Ben iyiyim. Sadece dramatik oluyorum. Ben bunu yaparım.
-
"Baekhyun istersen bugün okula gitme," Maria bugün sabahtan beri okula gitmemem için yalvarıyordu. Dünkü halimden sonra beni bu modda okula göndermek istememesini anlıyordum yalnız Chanyeol'un onca lafından sonra yine o nefret ettiği, mükemmel Baekhyun olarak geri dönecektim.
"Sorun yok Mari," dedim kapıdan çıkarken. Yanaklarını öptükten sonra arabama gittim. Nedensizce keyifliydim. O yüzden çalma listemden bir şarkı açıp söylemeye başladım.
Üzgün olduğumu söyleyebilirdim
Eğer düşüncelerini değiştireceğine inansaydım
Fakat şunu biliyorum bu sefer
Çok fazla söyledim
Fazla kaba olarak
Bunun hakkında gülmeyi deniyorum
Yalanlarla onu örtbas etmek için
Denedim ve buna güldüm
Gözlerimdeki yaşları saklayarakÇünkü erkekler ağlamaz
Erkekler ağlamazŞarkıyı söyleyerek okula giderken arkamdan gelen korna seslerine karşılık sadece sesi daha fazla arttırdım.
Okulun park yerinde her zamanki yerime park edip arabadan indim. Birkaç kişi bana selam verse de onlarla muhattap olmak istemedim. Gözlerim bir sürü kapatıcıya rağmen şiş olduğu için güneş gözlüğüyle gezmeye karar vermiştim bugün. Evet, kış gününde.
Sınıfta yerime geçtiğimde herkes gözümdeki güneş gözlüğüne bakıyordu. Sinirlenip "Neye bakıyorsunuz? Gözlüklerim Gucci bu arada, markasına bakıyorsanız diye," dedim bana bakanlara. Hepsi önüne dönmek zorunda kaldı. Biri hariç.
"Kış gününde güneş gözlüğü de anca sen takarsın zaten Baekhyun," dedi Hyunjin gülerek. "Ne oldu güzel gözlerin alerji mi oldu?"
"Hayır, Hyunjin. Senin gibi görüntü kirliliği yapan insanları bugün full hd değil orta kalite görmek istiyorum." Tam o sırada Chanyeol sınıfa girmişti. Onu görünce hemen kafamı çevirdim. Baktığımı göremezdi bu gözlüklerden, yine de ona baktığımı düşünmesini bile istemiyordum.
Chanyeol hiç tahmin etmeyeceğim bir şey yapıp yanıma oturdu. Şok olduğumu belli etmemek için önümdeki kağıda bir şeyler yazıyormuş gibi davranıyordum. Niye benimle olmanın ızdırap olduğunu söyleyip bir de yanıma oturuyordu? Amacı neydi şimdi?
Profesör derse girmeden önce "Baekhyun konuşabilir miyiz?" diye sordu, umursamadım. Ben böyle bir insandım, değil mi?
Ders boyunca yazdığı kağıda bakmam için kolumu kalemiyle dürtüp durdu. Kolunu tutup bir yerlerine sokmamak için kendimi zor tutuyordum. Dersi dinlemiyordu salak. Bana da dinletmemeye kararlıydı.
"Baekhyun bir baksana ya!" Sessizce nasıl fısıldanırsa öyle fısıldıyordu, kalın sesiyle tabi fısıldayamıyordu da beceriksiz. Patlamama ramak kala şükür ki hoca dersi bitirdi.
"Derdin ne senin?" diye sordum, sesim sert çıkmıştı.
"Konuşmak istiyorum."
"Ama ben istemiyorum Chanyeol. Eski yerine git otur. Derste beni rahatsız etmeni istemiyorum."
Chanyeol eliyle yüzünü sertçe ovuşturdu. "Lütfen, Baekhyun. Rica ediyorum."
"Sen gitmiyorsan ben giderim," Kitaplarımı toplayıp özellikle tek başına oturan birinin yanına geçtim. Chanyeol'un arkadan küfrettiğini duydum, duymam için sesli söylediğini biliyordum. Beni deli etmek için ne gerekiyorsa yapardı o.
-
Öğle arası tek başıma olmam beni biraz rahatsız etti. Elimde tepsimle nereye oturmam gerektiğini bilmiyordum. Lucas ve Ten beni tamamen unutmuş gibi başkalarıyla oturuyordu, şu durumda Chanyeol'lerine yanına gidemezdim. Arkadaki boş masalardan birine geçip oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dirty Little Secret | chanbaek
FanfictionByun Baekhyun Oasis Tacını istiyordu. Yalnız hayatı boyunca yapmadığı bir şey yapması gerekiyordu: İstediği şey için savaşmak. Komşusu Park Chanyeol'un, favori Youtuber'ı Park Yoora'nın kardeşi olduğunu öğrenince savaşında ona yardımcı olması için...