10

28 6 6
                                    

"Daha iyi misin?"

"Ben iyiyim. Boğazın çok acıyor mu?"

Jin'in kurşun yarasını incelerken sorusunu cevapladım.

"Hayır acımıyor. Az önce neden öyle şeyler söyledin?"

Derin bir nefes aldı.

"Haklısın... Bazı insanların yaşamasına gerek yok. Bazı insanlar ölüm gibi bir cezayı hak ediyor. Hapishanelerde iki yıl yatmak hak ettiklerini bulmaları için yeterli değil."

Bir anda böyle konuşması beni şaşırtmıştı. 

"Sabah bunların tam tersini söylüyordun. Açıkcası neyin değiştiğini çok merak ediyorum."

"Mia ben birini öldürdüm. Tecavüzcü bir sapığın canını aldım. O kızı öyle görünce dayanamadım. Sen haklıydın. Sen çok haklıydın..."

"Ah... Az kalsın inanıyordum. Güzel şakaydı."

Gözünden akan yaş ve suratındaki çaresizlikten, söylediklerinin doğru olduğu anlaşılıyordu.

"Bilmiyorum... Pişmanlık hissetmiyorum ama mutlu da değilim. Peki o  zaman hissettiğim şeyin adı ne?"

Kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Eski ciddiyetime geri dönmem birkaç dakikamı almıştı.

"Birini öldürünce mutlu olacağını falan mı sanıyorsun cidden!? O piçi öldürerek en doğru olanı yapmışsın. Bazen doğru olanı yapmak mutlu hissettirmez ama "En azından doğru olanı yaptım." diyerek kendini teselli etmeni sağlar. Sen doğru olanı yaptın. O bunu hak ediyordu. Eğer onu öldürmeseydin vicdan azabı çekecektin. Çünkü o piç en fazla 3-4 ay ceza alacaktı ve çıktığında aynı iğrençliklere devam edecekti."

Söylediklerimin Jin'i rahatlatmadığını anlamak zor değildi.

"Bu senin için doğru değil sanırım."

Kafasıyla beni onayladı.

"Tek bir doğru yoktur Jin. Herkesin doğrusu farklıdır. Dün yaptığın şey sana çok mantıklı gelse de; bugün o yaptığın şeyden pişmanlık duyabilirsin. Kendini üzmemelisin. Çünkü o iğrenç herifi öldürürken gözünü dahi kırpmadığına eminim. O an senin için en doğru olan şey öldürmekti. Öldürdüğün kişi bunu hak ediyordu. Bunun için suçluluk hissetmemelisin."

Gözündeki yaşları sildi ve gözlerimin içine baktı.

"Seni seviyorum. Seni çok seviyorum..."

Gülümsedim. Bu cümleyi en son ne zaman duyduğumu hatırlamıyordum.

"Teşekkür ederim. Bunu duymayalı uzun zaman olmuştu."

Bir anlığına yarasını unutup kolunu sıvazlamaya kalktım. Koluna dokunduğum anda yüzünü buruşturunca hızla elimi çektim.

"Gerçekten çok özür dilerim. Acıyor mu?"

Ayağa kalkıp dudaklarıma narin bir öpücük bahşetti.

"Seni evine bırakayım. Kolun bu haldeyken araba kullanamazsın."

"Eve gitmek istemiyorum. Seninle konuşmak istiyorum. Yanında olmak istiyorum. Bu gece yanımda durur musun?"

                               

                                  ...

"Evin güzelmiş. Tarzını beğendim."

"Teşekkür ederim Jin."

"Jin yerine sevgilim falan desen olmaz mı? Öpüşüyoruz falan ya hani."

GOOD KILLER | KIM SEOK-JİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin