¤¤¤¤¤
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen!
¤¤¤¤¤
Jennie
Toplantı başlamak üzereydi ve ben hala yaşadığım şoku atlatmaya çalışıyordum. Nasıl olabilirdi? O kadar aradım onu ve en beklemediğim anda karşıma çıktı. Böyle bir şey nasıl olabilir? Kendimi sakinleştirmeye ve gördüklerimi sindirmeye çalışırken içeri Lisa girdi.
"Jen toplantı başlamak üzere gelmiyor musun?" Hiçbir şeyden haberi olmadığı için gayet sakin bir şekilde beni toplantıya çağırıyordu. Diğer ortağımızın Jisoo olduğunu öğrendiğinde onunda benim şuan ki halimden farkı kalmayacak.
"Diğer ortağımızı gördün mü? Bugün şirkete gelmiş. Çalışanlar konuşurken duydum. Nasıl biri?" Lisa sorularını ard arda sıralarken ben hala söyleyecek söz bulamıyordum.
"Jen sen iyi misin? Kötü görünüyorsun, hasta mısın?" Ağzımı açıp ona olanları söyleyecekken içeriye asistanım girdi ve herkesin bizi toplantı odasında beklediğini söyledi. Oraya şuan hiç gitmek istemesem de mecbur olduğumdan Lisa ile birlikte odamdan çıkıp toplantının yapılacağı yere doğru ilerlemeye başladık. İçeriye girdiğimizde Lisa gördüğü bedenle az önce yaşadığım şoku yaşamış, olduğu yerde kalakalmıştı. Onu hafif dürtüp yerimize geçmemiz gerektiğini işaret ettim.
***
Toplantı başlamış ve herkes şirket için düşündüğü fikirlerini sunmaya başlamıştı. Ben ise gözlerimi ondan ayırmadan bir köşede toplantının bitmesini bekliyordum. O ise bütün ciddiyetiyle bir bir yapmamız gerekenlerden ve şirket için iyi olabilecek şeylerden bahsetmeye devam ediyordu. Özlediğim sesini bu kadar uzun zaman sonra duymak hoşuma gitsede arada gözlerimiz buluşunca bana bakışları yüzünden dünyanın en kötü insanı gibi hissetmeme sebep oluyordu. Onunla konuşacak oldukça fazla şeyimiz vardı ama şuan bunun zamanı değildi.
Lisa'ya döndüğümde ise benim aksime gayet onun gibi profesyonel bir şekilde şirketler için planladığımız şeyleri anlatmaya devam ediyordu. Jisoo ise hoşuna gitmeyen şeyleri kesin bir şekilde istemediğini belirtip o maddeleri çıkarıyordu bir bir. Kesin kuralları var dediklerinde çalışanlara inanmıyordum ama anlattıklarından daha fazlasıydı.
~
Toplantı bittiğinde diğer çalışanlar ve müdürler toplanırken ben ise oturduğum yerde kalıp karşımdaki bedeni izlemeye devam ediyordum. Yerinden kalkıp dosyalarını asistana verdikten sonra odadan çıkmak için yöneldi.
"Chris Bey odama gelin lütfen." Arkasını bile dönmeden odadan çıkıp gitti.
Jisoo
Odama girip kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Nasıl olabilir? Burada ne işi var? Lanet olası dünyada başka şirket yok muydu?
Odamdaki camdan duvarın olduğu tarafa doğru yürüyüp kendimi sakinleştirmek adına dışarıyı izlemeye başladım. Birkaç dakika sonra kapımın tıklatılmasıyla oraya döndüm. Chan'in geldiğini gördüğümde sinirimin hiçte yatışmadığını bütün vücudumda hissediyordum.
"Beni mi çağırmıştın Soo?" Sakince sorduğu soruyla daha da öfkelendiğimi hissediyordum.
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?!" Kontrol edemediğim için sesim düşündüğümden fazla yüksek çıkmıştı. Ama bu durum şuan zerre umrumda değildi. Çıldırmak üzereydim. Tam bitti en azından görmüyorum böyle yaşar giderim derken tekrar karşıma çıkmıştı ve bu durumun tek bir sorumlusu vardı o da tam karşımda duruyordu.
"Soo beni bir dinler misin lütfen?"
"Yaşadığım her şeyi biliyorsun Chan. Herkesten daha iyi biliyorsun ama yinede onun karşıma çıkmasına neden oluyorsun. Onu görmemek için her şeyimi bırakıp buraya geldim. Ama sen ne yaptın? Onu alıp şirketimize ortak yaptın. Neyi açıklayacaksın söyler misin?"
"Her şeyi senin için yaptım inan bana. Senin üzülmen için hiçbir şey yapmıyorum Soo. Sana yaptıkları için bende çok kızgınım ona. İlk ortaklık için teklif gönderdiğinde ve kim olduğunu öğrendiğimde onu bu piyasadan silmek istedim."
"Peki sonra ne oldu da onu aldın ve bize ortak yaptın?"
"Şirketin stratejik olarak asyalı bir şirketle ortak olması gerektiğini konuşuyorduk o günlerde. Bende onun şirketinin bu konuda bize yardımcı olacağını düşündüm."
"Bunun hala böyle bir şey yapmak için yeterli sebep olduğunu düşünmüyorum. Asıl sebebine gelir misin?" Koltuğuma oturup ellerimi şakaklarıma bastırıp biraz olsun başımın ağrısını geçirmeye çalıştım. Kafam resmen patlayacak gibiydi.
"Aslında ben onun burada olmasını tek bir kişi için istedim."
"Kim? Kim için burada olması gerekiyor?"
"Mi-soo." Duyduğum isimle anlık olarak boşlukta hissettim kendimi. Daha ne kadar sinirlenebileceğimi bilemiyordum. Tek bildiğim git gide daha da ofkelenmeye devam ediyordum.
"Mi-soo'nun ona ihtiyacı yok!"
"Var! Sana olduğu kadar ona da ihtiyacı var."
"Ona hiçbir zaman ihtiyacı olmadı ve olmayacakta. Ben ona ihtiyacı olan her şeyi veriyorum ve vermek içinde her şeyi yaparım."
"Diğer annesininde onun yanında olması lazım. Evebeynleriyle birlikte yaşamalı."
"Onun tek bir ebeveyni var o da benim! Başka biri yok. Başka birine ihtiyacı da yok." Kapımın tıklatılmasıyla oraya döndüğümde içeriye kucağında Mi-soo ile yardımcım girmişti.
"Jisoo hanım Mi-soo sürekli sizi sorup durduğu için onu sizin yanınıza getirdim."
"Tamam sorun değil. Bende onu almaya gelecektim." Onu kucakladım ve dizime oturttum. Tombul yanaklarını sevip birkaç öpücük kondurdum. Onun kimseye ihtiyacı yok. Ben ona yeterim.
"Ben Mi-soo ile eve gidiyorum. Daha fazla burada duramayacağım. Az önceki konu ile ilgili de eve geldiğinde detaylı olarak konuşacağız hiç şüphen olmasın." Ayağa kalkıp çantamı da alarak odamdan çıktım. Tam bu esnada karşımda gördüğüm bedenle olduğum yerde kalakalmıştım.
¤¤¤¤¤
✨️✨️✨️✨️✨️
Oy ve yorum lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED LOVE -JENSOO(G!P)
Hayran Kurgu-"Şimdi ne olacak?" diye sordu Jennie, kapıya yaslanırken. -"Nereden bileyim? Beni hamile bırakan sendin." Jisoo biraz öfkeyle yanıtladı. -"Belki de çocuk benim bile değil, hangi erkeklerle yattığını kim bilebilir?" Jennie alaycı bir şekilde gülümse...