2 Ay Sonra
Jennie
Yine sıkıcı bir iş günü daha bitmek üzereydi. Yaklaşık iki aydır tek yaptığım işe gitmek ve işten dönerken Jisoo'nun yanına uğramaktı. Eski hayatıma dair hiçbir şey yapmamıştım bu iki ayda. Ne verilen partilere katılmıştım ne de arkadaş grubumla takılmıştım. Tamamen iş ve Jisoo arasında bir hayat yaşıyordum. Sabah işe geliyor akşam işten çıkıp Jisoo'nun yanına gidiyordum. Eve geldiğimde neredeyse saat on iki oluyordu. Dinlenmeye bile vaktim olmuyordu. Jisoo'ya yanında olacağım dedikten sonra neredeyse hiçbir gün onu yalnız bırakmadım ve istediği her şeyi aldım. Ama artık yorulduğumu hissetmeye başladım. En azından bedenen olmasa da ruhen sıkıldım bu hayattan. Eski eğlenceli hayatıma geri dönmek istiyorum. Bu yüzden Jisoo ile konuşup en azından benim evimde kalması için onu ikna edebilirim. Böylelikle yollarda harcadığım onca zamanı partilerde ya da arkadaşlarımla eğlenerek geçirebilirim. Hem Jisoo da her zaman yanımda olacağı için ona söylediğim şeyi de yerine getirmiş olurum. Şimdi ise işten çıkmış Jisoo'nun dairesine doğru yola çıktım. Onunla konuşup benim evime taşınmasını sağlamalıyım. Arabama bindim ve yaklaşık olarak 40-45 dakikalık yoldan sonra Jisoo'nun evine vardım. Zili çaldım ve 2-3 dakika içinde Jisoo kapıyı açtı.
-"Hoş geldin" yüzünü buruşturmuş bir şekilde söyledi.
-"Jisoo iyi misin? Bir yerin mi ağrıyor? "
-"Her zaman ki mide bulantıları işte, içeri geçsene"
Birlikte televizyonun karşısındaki L koltuğa yöneldik ve oturduk. Yüzü bulantıları yüzünden kireç gibi olmuştu.
-"Yemek yedin mi?"
-"Aslında... Kolumu kaldıracak gücüm yoktu. Sabahtan beri çok kötü bir mide bulantısıyla baş başaydım."
-"Yani tüm gün hiçbir şey yemedin mi Kim Jisoo?" bulantılar yüzünden hali kalmamıştı ama en azından yemek yemeliydi. Ben şirketteyken birinin ona göz kulak olması gerekir. En azından bir yardımcı Jisoo'yla ilgilenebilir. Ama burada yeterli yer yok o yüzden Jisoo'ya benim evimde kalmasını teklif etmeliyim. Doğuma kadar oldukça iyi bakılması gerekir evet ona karşı bir şey hissetmiyorum ve onunla sadece zevk için birlikte oldum ama en azından arkadaşı olduğum için ona iyi bakmam gerekiyor.
-"Jisoo aslında seninle bir şey hakkında konuşmak istiyorum"
-"Ne hakkında Jennie?"
-"Jisoo biliyorsun sabah şirkete gidiyorum ve şirketten çıktıktan sonra da buraya yanına geliyorum. Kendimle ilgilenecek hiç zamanım kalmıyor."
-"Seni anlıyorum Jennie. Sana fazla yük oluyorum. Her gün buraya gelmek zorunda değilsin. Ben başımın çaresine bakarım."
-"Jisoo sen neden bahsediyorsun daha hiç yemek bile yememişsin nasıl başının çaresine bakacaksın. Bugünlerde mide bulantıların yüzünden daha çok zorlanıyorsun. Sana buraya gelmek istemiyorum demedim. Sana benim evimde kalmanı istiyorum diyecektim. Burası evime ve şirkete oldukça ters kalıyor ve oldukça zorlanıyorum. Hem benim evimde kalırsan ben işteyken seninle ilgilenecek insanlar olacak. Ve benim de içim rahatlamış olacak. Ayrıca kendime zaman da ayırmış olabileceğim. Benim evimde kalmak ister misin Jisoo?"
-"Aslında Jennie sana oldukça yük olduğumu biliyorum. İki aydır ben ve şirket arasında mekik dokuyorsun. Bunaldığını ve kendine zaman ayıramadığını da biliyorum. Bu yüzden sen nasıl istersen öyle olsun Jennie. Senin evinde kalırım sorun değil."
-"İşte şimdi oldu. Öyleyse hazırlan da dışarıda yemek yiyelim sonra da evime gideriz. Yarında eşyaların için birilerini gönderirim."
-"Tamam Jennie sen bekle ben üzerimi değiştirip geleyim."
-"Tamam bekliyorum."
--------------------------------------
Dakikalar boyunca Jisoo'yu beklemenin ve onun ısrarı üzerine bir tavuk restaurantında yemek yemenin ardından sonunda eve gelmiştik. Jisoo ile oturma odasına yönelip kendimizi koltuklara atmıştık.
-"Bu tavuk sevdanı bir türlü anlamıyorum"
-"Ama çok güzel" elinde olsa muhtemel her öğün tavuk yerdi. Kendini koltukta biraz daha geri yaslayıp esnemeye başladığında uykusunun geldiğini anladım.
-"İstersen gel odanı göstereyim Jisoo, hem yorulmuşsundur dinlenirsin."
-"Çok iyi olur Jennie." Birlikte merdivenlere yöneldik ve üst kata çıktık. Koridorda ilerledikten sonra sondan ikinci odanın kapısını açtım. İçeriye girdim ve Jisoo'ya döndüm.
-"İhtiyacın olan bir şey olursa ben yan taraftaki odada olacağım. Yarın eşyaların gelince dolaplara yerleştiririz. Şimdi yat ve iyice dinlen. Yarın sana yardımcı olması için iki kişi görevlendireceğim."
-"İki kişi mi?"
-"Evet. Biri senin mutfak işlerine bakması için diğeri de eğer bir şeye ihtiyacın olursa ya da bir yere gitmek istersen sana yardımcı olması için gelecek. Her zaman yanında birileri bulunursa daha iyi olur diye düşündüm. Özellikle bu zamanlarda bulantıların seni zorlarken daha rahat hissedersin."
-"Teşekkür ederim Jennie, her şey için."
-"Önemli değil Jisoo, hadi sen şimdi dinlen." deyip odasından çıktım. Merdivenlerden indim ve mutfağa ilerledim. Tam su içeceğim sırada telefonumun çalmasıyla bardağı bıraktım ve telefonuma yöneldim. Arayan isim ile dudaklarım yukarı kıvrıldı. Ve sesini duymamla eski zamanları ne kadar özlediğimi hatırladım.
-"Beni özlemedin mi bebeğim?"
-"Özlemez olur muyum Nayeon, çok özledim."
-"O zaman nerelerdesin Kim partilerin tadı sensiz çıkmıyor."
-"Biraz yoğundum bu sıralar ama artık daha rahatım. Ee neler yapıyorsun?"
-"Aslında bir partiye gidecektik ve belki gelirsin diye sana da söyleyeyim dedim."
-"Kim düzenliyor partiyi?"
-"Dahyun ve Tzuyu"
-"O zaman bende geliyorum orda görüşelim "
-"Tamam bebeğim seni bekliyor olacağım." telefonu kapattım ve üst kata yöneldim. Hemen üstümü değiştirdim. Koridorda ilerlerken Jisoo'ya bakmak için kapısını usulca açtım. İçeriye baktığımda Jisoo'nun uyuduğunu gördüm. Yavaşça kapıyı kapattım ve alt kata indim. Anahtarlarımı da alıp Dahyun'un evine gitmek için arabama bindim. Şu bunlatıcı iki ayın sonunda ilk defa rahat nefes aldığımı hissediyorum.
-------------------
Oy verip yorum yapmayı unutmayın.
Hoşçakalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNEXPECTED LOVE -JENSOO(G!P)
Fanfiction-"Şimdi ne olacak?" diye sordu Jennie, kapıya yaslanırken. -"Nereden bileyim? Beni hamile bırakan sendin." Jisoo biraz öfkeyle yanıtladı. -"Belki de çocuk benim bile değil, hangi erkeklerle yattığını kim bilebilir?" Jennie alaycı bir şekilde gülümse...