Yatıya da kal olur mu?

2 0 0
                                    

Arnavutköy'ün sade güzel bir semtinde yaşayan annemi kapısında buldum kendimi. Anneannemden kalma bu bahçeli müstakil ev annemin huzur tapınağı olmuş zamanla. Kendisinin de söylediği gibi beni bu evde yaşadığında bulduğu için ikinci kez doğduğum evmiş. 

Bahçe kapısından içeri girdim, kapıyı çalmak bile ayrı bir yük, doğruyu söylemek gerekirse tek bir kapı tıklatması annemin kaybolan yüreğimi yeniden sarıp sarmalaması demekti.

''Tık Tık. ''

Kapıyı açan annem gözleri dolu dolu, yüzünde sıcacık gülümsemesiyle açtı. Kapı açıldığı an küçükken hastalandığımda yaptığı çorba kokusu burnuma kadar geldi, yüreğim ısındı. En güzel tarafıyla bana sarıldı, elimden tutup yüreğine çekti beni. Hemen mutfağa girdi arkasından.

''Sıcacık çorba yaptım paşama, hatırlarsan hastalandığında yaptığım gibi. Hadi gel bir tabak al. ''

''Biraz uyuduktan sonra içerim şeker parem. ''

''Peki, ama aç karnına yatmasan paşam. ''

''Biraz izin ver, çok yorgunum annem. ''

Odama yürüdüm, ilk kez bu kadar uzak geldi huzur bulduğum yer. Bebekliğimin geçtiği odayı hiç görmedim, annem babamın gitmesinden sonra satılan her şeyle birlikte o evi de sattığını söyledi, bende hiç üstüne gitmedim. Odama girdim, ilk yaptığım şey çekmecemdeki takvimi çıkarıp bir Nisan'a gelene kadar yapraklarını yırtmam oldu. Bir Nisan önemliydi benim için.

Neden mi?

Bir Nisan'da annem beni kaybetmiş, kayboluşumun üzerinden tam on bir sene geçmiş ve ben bu gün yine kayboldum.

Kekremmik, her şey o zamanlar gibi bu kadar aynıyken sende çok bekletme olur mu?

Annem kadar bekleye bilir miyim bilmiyorum. Yatağıma uzandım, oda sessiz, odanın içi sorularımla kalabalık. Kafamda ki trafik yoğun, her soru ayrı bir korna sesi. Hatırlamadığım anılar korkularından odamda saklanacak delik aramaktaydı. Saat geceyi on ikiyi geçmiş, bu gün bir nisan, bu gün kayboldun, bu gün kayboldum. Rüyadan uyandım seninle, uyanmak için gözlerimi kapadım.

Dönmemek Üzere GörüşürüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin