Aranmaya beyaz suratın gözlerinden başlayıp diğer bütün hareket eden nesnelere taradı gözlerim. Seni aramak değildi de, bize ait ne varsa yıkmak için, bizi aradım.
Çocukluğumun suskun tarafı bağırmaya başladı, çocukluğumu susturmak ne mümkün!
Masadan hızla ayrılmak için kalktım, gözüme ilişen şişeyi içtim, susadım sanırım, sanırım sana susadım. Beyaz surat telaşlandı beni durdurmak için yanıma geldi, hızla ellerini üzerimden çektim ve koşmaya başladım. Masadan beyaz suratın anahtarını da alıp arabasına atladım, hızla eve, evimize, bizi biz yapan tapınağa sürdüm. Bu şehir, caddeler, önümden geçen diğer bütün sokaklarda isyan vardı, davullar çalıyordu beynimde. Vardığım sokak bizim sokağımız değildi artık, çıktığım merdivenler bize ait değildi! Sen varmışçasına bağıra, bağıra seslendim, boğazımdan çıkan tek kelime ise Kekremmik oldu!
Beni tek bıraktığın gibi, tek başına çıkmamışsın bu evden.
Kapıyı kırdım, kapı yok gibiydi halbuki! Koltuklarımız, sehpamız, televizyonumuz, mutfağımız, her şey sensizlikle isyan etti, bense susturdum onları. Önüme gelen parçalandı gözlerimin önünde, sonra yatağımız ilişti baktığım yerde, bir nefes tuttu beni, küçükcük bir nefes beni tuttu! Bize ait ne varsa kırılıp döküldükten sonra yatağımız seni getirdi karşıma, sen içimdeyken kendime canlı bomba oldum, nefesim kesildi. Başım tavana kalktı, ellerim kollarım yere doğru gerildi, gözümden yaşlar boşalırken hiç için acıdı mı? Nefes alamadım Kekremmik, içimde ki seni boğmaya çalışırken, ben yok oluyordum. Ayaklarım taşıyamadı bu yükü, yere düştüm, yerde adını söyleyecek kadar bile nefesim kalmamıştı! Tüm hücrelerim bağırıyordu dilim yerine, vücudum titreyerek son veriyordu senin olmadığın cana. Son kez hoşça kal diyememekten korktum, anlayacağın ölmek değildi korkum, senin ölmendi içimde! O an tanımadığım iki kol beni sardı ''Nefes al çocuğum '' diye fısıldadı kulaklarıma, ben infilak ettim, ben seni çok sevdim Kekremmik! Perde indi gözlerime, gözüm görmedi hiçbir şeyi.
Unut! Umudun mu ölmüştü, yoksa bende ki gibi senin içinde ben mi?Bu gün meşgul olmasaydım takvimden bir yaparak daha atardım, malum seni kaybettikten sonra ikinci kez gözlerimi hastanede açtım. Bu sefer sersemlik daha da sarmıştı beni, o günü anlatmak biraz zor olacak o yüzden şimdiden beni anlayan okuyucularımdan özür diliyorum. Kekremmik uyandığımda sende yoktun, o yüzden senden özür dileyemedim, özür dilerim. Umut etmeyi nede çabuk bırakırız değil mi? En ufak engelde ''Bu sefer her şey bitti. '' deriz içten içe. Dramla büyürüz, acı en büyük zevkimizdir, en çokta kendimize acımayı çokça severiz. Gariptir hep bizi etkileyen şeyleri saklarız gizemli bilinçaltımızda, işte bu yüzdendir ki sabrımız hemencecik tükeniverir. Allahtan unutuyorum acıyı, yalnız Kekremmik aklında bulunsun kekremsi tatlar hala bende. Sözün kısası acele etmeyi bırakalım, acıyı değil iyi anılarımızı düşünelim daima. Acı dersimiz olsun bir köşede. Kekremmik gülüyordur bir yerlerden ''Peki sen neden güzel anılarımızı düşünmek yerine, onları parçalıyorsun? '' diye, Kekremmik hikayemi dinlemeye devam et.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dönmemek Üzere Görüşürüz
RomanceBirini bulmak için çıktığımız yolda kendimize rastlamamız ve hepimizin içine ses olması dileğiyle satırları döküyorum.