Üçüncü Bölüm

936 68 43
                                    

Jisoo

Ne yapacağımı bilemiyordum. Tek başına ne yapacaktım? Daha fazla yalnız kalamayacağımı anladım. Konuşacak birilerine ihtiyacım vardı. Telefonumu çıkardım ve İrene'yi aradım. İrene ve Seulgi en yakın arkadaşlarımdı onlardan başka kimsem yoktu buralarda. Genel olarak hep yalnızdım. Sadece annem vardı. O da babamın ölümünün ardından evlenip eşiyle birlikte Londra'ya taşınmıştı. Onunla evlendiğinden beri görüşmüyordum. Seulgi ve İrene tek dayanağımdı. Seulgi beni Jennie konusunda çokça uyarmıştı. İkisi de ondan uzak durmam gerektiğini ve beni sadece birlikte olduğu diğer kızlar gibi gördüğünü söylemişlerdi. Onları Jennie konusunda hiçbir zaman dinlememiştim. O yüzden onlara Jennie ile birlikte olduğumu da söylememiştim. Ama şuan onlara çok ihtiyacım var. Tek başına bir bebeğe bakamam. Ama onların desteğiyle yapabilirim. Şuan tek korkum bunu öğrendiklerindeki tepkileriydi. Eğer biz sana söylemiştik deyip bana sırt çevirirlerse o zaman cidden sonum gelmiş demektir.

Zil sesiyle oturduğum yerden kalktım ve gözyaşlarımı görmelerini istemediğim için silerek kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda en yakın arkadaşlarımı görmemle sildiğim bütün gözyaşlarının yerini yenileri doldurmuştu. Artık kapıyı açmadan öncekinden daha yoğun dökülüyorlardı gözlerimden. 

-"Jisoo ne oldu? Neyin var? Neden ağlıyorsun?" İrene telaşla sordu. Ardından Seulgi lafa girmişti.

-"Ne oldu Jisoo? Jennie mi bir şey yaptı?" Seulgi'nin sorusuyla artık kendimi komple kaybetmiş bir şekilde ağlıyordum. İki arkadaşımda başımda meraklı gözlerle benim neyim olduğunu öğrenmeye çalışıyorlardı. Onları en başında dinleseydim bunların hiçbiri başıma gelmeyecekti ama keşke demek hiçbir şeyi değiştirmiyordu.

-"Jisoo ağlama canım bize ne olduğunu anlatta bizde bilelim" İrene'nin sözleriyle gözyaşlarımı sildim bir faydası olmasa da. 

-"J-Jennie" dedim neredeyse fısıltı gibi çıkan sesimle. "Jennie ile kavga ettik" dedim gözlerine bakarak. Artık onlara her şeyi anlatmam gerekiyordu.

-"Ne oldu o piç yine mi seni onunla olmaya zorladı Jisoo? O yüzden mi kavga ettiniz? dedi Seulgi sinirli çıkan sesiyle.

-"Ne oldu sana bir şey mi yaptı?" diye ikinci bir soruyu eklemişti İrene.   

-"H-Hayır bana hiçbir şey yapmadı ve beni bir şeye zorlamadı. Hem biz onunla zaten birlikte olduk." ikinci cümlemi tamamen gözlerimi onlardan kaçırarak söyledim. Verecekleri tepkileri bekliyordum.

-"Ne!! Jisoo seni kaç kere uyardık onunla olma diye ama sen bizi dinlemedin. Aferin sana Jisoo. Ne oldu seni elde etti ve bir daha yüzüne bakmadı dimi kavgayı da bu yüzden ettiniz. Sana söylemiştim Jisoo o kadına güvenme demiştim." Seulgi sinirli bir şekilde neredeyse bağırarak bana bunları söylemişti. 

-"Hayır o yüzden etmedik kavgayı." dedim.

-"O zaman neden kavga ettiniz Jisoo? Artık bize neler olduğunu anlatır mısın?" dedi İrene artık merakını gizlemeden bana dönerek.

-"Artık umurumda değil aranızda ne yaşandıysa nasıl olsa ne söylersem tersini yapıyorsun Jisoo. Ben gidiyorum." Seulgi hışımla masa da duran arabasının anahtarını aldı ve kapıya yöneldi.  

-"Bekle nereye gidiyorsun Seulgi? Onun yanında olmalıyız o bizim arkadaşımız." dedi İrene. Ayağa kalktı ve Seulgi'nin yanına ilerledi.

-"Umurumda değil İrene. Ona söylediğimiz hiçbir şeyi dinlemedi. Şimdi ne hali varsa görsün." dedi kapıyı açıp dışarı çıkacağı sırada.

-"B-Ben hamileyim" dedim ayağa fırlayarak. Bu söylediğimden sonra kapının oradaki arkadaşlarımın şaşkın bakışlarıyla kafamı yere eğip ağlamaya başladım. Ne tepki vereceklerini bekledim onlar benim tek umudumdu.

UNEXPECTED LOVE  -JENSOO(G!P)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin