Bölümden çok memnun değilim ama bölüm atmam gerekiyordu. O yüzden lütfen kusura bakmayın.
Oy verip yorum yaparsanız sevinirim...Lisa
Son kontrollerimi yaparken arkamdan sarılan kollarla duraksayıp sıcaklığının tadını çıkarmaya odaklandım. Bir süre öylece kaldıktan sonra kollarında usulca dönerek yüz yüze kalmamızı sağladım. Dudağına ufak bir öpücük kondurup güzel yüzünü avuçlarımın içine aldım. Kısaca gülümseyip beni kendine çekip dudaklarıma uzunca bir öpücük bıraktı. Onu kısaca süzüp güzelliğine olan hayranlığımı dile getirmeden duramadım.
"Çok güzel olmuşsun sevgilim."
"Senin yanındayken hiç şansım yok."
"Şaka mı yapıyorsun?" Bütün şaşkınlığımla kalakaldım. Usulca gülümseyip kollarımın arasından çıktı.
"Geç kalmayalım sevgilim. Hazırsan kızımızı da alıp çıkalım."
"Hazırım güzelim. Sen Soojin'i hazırla lütfen. Ben Jennie'yi arayacağım." Soojin'i hazırlamak için odadan çıktı.
Elime telefonumu alıp Jennie'yi aramaya başladım. Birçok kez çalmasına rağmen cevap vermiyordu. Normalde böyle bir şey yapmazdı. Tekrar aradığımda birkaç kez çaldıktan sonra sonunda telefonu açtı.
"Jennie nerdesin? Telefonuna neden bakmıyorsun?"
"Üzgünüm Lisa lavabodaydım. Geliyor musunuz?"
"Sen iyi misin? Sesin pek iyi gelmiyor? Hasta mısın Jen?"
"Bir şeyim yok Lisa. Hazırlandım ne zaman geliyorsunuz?"
"Birazdan oradayız."
"Tamamdır görüşürüz." Telefonu kapatıp Jennie'nin son günlerdeki davranışlarını düşünmeye başladım. Kesinlikle iyi değildi çünkü iyi de gözükmüyordu. Ama daha fazla sorup onu darlamakta istemiyordum. Sonuç itibariyle eninde sonunda ne olduğunu öğrenirim.
~~
Soojin'i Mi-soo'nun odasına bırakıp biraz birlikte oyun oynamalarını izleyip yemek masasındakilere katılmıştım. Masanın başında Bay Bang oturuyordu. Bay Bang'in sağında Jisoo, solunda ise Bayan Bang oturuyordu. Ben ve Rosé, Jisoo'nun sağ tarafında otururken Chris Bey ve Jennie'de tam karşımızda oturuyordu.
Masadakiler birbirleriyle sohbetler ederken gözüm önümdeki Jennie'ye kaydı. Normalde mutlaka dahil olduğu bir ortam olmasına rağmen oldukça sessiz bir şekilde duruyordu. Yüzü dünkü gibi bembeyazdı ve halsiz görünüyordu. Onun için oldukça endişelenmeye başlamıştım. Çünkü şuan karşımdaki tanıdığım Jennie Kim değildi.
Yemekler servis edilmeye başladığında Bay Bang söze başladı.
"Evet hanımlar şimdi asıl konumuza gelebiliriz. Şirketin yıldönümüne çok az bir süre kaldı. Bu yıldönümü kutlamasının her zamankinden daha güzel ve daha gösterişli olmasını istiyorum. Ama tabi ki hepiniz bununla ilgilenirseniz şirketin yönetimiyle ilgilenecek biri olmaz. O yüzden sizin içinde uygunsa bir teklifim var hepiniz için."
"Nedir Bay Bang?"
"Sizden bir kişinin ve Bang Technology'den bir kişinin kutlamalarla ilgilenmesini istiyorum. Tamamen ekip olarak bütün organizasyonu yöneteceksiniz. Diğer iki kişide sirketin olağan işleyişini yönetecek."
"Peki kimlerin organizasyonla ilgilenmesini istiyorsunuz?"
"Bayan Jennie sizin için uygunsa sizin kutlamalarla ilgilenmenizi istiyorum."
"Benim için büyük bir onur Bay Bang. Büyük bir zevkle en iyisi olması için çalışacağım."
"Peki diğer düşündüğün kişi kim Baba?" Chris Bey'in sorusuyla tekrar Bay Bang'e döndüm.
"Tamamen çalışkanlığına ve mükemmeliyetçiliğine güvendiğim birisi." Usulca Jisoo'ya döndü.
"Senin ilgilenmeni istiyorum Jisoo." Jisoo'nun yüzünde ufak bir şaşkınlık ibaresi belirse de kendini toparlayıp karşılık verdi.
"Siz nasıl istiyorsanız. En iyisi olduğundan emin olacağım."
"Tamam o zaman. Lütfen yemeklerinizi yiyin. Yemekten sonra da konuşabiliriz. Buyurun lütfen hanımlar, yemeklerinizi soğutmayın." Bayan Bang'in sözleriyle hepimiz yemeğimizin tadını çıkarmaya başlamıştık.
Bir süre sonra Jisoo yerinden kalkıp bize döndü.
"Kusura bakmayın lütfen. Ben kızlara bakıp geleyim. Size afiyet olsun."
Yanımızdan geçerek koridora doğru yöneldi. Tam dönüp yemeğime devam edecektim ki gözlerim tekrar Jennie'ye kaydı. Tabağına dokunmamış öylece duruyordu. En sonunda yerinden doğrulup izin isteyerek lavaboya gitmek için koridora yöneldi.
Jennie
Kapıyı açtığım gibi klozete yöneldim ve midemde ne varsa hepsini klozete boşalttım. Kendimi masada ne kadar zorlasamda artık mide bulantısından duramayacak hale gelmiştim. Ağrılardan ve kusmaktan mahvolmuştum. Aldığım ilaçlarda artık pek etki etmiyordu. Elimi yüzümü yıkayıp aynadan bir süre kendimi izledim. Kızaran ve yaşaran gözlerim ve kusmaktan bembeyaz kesilen yüzümle dikiliyordum. Birkaç gündür doğru düzgün hiçbir şey yiyemiyordum ve ağrılardan geceleri uyuyamıyordum. Tamamen bitik bir haldeydim.
Elimi yüzümü kurulayıp biraz kendime gelmek için bekledim. Bu esnada çalan zil sesimle telefonumu elime aldım. Ekrandaki ismi görünce hemen çağrıyı cevapladım.
"Jennie nasılsın?"
"İyi değilim Bay Kang."
"Neden? Ne oldu?"
"Aldığım ilaçlar artık hiçbir işe yaramıyor. Sürekli midem bulanıyor ve son günlerde ağrılarım iyice arttı."
"Jennie neden anlamıyorsun! O ilaçları biraz rahatla diye vermiştim sana. Artık vücudun o ilaçlara bile tepki vermiyor. Daha ne kadar uzatacaksın?"
"Sizden süre istedim Bay Kang ve sizde verdiniz. Şimdi beni o zamana kadar idare edecek ilaçlar verin lütfen. Daha fazla dayanamıyorum bu ağrılara."
"Sana başka ilaçlar vericem Jennie. Ama bunlar son. Bu bir ayın sonunda ameliyat olmak için hastaneye yatmazsan sana hiçbir şey vermeyeceğim."
"Size söz verdiğim gibi bu ayın sonunda ameliyat olmak için yanınıza geleceğim Bay Kang. Lütfen şu ağrılarımı dindirin."
'Ne ameliyatından bahsediyorsun Jennie?' Kapıda dikilen Lisa şuan hayatımda en son istediğim şey olabilirdi...
◇◇◇
Oy ve yorum lütfen!
♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED LOVE -JENSOO(G!P)
Fanfiction-"Şimdi ne olacak?" diye sordu Jennie, kapıya yaslanırken. -"Nereden bileyim? Beni hamile bırakan sendin." Jisoo biraz öfkeyle yanıtladı. -"Belki de çocuk benim bile değil, hangi erkeklerle yattığını kim bilebilir?" Jennie alaycı bir şekilde gülümse...