete gidiyorum kızım."

Kalması için ısrar etmem bir işe yaramayacaktı. Gideceğini biliyordum... Kapıyı açtı, son kez gülümsedi ve gitti..

                              2018

Boğuk sesler duyuyordum. Gözlerimi araladığımda Jin'in korkulu gözlerle bana baktığını gördüm.

                 "bayıldın. İyi misin?"

Vote ve yorum istiyoruuuuumm❤️❤️❤️

GOOD KILLER | KIM SEOK-JİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin