MARCUS MU?

1.1K 75 4
                                    

(GÖRSEL BELLİ Mİ BİLMİYORUM AMA MEŞHUR MARCUS BU YAKIŞIKLI KİŞİ)

"Anastasia.. bunu Mimi'ye nasıl yaptın bilmiyorum." Dedi Anael. Mimi ise burnu ve dudağı kan toplamış şekilde çaprazımda duruyordu. "Hayır yani 48 kilo kızsın. Senin iki katın birine yurmuk atıp nasıl yüzünü dağıtabildin?" Bu soru beni güldürmüştü.  "Ona sadece yanlış kişi ile uğraştığını göstermek istedim." Dediğimde Anael Mimi'ye "Tatlım sen revire görün ilacını sürsünler." Dedi. Mimi  onu başıyla onaylayıp bana bakmadan odadan çıktı.  "Bişey söylemem gerekli, muhteşem benzetmişsin." Dedi Anael ve gülmeye başladı.   Onu anlamamıştım  ama gülmesi benide güldürmüştü.  "Herneyse, geçen sefer o da sana şarap dökmüş ödeşmiş oldunuz. Şimdilik bir ceza vermeyeceğim ama lütfen birdaha olmasın." Dedi Anael.  Ona gülümsedim "dikkat edeceğim." Dedim ve odasından çıktım.

Odadan çıktığımda kapıda bekleyen bir çocuk vardı.  Neredeyse 2 metre boyunda kas yığını birisiydi.  Ona ufaktan bir bakış attığımda tıpkı Lucifer'a benzediğini fark ettim.  Aynı onun gibi sırıtıyor ve bakıyordu,  gözleri benim üzerimdeydi.  Kafamı hemen başka yöne çevirip yanından geçip gittim. 

(Marcus'u biliyorsunuz. Ana karekter Lucifer sakın telaş yapmayın!)

Sınıfa girdiğimde, Lucifer ve Mimi yanyana oturuyordu.  Önceden benim yerim olan yerde şuan Mimi oturuyordu ve inanılmaz mutlu görünüyordu.  Lucifer ile göz göze geldiğimizde ondan önce davranıp gözlerimi çevirdim ve en arkada olan boş sıraya doğru ilerledim.

Gidene kadar Lucifer'ın bakışlarını üzerimse hissetmiştim, ona bakmamaya dikkat ederek sıraya oturdum.  Lucifer hala bana bakıyordu hissediyordum.  Ona doğru döndüğümde kırmızı gözleri ile bana delici bakışlar attığını farkettim.  Elimi çenemin altına koyup ona meydan okurcasına bakmaya başladım.  Tabi ki Mimi devreye girmişti.  Lucifer'ı  çenesinden tutup kendine doğru çekti ve bana yanyan bakarak dudaklarını öptü.  Bu hareketi o kadar sinirime dokundu ki elimde tuttuğum kalemi farkında olmadan kırmıştım...

Bi süre sonra sınıfa Anael'in kapısında gördüğüm uzun boylu çocuk girmişti.  O girdiğinde  sınıfta olan herkes susumuştu ve onu izliyordu.  Önümde oturan Kleo "Marcus" diye fısıladadı.  Ona doğru eğilip  "Marcus mu?" Diye sorduğumda Lucifer'da ayağa kalkmıştı.  Hepimiz pür dikkat onları izliyorduk.  Marcus ve Lucifer burun buruna gelmiş  birbirlerine bakıyorlardı. "Ne o canını almam için geri mi döndün?" Diye sordu Lucifer ve gülümsedi.   Marcus ise sert bakışından ödün vermeden "bana yaptığının bedelini ödetmek için buradayım.. ayrıca cehennem köpeklerini, yerine sokmaya" dediğinde Mimi'ye baktı.  Ve devam etti "Ayrıca sana ait olmayanları almaya." Dediğindede göz ucuyla bana baktı.  Lucifer'da bana ufak bir bakış atıp  "aklından bile geçirme kardeşim. Bu sefer kuleye değil cehennem hücresini boylarsın." Dedi.  İkiside yumruklarını sıkmış kavga edecekken araya Camael girdi. "Lucifer uzaklaş Marcus sende." Dediğinde bi süre daha bakışıp ayrıldılar.   Lucifer yerine oturduğunda Mimi onu sakinleştirmek istedi ama Lucifer onu ittirip arkasına yaslandı.  Marcus ise  hiç tereddür etmeden benim yanıma geldi ve boş olan tarafa oturdu.  Arkasına yaslanıp kollarını göğüsünde bağladı.  Ben ise ufak bir şaşkınlık içinde ona dönüp  "az önce orada ne yaşandı?" Diye sordum.  Marcus'ta aynı Lucifer gibiyidi umursamaz ve takmayan.

Bi kaç saniye yüzüne baktım cevap gelmeyince ise önüme döndüm.  Lucifer çok sinirliydi dizini oynatışından ve tırnaklarını yiyişinden anlıyordum. 

            ^^^^^^^^^^^^^^

Ders bitmiş hepimiz bi yerlere dağılmıştık.  Bende Kleo ile bahçeye çıkıp ağızından laf almaya çalışıyordum.  "Bu Marcus kim?" Diye sordum. Kleo sigara dumanını üfleyip "Camael ve Lucifer'ın küçük kardeşi." Dedi.   "Camael ve Lucifer kardeş mi? Hiç benzemiyorlar." Dediğimde Kleo güldü.  "Bende onlarla aynı anneye sahibim.  Ama babalarımız farklı." Dedi.  Çok şaşırmıştım  "Bi saniye kafam karıştı. En baştan anlat." Dediğimde Marcus bizim oturduğumuz yere gelip "Ademin kızı'da burdaymış? Naber üvey kardeşim." Dedi.  Bu tepkisi Kleo'nun sinirlerini bozmuştu "Seni görene kadar inanılmaz iyi sayılırdım." Diye cevap verdi. Marcus beni süzüp "Bana bir özür borçlusun unuttunmu? Beni öldürmek için annemin hançerlerini kullanmıştın" dediğinde Kleo ona ukala bir gülücük atıp  "Ben özür dilemem ama artık seni öldürmek istemiyorum" dedi.  Gülmüştüm bu cümlesine.  "Anastasia.. anlattıkları kadar güzelmişsin." Dedi.  "Teşekkürler de kim anlattı?" Diye sordum.   Bana tıpkı Lucifer'ınkine benzer bir gülücük attı ve sorumu cevapsız bıraktı.   Kleo ayağı kalkıp "Ben odadayım Anastasia." Dedi ve yanımızdan uzaklaştı. 

Kleo'nun gitmesi ile Marcus yanıma yaklaşıp "gittiği iyi oldu. Ademin soyunu sevmem." Dedi.  En yakın arkadaşım hakkında böyle konuşmasına izin veremezdim "O benim en iyi arkadaşım.  Onun hakkında fikirlerini kendine sakla." Dedim.  Marcus güldü "Şu Mimi duyduğuma göre onun ağızı ile burnunun yerini değiştiren senin yumruğunmuş." Gülmüştüm bu dediğine.   "Haketti. Bana bulaşmaması gerektiğini ona öğrettim." Diye cevap verdim.  "Bu Mimi denilen kızı bende hiç sevmem." Dedi. Ona baktım güldüm "İstersen senin içinde bir yumruk indirebilirim."  Bu dediğime Marcus gülmüştü...

Biraz sohbet edip gülüştükten sonra, etrafıma bakındım hava kararmıştı bahçede çok az melek ve iblis kalmıştı.  Arkamızda ise Lucifer vardı.  Sigara içip bizi izliyordu.

Bakışlarında kıskançlık ve nefret seziyordum. Umarım o nefret bana karşı değildir....

İyi okumalar arkadaşlar yeni eklenmiş bir bölümdür..

Ve Marcus sizce neden geri döndü?

ŞEYTANLAR VE MELEKLER OKULU.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin