ATEŞLİ SAATLER (+18)

1.4K 69 12
                                    

                 

Lucifer'ı öptükten sonra, onun gibi çimlere uzanıp uyuya kalmıştım.

Gözlerimi açtığımda, karanlık çürük kokan ve oldukça soğuk bir yerdeydim.  Kendime gelmek adına gözlerimi ovuşturdum.  İyice etrafı incelediğimde, hücre gibi bir yerde olduğumu farkettim.  Pas ve yosun tutmuş demir parmaklıklar vardı,  yerler yer yer ıslak ve soğuktu.  Yattığım yerde eski bir döşekti.  "Neredeyim ben." Diye söylendim, cevap gecikmemişti  "Cehennem'in kötü kurallara uymayan öğrenciler için ayırdığı yerdesin." Bu ses çok tanıdık geliyordu. 

Topuklu ayakkabı sesi yaklaşıyordu.  "Dün yapmış olduğun, aptallığın cezasını çekiyorsun."  Bu ses Mimi'ye aitti.  Kollarını göğüsünde birleştirip demir parmaklıklara yaslandı.  "Senin ne işin var burada?" Diye sordum.  Histerik bir kahkaha attı "Lucifer ile ufak kaçamağınız yüzünden.  Ayrıca bazılarımızın sevgililerini elinden aldığın için." Dedi.  O sırada arkasında Lucifer belirdi "Kimsenin sevgilisini elinden almadı.  Ben kendim senden vazgeçtim Mimi..." dedi.  Lucifer'ın yüzü kan ve morluklar içerisindeydi.  Elindeki anahtarlarla kapıya doğru geldi ve beni içeriden çıkardı.   "Ne oldu sana böyle." Dedim.  Mimi güldü "Senin yüzünden, babasından dayak yedi!" Dedi.  Lucifer ise Mimi'ye ölümcül bakışlar atıyordu  "Mimi kapa çeneni ve burdan git."  Mimi, gözlerini devirdi keskin bir bakış attıktan sonra arkasını dönüp uzaklaştı.

"Ben.. ben üzgünüm..." derken Lucifer parmağını dudaklarıma bastırdı.  "Sorun değil, alışkınım ben." Dedi.  Çok üzülmüştüm ve kendimi çok suçlu hissediyordum "Sadece bi süre yanyana olmamalıyız.  Seni de bundan daha büyük birşey ile cezalandırabilirler."  Parmağını dudaklarımdan çekti.  "Merak etme. Senide böyle bir şeyin içine asla çekmiceğim." Dedim,   Lucifer'da gözleriyle beni onayladı ve gitmem için kenara çekildi.

Oldukça üzgün şekilde ilerledim ve arkama bakmamaya çalıştım.  Ama nafile,  büyük paslanmış kapıdan geçmeden son kez arkama baktığımda, Lucifer sigara içerek demirlere yaslanmış bana bakıyordu.   Elini ufakça kaldırdı, bende aynı şekilde kaldırdım ve ağlayarak kapıdan geçtim...

*************

Yatağımda ölü gibi yatıyordum.  Ki zaten ölüydüm. Ben yatıp tavanı izlerken, Kleo beni azarlıyor aynı zamanda soru yağmuruna tutuyordu.  Odada Jay ve Arte'de vardı  "Senin fikrin olamaz bu Anastasia, kesin piç kurusu Lucifer'ın fikridir." Kleo her Lucifer dedikçe  ben onlardan kopup kendi düşüncelerimde boğuluyordum.

Okyanus manzarasında, göz göze gelmiştik. O çok bilmiş tavrıyla konuşuyor kırmızı gözlerini mavi gözlerime sabitlemişti.  İnce dudakları davetkar bir şekilde hareket ediyordu...

Uzun öpüşme sonrasında, yanağımı sevdi ve çimlere uzanıp, yanına yatmamı istedi.  Ondan biraz uzakta yattığımda yanıma iyice sokulup, kafamı kolunun üstüne yatırdı...

"Anastasia.... heeeyy bizimle misin?"  Kleo'nun dürtülmesi, beni düşüncelerimden alıkoymuştu.  "Hııı... ne oldu?" Diye sordum yatakta doğrulurken.  "Yemek salonuna geçiyoruz. Gelmek ister misin?" Dedi Kleo.  Gitmem gerekliydi, hiçbirşey yememiştim çok açtım, ve biraz kafam dağılır diye düşündüm.  Üzerime bir gömlek atıp, arkadaşlarımla yemek salonuna gittim....

Yemek salonu, çok dolu değildi ama iblislerin yüzü çok asıktı.  Ben içeri girdiğimde Mimi, olduğu yerden kalkıp "Lucifer'ın ceza almasının nedeni geldi!" Diye bağırdı.  Onu duyan iblisler gaza geldi ve hepsi birden bana lanet okumaya başladılar.   Kleo önüme geçsede,  yüzüme çarpan marul ve bir sebze, kafama gelen kaşık ve çatallardan kurtulamamıştım.

ŞEYTANLAR VE MELEKLER OKULU.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin