1. Bölüm: Sigara

452 42 25
                                    

The Fray - You Found Me
*

Gün ışığı, gri dumanlar arasında kalmış odayı biraz olsun aydınlatırken stresten sıkıca yumduğum gözlerimi araladım. Çok iyi hissettiğim söylenemezdi ama yeni bir güne başlamak, kendimi yenilediğime yönelik sinyaller veriyordu. Bu da bir şeydi sonuçta. Yıllardır kopamadığım o yurttan uzaklaşıp küçük bir pansiyonda konaklamıştım ilk defa. Henüz işleri rayına sokma konusunda oldukça tecrübesizdim. Ciğerlerim, daha fazla bu şehrin havasını solumak istemiyordu adeta. Buradan gitmeliydim. Sokağa çıktığımda tanıdık herhangi bir yüze rastlama ihtimalimin dahi olmadığı kadar kaçmalı ve buradan olabildiğince uzaklaşmalıyım.

Kendime kalacak daha konforlu bir yer ve çalışacak bir iş bulmalıydım. Kendi yolumu çizmek için atmam gereken pek çok adım ve belki de kaldıramayacağım kadar da badireler vardı ama o on sekiz yıl boyunca sabretmeyi öğrenmiştim. Sabretmenin ne demek olduğunu, kendi kendime yalnız yaşamak için beklememenin, heyecanlı bir bekleyişten çok strese kol kanat germek olduğunu çok iyi biliyordum artık. Stresle başa çıkamayan bir insanın on sekiz yıl boyunca o yetimhanedeki yurt odasında kalmasının imkanı yoktu. Neyse ki kendimi güçlü hissediyordum.

Belki orada kaldığım zaman boyunca pek çok arkadaş edinebilirdim ama sebepsiz yere kendimi cezalandırmak ve yalnız bırakmak istemiştim.

Ben bencildim. Oradakilerin çoğu gibi arkadaş canlısı ve sevecen biri olamamıştım hiç. Oradakilerin bana ismimden çok 'soğuk çocuk' ya da 'buzdan adam' dediğini söylemeliyim. Gerçekten de öyleydim. Asıl sabretmeyi belki de onlar başarmıştı. Benim kadar kalbi buz tutmuş bir çocuğa katlanmak her yiğidin harcı olamazdı. Doğrusunu söylemek gerekirse çekilmez çocuğun tekiydim ama beni bu içimi yiyip bitiren hayal kırıklıkları bu hale getirmişti. Yıllarca ailemin nerede olduğunu ya da neden beni bırakıp gittiğini merak etmekten kendime ayırdığım zamanlardan çalmıştım hep. Bitip tükenen bu değersiz, yalnız hayatımın hesabını kim verebilirdi ki bana?

Küçük bir çocukken, ailemin beni çok kısa bir zaman sonra buradan çıkarıp kendi sıcacık yuvamıza götüreceklerini hayal ederdim. Bunu düşünmek canımı yaksa da bana anlamadığım bir şekilde keyif verirdi. Hiçbir zaman olmayacağını bildiğim hayaller kuruyordum o zamanlar. Şimdiki kadar realistik düşünmem imkansızdı. Zaman geçtikçe bu çocukça hayallerin saçma olduğunu fark edip kendi kabuğuma çekilmiştim. İşte o zaman başlamıştı bütün bu yalnızlık hikayelerim. Bunları fark edene kadar, ailemin yolunu gözleyen ve içimdeki acıyı arkadaşlarımla oynadığım oyunlarla söndüren bir çocuktum. Şimdiyse...

'Buzdan adam'

Bütün bu düşünceler yıllardır olduğu gibi aklımda tam tur atarken kendimi bunlardan uzaklaştırmak istercesine derin bir nefes verdim. Sanki on sekiz yıllık acı bir nefeste son bulabilirmiş gibi...

''Seni çok efkarlı gördüm, çocuk.'' dedi hemen yanımdaki koltukta sigarasını içen adam. Odanın bu denli duman altında kalmasının nedenini şimdi anlamıştım. Geceden kalma gibi görünen hafif iri kıyım bir adamdı bu. Külü yere düşecekmiş gibi tuttuğu sigarasını baş ve işaret parmağıyla kaptığı gibi sertçe dudaklarından çekti ve dumanı zaten yeterince loş olan ortama uzun uzun üfledi. Şaşkın gözlerim onun yaptığı her hareketi dikkatle izlerken yersiz bir soğukluk vücudumu kaplıyordu. ''Konuşamıyor musun yoksa?''

Biraz olsun kendime gelince gerinerek yattığım yerden kalktım ve koltukta oturan adama doğru bakmak için önümde uçuşan dumanları elimle savurmaya çalıştım. Cam açık olmasına rağmen oda duman altında kalmış, neredeyse göz gözü görmez hale gelmişti. Ağzıma dolan yakıcı tatla yüzümü ekşitirken öksürmeden duramıyordum. Gözüm yanıyordu. Boğazımdaki acı tarif edilemez kıvama gelmişti. Güçsüz bir çocuk değildim ama sanki boğulduğumu hissediyordum.

KAÇAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin