Jin'e karşı hissettiğim duygular, son 3 aydır daha çok yoğunlaşmıştı. Onunla göz teması kurmak bile beni heyecanlandırıyordu.
Ne olursa olsun, onunla arkadaştan öte olamam. Eğer ona karşı hissettiğim şey aşk ise, bu duygudan hemen vazgeçmem gerekiyor.
Çünkü, gerçekten sevdiğim birine hayatım ile ilgili böylesine büyük bir yalan söyleyemem.
Gerçek hayatıma dair en ufak bir şey öğrenirse, onu öldürmem bile gerekebilirdi. Ondan olabildiğince uzak duracaktım.
Kafamdaki düşünceleri atıp, Jimin'in yanına gitmek için hazırlanmaya başladım. Onunla sohbet etmek iyi geliyordu. Ve artık randevuları karamsar bir hastanedeki ufak bir odada değil, deniz kenarında bir bankta yapıyorduk. Ona gerçek hayatım ile ilgili hiçbir şey söylememiş olsam da kabuslarıma ve günlük hayatımda aklıma sürekli gelen babama, benim hakkımda neredeyse hiçbir şey bilmemesine rağmen çok iyi gelmişti.
Ceketimi ve çantamı alıp evden çıktım. Kulağımdaki kulaklıkta çalan müzik, beni biraz olsun şehrin gürültüsünden uzaklaştırıyordu.
...
"Mia sana iyi geldiğimi ve iyi bir arkadaş olduğumu söyleyip duruyorsun."
Bakışlarımı denizden çekip, devam etmesi için ona baktım.
"seanslarımızda, sorular olmadan sadece sohbet ettiğimizi fark ettim. Ayrıca sana sorduğum soruları da cevaplamadan konuyu değiştiriyorsun. Bu sefer sorumu cevapla lütfen. Ben senin için iyi bir arkadaş olabilirim ama senin için, gerçekten iyi bir psikolog muyum? "
Hiçbir şey demeden sadece suratına bakıyordum. Dürüst bir şekilde cevap vermemi istiyordu. Onu, birşey saklamadığıma ikna etmem gerekiyordu.
"Selam!"
Tanıdık bir ses kurtarıcım oldu.
Jimin bize doğru gelen Jin'e el salladı.
"Bütün gün ışık bile almayan bir odada insanlarla konuşmaktan sıkıldın galiba Jimin"
Jimin'e söylüyordu ama yüzündeki tatlı tebessüm ile bana bakarak konuşuyordu.
"nasıl gidiyor?"
Bakışlarını benden çekip Jimin'in sorusunu yanıtladı.
"her zamanki gibi."
Oturmadan tekrar bana baktı
"Mia yine aynı katilden olduğunu düşündüğümüz bir cinayet var."
Bu olay yerine gideceğiz demekti. Ayağa kalktım ve Jimin'e el sallayıp, arabaya doğru yürüdüm.
...
"ceset çürümeye başlamış. İki üç haftadır cansız bedeninin burada yattığı belli. Yine de otopsi raporu çıkmadan net bir şey söyleyemeyiz."
Yüzümü buruşturarak cesede bakıyordum.
" iki hafta dört gün önce. Ölümü baya acılı olmuşa benziyor. Çok direnmiş ve bu da daha acılı bir ölüme sebep olmuş."
Büyük bir hata yapmıştım.
" nasıl bu kadar eminsin?"
Lanet olsun! Nasıl böyle bir hata yaparım?
"işinde cidden çok iyisin!"
Cidden anlamamış mıydı?
Hafifçe gülümseyerek teşekkür ettikten sonra, cesede yaklaştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GOOD KILLER | KIM SEOK-JİN
FanfictionGeçmişinden bir türlü kurtulamayan duygusuz bir seri katil, yeni hayatını büyük sırlarla inşa etmişti. Geçmişinden kaçmaya çalışırken karşısına çıkan adam, ona şu anda sahip olduğu hayatı geçmişinin yönettiğini, bu yüzden geçmişinden asla kurtulamay...