Sahi Kekremmik öylece çekip gittin mi?

0 0 0
                                    

Beyaz surat uzun zamandan beri söylemek isteyip de söyleyemiyormuş gibi bir eda ile masanın karşısında çırpınıyordu. Harflerini sıraladı, kelimelerini dizdi ve cümlesine başladı bir avazda;

''Aslında o kız da hep bir şey vardı, yani kendini bu konuda suçluyorsan sakın suçlama olur mu? Biliyorsun senin mutluluğunu bu kadar isteyen annen bile onunla olan ilişkini pek tasvip etmiyordu. Evet, işinde çok iyiydi, özellikle insanlarla olan iletişiminde ama bir tarafı hep dağınıktı. Senin de elbet yanlışların olmuştur, fakat onunda eksik olduğu noktalar vardır. Kısacası gitmesi sadece senin suçun değil. Bırak biraz kafasını toplasın elbet seviyorsa dönecektir ''

''Bu öyle bir durum değil canımın içi, benim kadınım kolay kolay gitmez. Biliyorum mutlaka güçlü bir sebebi var kendince. Evet, kızıyorum ona ama ya içinde bir şeyler bitti yada hiç yoktu. Beni yiyip bitiren şey, gidişinin nedeni oldu. Sevgi gösterilen bir şey değildir beyaz surat, sevgi hissedilir. O ne kadar uzakta olursa olsun sevdiğini hissediyorum, o halde neden gitti bunu çözemiyorum. Gitti, ona tamamım ama neden bir şey söylemeden gitti? ''

''Sen hep duygusal biriydin, hep içinde yaşayan biriydin. Bu durum içinde sen nasıl hissediyorsan öyle yaşa, sadece kendini yaralamadan, üzmeden devam et yoluna olur mu? ''

''Hiç kimse biri için ölmüyor merak etme, kendi hayatıma kıyacak kadar aptal değilim. Geri dönse de dönmese de bende hep iyi anları kalacak. Neyse boş ver, şu bahsettiğin kişiyi arar mısın? Onu bulup sadece gözlerine bakmayı istiyorum, o kadar. Eğer gözleri git derse orada durmayacağım bile. ''

''Peki, bir Ali'yle konuşayım. Bir saniye numarasına bakayım. ''

Telefonunu karıştırmaya başladı beyaz surat, ben ise kadehimden yudumlayıp cesaret aradım uzaklara bakarak. Annem geldi aklıma, o hiç ulaşmaya çalışmış mıydı? Soramadığım sorulardan biri olmuştu bu. Aklımın eksikliklerinden biriydi bu soru. Sanırım gurur bizi durduran ''O konuşacak. '' demekten kıpırdamamışızdır. Annemin ki gururdu, gözleri hep nefret doluydu oğlundan ayıran kişi için. Benim gururum olamaz, hayatımı merak içinde geçiremem, bu kendime yaptığım en büyük günah olacaktı. Kırılmaktan korkmuyorum, kırılacağım ki yeniden yeşerebileyim istedim.

Beyaz surat numarayı bulmuştu, hemen aramaya koyuldu ve bekledi. Onunda içten içe heyecanı vardı, bunu ellerinden anlıyordum. Birkaç ''Dit Dit '' sesinden sonra Alo duyuldu;

''Ali merhaba, uzun zaman oldu. Nasılsın? ''

''O Ayten, iyiyim sağ ol, sen nasılsın? ''

''İyiyim teşekkür ederim, sana bir şey soracaktım müsait misin? ''

''Tabi buyur sor? ''

''Sizin ajansta çalışan Yasmin diye bir kız vardı, birkaç gündür haber alamadım ondan, onun hakkında bilgin var mı senin? ''

''Yasmin, Yasmin ha evet muhabir olan değil mi? ''

''Evet, ta kendisi, onu gördün mü bu ara hiç? ''

''Amerika'ya gitmeden önce bir hafta izin aldı diye biliyorum, senin bilgin yok mu? ''

Beyaz surat'ın rengi daha da açılmıştı, duyduğu her neyse onu epey bir germişti. Gözlerimin içine baktı, durumu bana nasıl anlatacak diye geçirdi içinden. Gözlerini başka yöne çevirip konuşmaya devam etti.

''Hayır, bilgim yoktu. İzin aldığından beri hiç ofise uğramadı mı? ''

''Bir kere sadece telefonla görüşüldü, o kadarını biliyorum. Şanslı biri, kısa sürede güzel bir terfi aldı. ''

''Ona şans değil de azim diyelim be Ali. Bir şey isteye bilir miyim senden? ''

''Tabi ne demek, iste? ''

''Terfi alması güzel bir durum ama bu başka bir şey, yani bunun için insanı buraya bağlayan bir şeyin olmaması gerekmez mi? Yakın bir arkadaşı varsa ona sorar mısın, bu kararı almasında başka bir nedeni var mı diye? ''

''Yani güzel bir şey bu ama dediğin gibi kolay karar değil, ya benden duymuş olma ama sanırım şirketten Mertkan'la gidecekler diye duydum, çünkü Yasmin'den birkaç gün sonra oda gelmedi ofise. Bu durumda insanlar konuşuyorlar tabi. Mertkan'ın da durumu da iyi zaten, orada kendi ofisini açacak diye duydum. ''

''Ne diyorsun, emin misin? Kesin bir şey var mı acaba, öğrene bilir misin? ''

''Öğrenecek bir şey yok zaten orta da her şey ama benim kulağım açık olur, bir şey öğrenirsem haber ederim sana. Hatta dur, ben Yasmin'in gidiş tarihini öğreneyim, Mertkan'dan da haber var mı diye sorarım hem. ''

''Çok sağ ol Ali, bu iyiliğini unutmayacağım, benim için önemli bir şey bu yaptığın. ''

''Ne demek, elimden ne gelirse yaparım ama yine de aramızda kalsın, benden duyduğunu kimseye söyleme olur mu? Hadi yazacağım sana, görüşürüz. ''

''Tekrardan çok sağ ol, görüşürüz, haber bekliyorum senden. ''

Beyaz suratın bir telefon kapatışı vardı ki sormayın, sanki küçükken misafirliğe gittikleri evden hoşuna giden bir şeyi ödünç almış da yakalanmışçasınaydı. Telefonunu özenle yanına koydu, kadehinin son damlasına kadar bir dikişte içti. Bense onun hazırlanmasını bekler gibi bakarak evet anlamında başımı hafif eğmiştim sonra gevelemeye başladı. Bir nefes aldı, kararlı bir şekilde konuşmasına başladı;

''Şuan hiçbir şey net değil ama Yasmin Amerika'ya terfi almış, yani Amerika'ya gidiyormuş. ''

''Terfi alacağından haberim vardı ama kabul ettiğini bilmiyordum. Seni böylesine donduran başka bir durum var, hadi çıkar ağzındaki baklayı. ''

''Tamam, bir sakin olalım anlatacağım. ''

''Ben zaten sakinim kuzum ama sende bir şey var, korkutma söyle hadi. Zaten onun böyle gitme kararı alması beni ziyadesiyle üzdü, bundan başka ne olabilir ki? ''

''Sanırım daha fenası var ama seni daha da üzeceğinden korkuyorum oğlum, anlasana. Senin canının yanmasına gönlüm el vermez. Biliyorsun beni küçüklüğünden beri nasıl korurdum seni, hatırla. Dediğim gibi birazdan anlatacaklarım henüz belli değil, o yüzden başka bir şey düşünmeyeceğiz tamam mı? ''

Birazdan öğreneceklerimi o gün, o an anlamışçasına kadehime rakı koyup üzerine su koymadan kafama diktim. Durdum ve beyaz surata baktım, hadi batır şunu dercesine gözüm gözüne baktı. Anlar seven sevdiğinin halinden, Kekremmik hatırla en çok bunu severdik birbirimizde. Şuan bu satırları okuyorsan eminim yüzünde yine utanmaz bir kızın gülümsemesi vardır, utanma!

Beyaz suratla öylece beklerken telefonuna ileti geldi, direk kurtulmuşçasına telefonuna sarıldı. Mesajı okudu büyük bir telaşla, bir şeylerden emin olup bana baktı;

''Yasmin beş gün sonra gidecekmiş, bileti beş gün sonraya alınmış anlayacağın. Bak, Ali telefonda birkaç dedikodudan bahsetti ve sanırım pek dedikoduda kalmamış. İş yerinde Mertkan adlı bir çalışan varmış, daha doğrusu şirket ortaklarından birinin oğluymuş, Yasmin'le de yakınmışlar. Yasmin izne ayrıldıktan sonra oda iki gün sonra işe gelmemeye başlamış, üstelik önemli bir projenin başındayken. Ali'nin dediğine göre birlikte gidecekmişler, yani Yasmin'in terfisi Mertkan'ın Amerika'ya yeni bir ofis açmasıyla gerçekleşmiş. ''
Kulağıma bir şeyler çalınıyor, kulaklarım paydos etti. Anlamak, gerçekten anlamak nasıl yetisini kaybediyor, nasılda anladıkça yakıyor. Üzerine toz konduramadığım kadın, çamur içindesin! Siktir et yaşananları, bu gece geç birbirimizi anlamak dediğimiz kavramı, geç kahve rengi saçlarını, geç gözlerini, geç dudaklarını, sen bana bak ve güven bana de! Hızla yükseldi gece, hızla bulutlar toplandı içimde. Yüreklerimizde ki kaynattığımız tencere, tencere sevgi taştı da taştı, koş! İçime döndüm bir gün, içimde ki sana döndüm. Bir şey vardı gecede, bu gün bin misli karanlıktı. İçime döndüm böylesi akşamdan korkarak, malum oldu aptal yüreğime. Döndüm, sen, biz ve diğer herşey, ocakta ki iki kapta gözü olan sen ocağın altını da kapatıp gitmişsin. Kekremmik ocakta başka bir sevgin vardı da neden bana ''Ocakta yemeğim var '' deyip de gitmedin?

Dönmemek Üzere GörüşürüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin