Hemen odadan dışarı çıktık ve asansörlere doğru koştuk. Nefesimi tutarlı ve tereddütsüz tutmak gittikçe zorlaşıyordu, ama bu durumda nefesimi dengelemek için zamanım yoktu. Yaklaştıkça Grant tarafından karşılandık.
"Shield'a ulaşamıyorum" diye açıkladı. Anlayışta başımızı salladık.
"Asansörler bizim için çıkmaz sokak," diye homurdandı Mira, asansörü çağırmak için tekrar tekrar düğmeye basarak.
Allen, "Sorun değil, merdivenleri kullanalım," diye önerdi.
"Merdivenler katın diğer tarafında. Zaman kaybederiz," diye kendimden emin bir şekilde belirttim ki, asansör kapısının açıklığına eğildim ve ellerimi sadece birkaç kat aşağıda olan asansöre doğru uzattım. Yani, gücüm artık açık olmalı. Ama belki bana öyle geliyor, o sessiz sorgu odasında düşünmeye çok zamanım vardi.
Asansör önümüzde durduğunda Tony, bileğini saran kostümün bir parçasıyla kapıları açtı. İçeri girdiğimizde ellerimi ve kollarımı kaplayan o sıcaklığın geri döndüğünü hissetim. Işık hızıyla ilerledik ve yukarıdan gelen gürültüyü duyabiliyorduk. Herkes bişeye tutunmaya çalıştı bende asansörü yavaşlatmaya çalışıyordum, ama kontrol edemiyordum ve tam o anda asansörün üzerine bir şey çarptığında aniden durdu.
"Ne oluyor ya?" diye derin nefesler alarak sordu Mira.
Grant biraz eğilerek ellerini birleştirdi ve Miraya baktı. "Hadi Mira," diye yukarı bakınca Mira hemen anladı. Mira Grant'ın ellerine bastığında Grant onu yukarı kaldırdı ve kadın tavanda gizli bir kapı aradı. Bulamayınca Tony, "Çekil ben hallederim," diye ayni köstüm parçasıyla delik açtı tavanda. Grant'ın yardımıyla Mira atlayarak çıktığında Steve'i gördü.
Miranın arkasından ben çıktım. Steve dönerek bizi görünce, "Siz burada ne yapıyorsunuz? İkinizin de burada olmamanız gerekiyor," dediğinde cevap beklemeden devam etti. "Her neyse, bu olay sizi ilgilendirmiyor, karışmayın. Binayı terk edip güveli bi yerde saklansanız hepimiz için en iyisi olur," dedi geri dönerek.
"Hey ihtiyar naber?" diye külahıma Tonynın sesi geldi.
"Siz Tonyle ne yapıyorsunuz?" diye bize döndü Steve.
"Onlar benimle çalışıyorlar," diye Steve'ın sorusunu cevapladı Stark.
"Ne?!" diye Mirayla aynı zamanda bağırdık.
"Tony onları buradan çıkar ve güvenli bir yere götür. Yukardaki katta çok tehlikeli birisi var. Karışmasalar iyi olur."
"Bu 'tehlikeli birisi' de çoçukluk arkadaşın olmalı," dedi Tony başını sallayarak. Steve Buckyden bahsetmiyordu, ama kendini beğenmiş egoistle tartışmanın bi anlamı olmadığına karar verdi. "Ama sen artık kaptan değilsin, Steve. Sen Yenilmezleri ayırdın." Tonynın sesinde ki kırgınlığı herhangi birisi bile duyabilirdi. Zavallı adam ne kadar alaylı ve umursuz davransa da üzülüyordur tabi.
"Tony şu an zamanı değil," diye asansörün tellerini ellerine aldı Steve. Telleri tutup çıkmayacaktır değil mi? Kimse öyle bişey becerebilir ki? diye kendi kendime sordum, gerçekten böylesi bişeye kalkışacağını anlayınca hemen durdurdum.
"Biz sana yardım edebiliriz," dediğimde Steve durdu.
"Karışmayın," dedi sadece ve devam ederek yanımızdan ayrıldı.
Tony ofladı. "Zaman kaybediyoruz" diye bana baktı ve hemen başımı salladım. Bir anda asansör yine kalktı ve kendimizi Steve'ın atıldığı katta bulduk.
"Burda kimse yok," dedim etrafa bakarak. Steve bize son bir kez baktı ve bir anda dönüp koşarak yok oldu.
"Hey nereye gidiyorsun?!" diye peşinden bağırarak koşmaya başladım, ama hemen pes ettim. Kalan herkese dönüp plan ne olduğunu sorucaktım ama herkes bir anda toz oldu (böyle şakalar yapmaya daha çok erken olduğunu düşünüyorum ama kendimi tutamadım😂😂😂). Ne yapacağımı düşünürken Steve'ın peşinden gitmeye karar verdim, bulmaya en kolaysı o olur diye. Bulurum ya nereye gittiğini.
![](https://img.wattpad.com/cover/217377299-288-k200331.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yaralı kalpler » s. rogers
RomanceBir bombanın patlaması Alya Ross'un hayatını değiştirdi. Alya Ross hayatı boyunca kalp cerrahı olmak istedi. Hayal ettiği işi yapmak için onca okudu, ama hepsi bir günde değişti. Alyanın üvey babası, dışişleri bakanı Ross, Alyanın bir toplantıya ka...