yaralı kalpler » s. rogers

15. beyaz araba

"Bu arada, plan nedir?" diye Mira ve Grant hariç herkesin merak ettiği soruyu sordu Alya arka koltuktan. Helikopterle yere inmiştiler ve şimdi beyaz bir arabayı takip ediyordular.

"Plan şu ki, şu arabayı takip edip Yüzbaşının yerini bulacağız," diye cevapladı sürücü koltuğunda oturan Mira, ilerdeki arabayı göstererek. Çok da yakın takip etmek istemedi, sonuçta bu işlerde en yetenekli olan kişilerle uğraşıyorlar. En azı onlar kadar iyi olmak lazımdı.

"O nasıl oluyormuş?"

"E arabadakiler Steve Rogers'ı çok iyi tanıyorlar. Beraber çalıştılar sonuçta," konuyu uzatmadan cevapladı Mira. Odaklanmaya ihtiyacı vardı.

"Bi dakka bi dakka, kimi takip ediyoruz şu an?" diye telaşla sordu Alya, öne eğilerek Miranın koltuğunu tuttu yüz ifadesini daha iyi görmek için. Gerçekten şaka yaptığını umuyordu.

Bu zamana kadar sessizce dinleyerek her şeyi kafasında çözüp, "Clint Barton'ı," diye Alyanın korktuğu cevabı verdi Bruce Banner.

"Natasha Romanoff yanında en iyi Shield ajanı sayılır," diye kattı Miranın yanında oturan Grant.

"Ve bizde şu an... Aferin Mira, şu an dünyanın en güçlü kahranlarından birini takip ediyoruz. Bu plan'a nasıl vardın bağrı onu söyle." Oflayarak arkasını koltuğa yasladı Alya.

"Hey bu plan'ı yapan tek kişi ben değildim bi kere," dedi Mira her şeyi anlatmaya başlayarak.

İKİ SAAT ÖNCE:

"Efendim?" diye sordu Alya Doktor Banner'dan. Bruce, Alya, ve Allen arkaya sıkışmıştılar ve Mirayla Grant önde oturuyordular. Alyanın dikkatini çekmek için Bruce omuzuna dokunmuştu.

"Şey... sence de bir benzin istasyonuna durmak lazım değil mi? Sonuçta bu araba çalıntı, yani yolun kenarında kalmak istemem bununla," dedi birazcık çekinerek.

"Yani öyle olsaydı Mira derd-" diye cümlesini başladı Alya ama sonra anladı doktorun derdi ne olduğunu. "Haaa... tamam dur bi dakka," diye öne çevrildi. "Mira benim çişim geldi bi yerde dursak olur mu?"

"Olur, hem benzinimiz bitiyor."

Bir benzin istasyonunda durduklarında Alya arabadan çıkarak Mira ve Grant'a içerden bişey istediklerini sorunca Mira kendi sorusuyla cevapladı, "Bi dakka, sen binada üzerini değişmedin mi? Her şey arasında nasıl cüzdanını alabildin ki?"

"Almadım." diye boş bir cevapla Miranın kafasını iyice karıştırarak yanından ayrıldı. Alya dönüp gidince Bruce ve Allen ardından gittiler.

Allen hızlı adımlarla Alyanın yanına yaklaştı. "Naber Alya?"Alya eski sevgililer şakasını yaptığından beri baya sessizdi Allen. Alyanın peşinden geldiğini bile fark etmemişti Allen konuşana kadar.

"İyi, senden?"

"İyi," diye cevaplayınca başka ne söyleyeceğini bilmediği için aralarında sessizlik oluştu.

Alya bir anda durdu hemen ardından da Allen aynisini yaptı. "Allen, sana bişey sorucam."

"Sor," diye hemen cevapladı adam.

"Neden geldin bizimle?" Allen hemen cevaplamayınca Alya devam etti. "Sonuçta sen bir avukatsın, gücünde yok. Ben sen olsaydım böyle işlerden uzak dururdum. Peki sen neden geldin. Gelme sebebin ne yani?" diye sertçe sorusunu tekrar etti kadın. Bütün yol boyunca bunu düşüyordu ve geçerli bir sebep bulamıyordu, bu yüzden adamın kendisine sormaya denemek istedi.

"Alya sakin," diye kadının kollarına hafif bir dokunuşla tuttuğunda Alya hemen sakinleşmişti. Üzerine bir büyü kullanmış gibi hissediyordu çünkü Allen ne desede Alya hemen affetmeye hazırdı sanki. "Sadece.... Alya ben.... Gelme sebebim sensin Alya, ben senin için geldim. Nereye gitsende, ne uzaklık da olsanda, hep senin yanında olmak istiyorum. Sanki aramızda bir bağ var ve bunun kopmaması için her şeyi yapmam gerekiyor," diye samimiyetle cevapladı adam, yumuşak gözlerle kadının gözlerinin içine bakıyordu.