Jennie
Sabah alarmın sesiyle uyandım. Dün akşam Lisa'nın evinden çıktıktan sonra babam arayıp sabah şirkete gelmemi istemişti. Bende ona geleceğimi söylemiştim. Genelde şirkete sadece babam çağırınca gidiyordum. Yani şirketle alakam yoktu. Ama babam çağırdığına göre önemli bir olay olmalı. Şirketten çıkınca da Jisoo'nun yanına gidip onun yanında olacağımı söyleyeceğim. En azından bunu yapabilirim değil mi. Yataktan kalkıp banyoya gidip yüzümü falan yıkadım. Sonra üstümü giyinip çıktım. Yaklaşık on dakika süren bir yolculuktan sonra şirkete varmıştım. Çalışanlar beni burada görmeye alışık olmadığından bakıp duruyorlardı. Onları önemsemeyip asansöre yöneldim. Babamın odasının bulunduğu katta inip kapıyı tıklatıp onay vermesini bekledim. Gir onayı verdikten sonra içeriye girdim.
-"Hoş Geldin kızım." dedi bana doğru gelirken gülümseyerek.
-"Hoş buldum baba." dedim ona sarılarak. "Beni neden çağırmıştın?"
-"Kızım geç şöyle otur" deyip bana masasının önündeki tekli koltuğu göstermişti. Dediği yere oturduğumda o da kendi koltuğuna oturmuştu.
-"Seninle artık bu konuyu konuşmanın vakti geldiğini düşünüyorum kızım. Biliyorsun ki bu şirketin benden sonraki yöneticisi sen olacaksın. Ama bu şirkete gelmeyi bırak arada bir gelip uğramıyorsun bile." dedi sitemkar bir şekilde. "Artık bu işleri öğrenmen gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden burada çalışmaya başlamanı istiyorum."
-"Burada çalışmaya başlamamı mı istiyorsun? Sen yönetiyorsun işte bana gerek olduğunu düşünmüyorum."
-"Bak Jennie her zaman ben yönetemem. Artık yavaş yavaş bu işlerden emekli olmak istiyorum. Ve şirketi senin yönetmeni istiyorum. Eğitimini aldın. Burada benim yanımda çalışarak işi öğrenmeni ve tam anlamıyla şirketin başına geçmeni istiyorum. Artık ciddi anlamda baş edemiyorum. Ve işleri sana bırakıp annenle güzel bir tatile çıkıp biraz kafa dinlemek istiyoruz."
-" Tamam baba sen nasıl istersen öyle olsun. Peki ne zaman başlayacağım?" dedim. Onu daha fazla reddedemem. Nasıl olsa eninde sonunda bu şirketin başına ben geçecektim. En azından iyi yanından bakarsam tam anlamıyla özgür olacaktım.
-"Yarın başlamanı istiyorum. Ne kadar erken başlarsan o kadar iyi olur kızım." ne yarın mı ama bu biraz fazla erken değil mi ya. En azından haftaya falan başlarım diye düşünmüştüm. Neyse ne zaman başladığımın bir önemi yok.
-"Tamam baba yarın gelirim peki nerede çalışacağım."
-"Hemen yan taraftaki odayı senin için hazırlattım Jennie. Yarın saat dokuzda gelip başlarsın. Bir kaç mühür ve imza işleri var. Senin için çalışan asistanın sana onları nasıl yapacağını gösterir. Çok fazla bir işin yok. Haftaya da benle toplantılara gelirsin. Hepsi bu kadar."
-"Tamam baba yarın gelir başlarım. Ama şimdi çıkmam gerekiyor bir işim var da geç kalmayayım."
-"Tamam kızım yarın görüşürüz. Kendine dikkat et."
-"Tamam baba sende." deyip ona sarılıp odasından çıktım. Jisoo'nun dairesine gitmek için arabama bindim. Yaklaşık yarım saat sonra Jisoo'nun evinin oraya gelmiştim. Arabayı durdurduğum sırada Jisoo'yu gördüm. Tam arabadan ineceğim sırada önünde bir araba durdu. İçinden bir partide Jisoo'nun yanında gördüğüm bir kız indi. Neydi adı İrene miydi neydi. Jisoo'nun yakın arkadaşıydı galiba. Jisoo ile arabaya bindiklerinde nereye gittiklerini merak ettiğimden bende peşlerine takıldım.
Jisoo
Akşam eğlenmeye giderken sabah 11 gibi buluşup doktora gideceğimizi kararlaştırmıştık. Saat 10'a gelirken kalktım. Akşamım çılgınlar gibi eğlenip içen arkadaşlarıma göz kulak olarak geçmişti. Ben aralarında tek içmeyendim. Ama onlar çılgınlar gibi içip dağıtmışlardı. Onları eve bırakıp saat 2 gibi eve gelmiştim. Aslında gerçekten eğlenmiştim. O anlık Jennie'nin beni ve bebeğini umursamaması bile aklımdan çıkmıştı. Ama bunları düşünmeyeceğim. Yataktan kalktım ve kalktım ve hazırlandım. Saat 11 olmak üzereyken aşağı inip arkadaşlarımı beklemeye başladım. İnip biraz bekledikten sonra Seulgi ve İrene gelmişti.
-"Ee muhteşem ikili nasılsınız bakalım? "dedim gülerek.
-"Akşamdan kalma. Nasıl olabiliriz. Başım çatlıyor. Sırf yeğenimin sağlığını öğrenmek için gitmesek kimse beni yataktan kaldıramazdı bugün." dedi Seulgi başını tutup yüzünü buruşturarak.
-"Aslında hayatım yataktan kalkmış sayılmazsın. Seni banyoya kadar sürükleyip kafandan aşağı soğuk su boşaltınca uyandın." İrene gülerek söylerken Seulgi sinirlenmişe benziyordu.
-"Hey o konuyu hiç açmayın hanımefendi. Bunun hesabını daha sonra vereceksiniz. Bir insana bu yapılır mı ya." dedi sitem edip yüzünü asarak.
-"Ama hayatım ne yapabilirim sana yarım saat çağırdım ama kalkmadın. Bana da tek çare olarak o kalmıştı." dedi sevgilisine sarılıp yanağını öperken. Araba oturmuş bu ikilinin yaptıklarını dinliyordum.
-"Hey çifte kumrular biraz daha burada durup çene çalarsanız geç kalacağız." bu söylediğimden sonra Seulgi arabayı sürmeye başladı. Yaklaşık 10 dakika sonra kliniğe varmıştık. İrene burada psikologdu. Ben de hemşire olarak çalışıyordum. O yüzden hemen hemen herkesi tanıyorduk. Saat 11 buçuğa Doktor Wheein'e randevu almıştım. Kapının Önünde beklerken hiç gelmesini beklemediğim biri bana doğru geliyordu. Jennie KİM...
---------------------------------------------------------
Oy atıp yorum yapmayı unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED LOVE -JENSOO(G!P)
Fiksi Penggemar-"Şimdi ne olacak?" diye sordu Jennie, kapıya yaslanırken. -"Nereden bileyim? Beni hamile bırakan sendin." Jisoo biraz öfkeyle yanıtladı. -"Belki de çocuk benim bile değil, hangi erkeklerle yattığını kim bilebilir?" Jennie alaycı bir şekilde gülümse...