☆☆☆☆☆Öncelikle bu bölümü bu kadar geç attığım için üzgünüm. Bir süredir süren bir hastane sürecim vardı ve ameliyat oldum. Beni anlamanızı istiyorum. Şimdiden hepinize teşekkür ederim.
☆☆☆☆☆
Oy ve yorum lütfen!
☆☆☆
Jisoo
Karşımda durup bir bana birde elimi tutan Mi-soo'ya bakıyordu. Bende gözlerimi onda gezdirdiğimde farklı görünüyordu. Sanki rengi atmış gibiydi. Tuhaf görünüyordu. Kısaca bize bakıp elini ağzına bastırıp koşarak en yakındaki tuvalete girdi. Elimde olmadan içimdeki merak duygusuyla Mi-soo'ya odamda beklemesini söyleyip peşinden tuvalete girdim. Kabinlerin birinden yüksek sesli öğürme sesleri gelirken yavaşça oraya ilerledim.
Sonunda ses kesilmiş ve sifon sesiyle birlikte kabının kapağı açılmıştı. Karşımda az öncekinden daha kötü bir Jennie duruyordu. Kusmaktan kızaran ve yaşaran gözleri ve kireç gibi olan yüzüyle bana bakıyordu.
"Jisoo? Bir şey mi oldu?"
"Bir anda öyle yanımızdan ayrılınca ne olduğunu merak ettim."
"Midemi üşüttüm galiba. Önemli bir şey değil."
Ellerini ve yüzünü yıkamak için lavabolara yöneldi. Aynadan onu izlemeye devam ettim. Midesini üşüten birinin bu kadar kötü göründüğünü hiçbir zaman görmemiştim. Ama daha fazla uzatmakta istemiyordum. Sonuçta beni ilgilendirmiyordu.
"Bir doktora git istersen. İşlerin aksamasını hiç istemem Bayan Kim."
Aynadan bana bakıp Bi süre duraksadıktan sonra usulca kafasını salladı. Bunun üzerine onu orada bırakıp tuvaletten çıkıp Mi-soo'yu almaya odama gittim.
~
Jennie
Birkaç saattir yaşadığım baş ağrısı ve mide bulantısı resmen bana kabusu yaşatıyordu. Koltuğuma oturup yan taraftaki çekmeceden birkaç ilaç aldım. Onları içip koltuğumda geriye yaslanıp gözlerimi kapattım. Bu esnada kapımın tıklanmasıyla lanet ederek doğruldum.
"Bayan Kim sizinle konuşmak isteyen biri geldi efendim."
"Şuan müsait değilim. Daha sonra gelmesini söyle lütfen."
"Önemli olduğunu ve kesinlikle sizinle konuşması gerektiğini söyledi efendim."
"Adı ne? Bu kadar önemli olanda neymiş?"
"Adının Kang Siwan olduğunu söyledi Bayan Kim." Adını duymamla başımdan vurulmuşa döndüm.
"İçeriye gönderebilirsiniz."
İçeriye girip bana kısa bir selam verip önümdeki koltuklardan birine oturdu.
"Bay Kang burada ne işiniz var?"
"Aramalarımı geçiştirip yanıma gelmiyorsun Jennie. Mecbur kaldım ben senin yanına geldim."
"Buraya habersiz gelmeniz beni hangi çıkılmaz durumlara sokar biliyorsunuz değil mi? Daha dikkatli olmalısınız. Ya Lisa sizi görse? Neyin açıklamasını yaparım ona?"
"Gerçekleri söylersin Jennie. Hem yanıma gelseydin şimdiye kadar böyle sorunları düşünmek zorunda kalmazdım."
"Ne için geldiniz?"
"Neden geldiğimi çok iyi biliyorsun daha ne kadar uzatacaksın? Bir buçuk yıldır kararını verip gelmeni bekliyorum. Londraya gideceğim özel sebeplerim var dedin onu da kabul ettim ve buraya geldim. Her şeyi hazırladım haftalardır bekliyorum ama hala erteliyorsun."
"Geleceğim Bay Kang. Ama şuan olmaz daha her şeyi yoluna koyamadım. Her şeyi hallettiğimde aramanıza gerek kalmadan yanınıza geleceğim." Gözlüklerini düzeltip bir süre bana baktı.
"Peki ne kadar sürecek halletmen gereken işler Jennie? Üç ay, beş ay ya da bir yıl mı? O kadar zamanımız olduğunu sanmıyorum Jennie. Her şey için çok geç olabilir. Eğer gelmezsen gereken kişilere bildirmek zorunda kalırım."
"Hayır! Kimseye bir şey söyleyemezsiniz Bay Kang. Geleceğim ama biraz zaman tanıyın bana lütfen." Hafifçe alnını ovuşturup saçlarını geriye doğru itti.
"En fazla bir ay Jennie. Daha fazlası olmayacak bu sana son uyarım."
"Merak etmeyin orada olaca-" Cümlemi bitiremeden kapıyı çalıp Lisa içeriye girdi. Panik bedenimi ufaktan ele geçirirken ne yapacağımı bilemiyordum.
"Bay Kang sizi burada görmek ne büyük şeref. Sizi buraya hangi rüzgar attı?" Bay Kang göz ucuyla bana bakıp Lisa'ya döndü.
"Burada bir hastanede konferansa geldim Lisa. Gelmişken de sizinde burada olduğunuzu öğrendim. Yanınıza uğrayıp sizi göreyim dedim." Hafifçe gülümseyip konuşmasını bitirdi.
"Bende bir şey olduğunu sandım sizi burada Jennie'yle konuşurken görünce."
"Ne olabilir Lisa? Sadece sohbet ediyorduk."
"Bilmiyorum Jennie bir an öyle sandım. Neyse Bay Kang daha ne kadar buralardasınız acaba? Bir ara birlikte bir yemek yiyelim eğer sizin içinde uygun olursa."
"Bir süre daha buralardayım Lisa. Çok isterim hep beraber yemek yemeyi."
"Tamam o zaman. Sizi ararım zaman ve mekan hakkında haberleşiriz."
"O zaman ben izninizi isteyeyim hanımlar. Malum sizin işleriniz var bende biraz yorgunum gidip dinleneyim. Kendinize iyi bakın."
"Sizde Bay Kang. Görüşmek üzere. Dikkatli gidin." Çıkmadan önce son kez gözünün ucuyla bana bakıp ufak bir baş selamıyla odadan ayrıldı. Onun gitmesiyle derin bir nefes alıp koltuğuma oturdum.
"İyi misin Jennie? Yüzün kireç gibi olmuş."
"Biraz midemi üşütmüşüm Lisa. Birkaç ilaç aldım. Yakında iyileşirim."
"Dikkat et kendine Kim. Hasta olmanı istemem."
"Merak etme iyiyim ben. Sen neden gelmiştin bir şey mi oldu?"
"Bay Kang'ı görünce unuttum. Şirketin yıldönümü yaklaşıyormuş. Büyük bir etkinlik planlanacakmış galiba Chris Bey öyle bir şeyler dedi. O yüzden yarın evlerine yemeğe çağırdılar. Gerekli konular üzerinde konuşmak için. Bizimde etkinlikte rol almamızı istiyorlar."
"Tamam gideriz o zaman. Başka bir şey var mıydı?"
"Hayır bildiğim kadarıyla yok."
"Tamam o zaman ben çıkıyorum. Gidip biraz dinleneceğim. Bir şey olursa ara beni." Çantamı ve ceketimi de alarak odamdan çıkıp otoparka doğru yol aldım.
☆☆☆
Oy verip yorum yapın lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED LOVE -JENSOO(G!P)
Fanfic-"Şimdi ne olacak?" diye sordu Jennie, kapıya yaslanırken. -"Nereden bileyim? Beni hamile bırakan sendin." Jisoo biraz öfkeyle yanıtladı. -"Belki de çocuk benim bile değil, hangi erkeklerle yattığını kim bilebilir?" Jennie alaycı bir şekilde gülümse...