Korkular mutlaka bir gün gerçekleşir ve seni en zayıf anında yakalar. Hiçbir şeyden korkmadığını söyleyen birinin büyük korkuları vardır ve sürekli beyninde dönen acizce korkularına yenilme düşüncesi ile kendini kandırmaya çalışır. "Hiçbir şeyden korkmuyorum!" diyen insanlar en çok korkalardır. Korkularını belli etmezler. Zayıf noktalarının ortaya çıkmasını istemezler. Çünkü insanlar başkalarını zayıflıklarından vurmayı sever. Korkularını gizlediği gibi onlarla başa çıkabilmeyi de öğrenmeli insan...
"Nasıl zevk aldığını gördüm! Vahşice yaşlı bir adamı öldürdün!"
Bir anda bütün vücudumu kaplayan korku ve öfke yüzünden kendimi kontrol edememeye başladım.
"Vay be! Beni takip mi ettin? Ne kadar büyük bir hata yaptığının farkında mısın sen?"
"Hâlâ güçlü gibi mi davranıyorsun? Hâlâ rol mü yapıyorsun? Gerçek yüzünü gördüm! Hayatın ile ilgili söylediğin her şey yalanmış! Katilsin sen! Cani, duygusuz, yalancı bir katilsin sen!"
Yanlış yapıyordu! Böyle konuşmaya devam ederse hislerimi bir kenara bırakıp, onu öldürmem gerekirdi.
"Beni kızdırıyorsun! Susmazsan sonun o buruşuk ihtiyar gibi olur! Güçlü gibi davranmama gerek yok! Zaten yeteri kadar güçlüyüm!"
Endişeli olduğunu görebiliyordum fakat ona zarar verebileceğimden korkmadığı, söylediklerinden ve tavırlarından kesin olarak anlaşılıyordu.
"KAHRETSİN!"
Birden bağırıp lanetler okumaya başladı. Anlam veremeyip sadece onu izliyordum. Dizlerinin üstüne düştü ve ağlamaya başladı.
"Bunu neden yapıyorsun? O adamdan ne istedin? Zevk için insanları mı öldürüyorsun?"
Yerden kalkıp omuzlarımı tuttu. Yüzünü, yüzüme yakınlaştırdı. O kadar yakındı ki nefesini yüzümde hissedebiliyordum.
"Beni öldürmen gerekiyor değil mi? Nefret doldu için! İstediğini yapabilirsin ama bana sadece bunu neden yaptığını söyle. Senden, sadece insanları neden öldürdüğünü söylemeni istiyorum. Yaşlı bir adam ile ne derdin olabilir senin?"
Sesi yorgun çıkıyordu ve yüzündeki ifadeden ağlamamak için kendini zor tuttuğunu anlayabiliyordum.
"Ne sanıyorsun sen beni!? O piç nefes almayı bile hak etmiyordu! Eşini her gece döven, kumar masalarında karısını ortaya koyan bir piçin yaşamasına gerek yoktu zaten! Zevk aldığım için değil; Dünya'yı biraz olsun kötülerden arındırabilmek için onları öldürüyorum!"
Elleri, omuzlarımdan kollarıma, kollarımdan ellerime kadar indi. Elimi tutması, böyle bir durumda bile huzurlu hissettiriyordu.
"Ne yapacağım ben şimdi!?"
"Asıl ben ne yapacağım? Seni öldürmem gerekiyor..."
"Peki neden yapmıyorsun?"
Birden gözüm karardı.
"Sen?"
2005
"Seni seviyorum Mia."
Beni sevdiğini bu kadar içten söyleyen tek kişi o olabilirdi!
"Gerçekten mi? Beni seviyor musun? Ben de seni seviyorum ama benim ailem sizin gibi zengin değil. Ayrıca beni kimse sevmez ki. "
Babamın yaptığı iğrençlikler yüzünden hoşlandığım çocuğa bile yalan söylüyordum. Peşine taktığı adamlar yüzünden fakir gibi davranmak istemiyordum artık.
"Ben parayı ya da senin popülerliğini önemsemiyorum ki. Arkadaşın olsa da, olmasa da, ben seni yine severim. Senden hoşlanıyorum."
Kalbimin hızlandığını hissediyordum.
"Sana sarılmak istiyorum!"
Kollarını iki yana açtı
"Peki neden yapmıyorsun?"
Tam ona sarılacaktım ki babam yanımıza gelip saçımdan tutarak beni yere fırlattı.
"Seni pis sürtük! Sen okula piç veletlerle öpüşüp koklaşmaya mı gidiyorsun ha?"
İğrenç hissediyordum.SENDEN NEFRET EDİYORUM BABA!
"Ya sen!? Çocuksunuz siz be! Kızıma nasıl sarılırsınız!"
Babam, Jin'in yakasından tutup kaldırmıştı. Jin'in burnunu kanatacak şekilde yumruk atıp, yakasını bıraktı. Jin yere düşünce tekme atarak dövmeye başladı. Jin acı içinde kıvranıyordu. Yerden kalkıp babamı durdurmaya çalıştım. Bana döndü ve sert bir tokat attı.
"Yürü! Eve gitmeliyiz yoksa ben katil olacağım!"
Saçlarımı eline dolayıp eve doğru yürümeye başladı. Geride bıraktığım Jin'in acı dolu sesini duydukça içim parçalanıyordu.
..."Bıktım senden! Piç olan sensin! Annem senin yüzünden bıraktı beni! Nefret ediyorum senden!
"Bakıyorum da küçük sürtüğün dili uzamış. O dilini keserim senin anladın mı?"
Elini kaldırınca koşarak odama gittim.
"Korktun mu? Takvime baktım bugün doğum gününmüş. Bu seferlik seni affediyorum ve yatmaya gidiyorum. En ufak bir ses çıkarırsan acımam!"
Yattığından emin oluncaya kadar bekledim. Sessizce odasına girip çekmecesindeki silahı aldım. Yakınlaşıp başının sağ tarafına ateş ettim. Göğüsüne yatıp kalbinin atıp atmadığına baktım.
"ÖLMÜŞ!"
Kahkaha atmamak için zor duruyordum. Silahı silip babamın eline koydum ve kendimi ağlamaya zorladım.
"Mia! Kızım iyi misin?"
"İyi misiniz? Silah sesi duyduk."
Kapıyı açmak için koştum.
"Babam öldü!"
2018
"Geçen seferki gibi bayıldın. Serumun bitince çıkacaksın. Daha iyi misin?"
"Jin sen haklıydın."
Asırlar sonra yeni bölüm geldiiii!!! Umarım bu uzun süreyi telefi edebilmişimdir. Yorum yaparsanız çok sevinirim. Sizi seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GOOD KILLER | KIM SEOK-JİN
FanfictionGeçmişinden bir türlü kurtulamayan duygusuz bir seri katil, yeni hayatını büyük sırlarla inşa etmişti. Geçmişinden kaçmaya çalışırken karşısına çıkan adam, ona şu anda sahip olduğu hayatı geçmişinin yönettiğini, bu yüzden geçmişinden asla kurtulamay...