2.BÖLÜM: "HAMLE"

68 3 0
                                    


Hikayemi beğeniyorsanız beğenmeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayınız.Desteklerinize ihtiyacım var.Keyifli okumalar.

Bae Miller,feel something(slowed version)

2.BÖLÜM: "HAMLE"

🕸

30 Kasım 2025

Ruhum ne zamandan beri ölüydü benim ? Ne zamandan beri Lina kimliğimden ayrışmış bambaşka bir kimliğe bürünmüştüm ? Ne zamandan beri yeşeren ağaç dallarım artık yeşeremiyordu ? Ne zamandan beri yeni çıkan yapraklarım artık sadece yapraklarını döküyordu?

Aslında tüm bu soruların cevabı bir tarihte gizliydi.

30 Nisan 2020

Bu tarih Lina Sarper'in ruhunun öldüğü gündü.

O gün annem ve babam bu dünyada izlerini bile bırakamayarak yanmış ve bir küle dönüşmüşlerdi, ben ise ruhumu kendi ellerimle saldırıp kanatarak,tüm vücudumu yaralayıp acı çeke çeke kazdığım toprağa gömmüştüm.

Ruhum ölüydü fakat bedenim ayakta,yaşamsal fonksiyonlarına devam ediyordu.

Evet yaşıyordum fakat bu kesinlikle normal bir yaşam değildi.Ruhu ölü birinin yaşamı ne kadar yaşamak olurdu ki ?

Defalarca intihar girişiminde bulunmuştum fakat her seferinde bu girişimlerden istemeyerek de olsa vazgeçmiştim çünkü arkamda bırakacağım kişiden yani anneannemde yaratacağım travmadan hep çok korktum.O olmasaydı belki de şu an bedenen de bu dünya da olmazdım.

Amcam ölümümü kaldırabilirdi çünkü yalnız değildi,arkasında durup ona destek olacak bir ailesi vardı fakat anneannem onun gibi değildi.Benim gibi kimsesizdi ve ben defalarca kez denesem de bu acıyı ona yaşatmaya cesaret edememiştim.Annemin gerisinden kalan tek hatıraya da bir darbe ben vuramazdım.

Karşımda sıcak tebessümü ile bana bakan daha önce hiç görmediğim o çocuğa soğuk bakışlarımı göndermekle yetindim.Evet fazla sinirlenmiştim çünkü iki dakika içinde dersliğe gidemezsem muhtemelen dersin öğretim üyesi beni derse almayacaktı çünkü kendi koyduğu kuralla göre ders başladıktan beş dakika sonra gelenleri derse almıyordu.


Fakat üstüme boca edilmiş bir bardak dolusu sıcak kahve bana inatla gülümsüyordu.Bu halde derse girmem imkansızdı. Üstümdekini temizleyene kadar da ders çoktan başlamış olurdu.
Sakin kalmaya özen göstererek dilimin ucuna kadar gelen sözlerimi dışarıya vurmaktan vazgeçip bana bakan kahverengi gözleri es geçerek kantinin çıkışına yönelmiştim ki bu sefer de gitmeme engel olan,koluma dokunan ellerle birlikte oluşan temasla sanki ateşe dokunmuşum gibi his ettim ve kolumu ellerinden kurtararak hızla geri çektim.

"Dokunma bana!" Diyerek sinirli bakışlarım ve hafifçe yükseltiğim sesimle birlikte gözlerine baktığımda az önce ki ışıldayan gözleri ışığını bir an kaybeder gibi söndü ve yüzünde ki tebessüm silinirken sıkıntılı bir hâl aldı.

"Kusura bakma" dedi sakince."Sadece özür dilemek istemiştim." Deyince gözlerine birkaç saniye ifadesizce baktıktan sonra cevap vermeyerek lavaboya gitmek üzere harekete geçtim.

Hızlı adımlarla üst kata çıkarken az önce duyduğum sesin konuşmaya devam etmesi arkamdan gelmeye devam ettiğinin göstergesiydi.

İçimde ki küçük kız çocuğu endişeli bakışlarla saklandığı koltuğun arkasından çıkarak bana baktı.İçine sinmeyen bir his oluşmuştu.Bu beni de tedirgin etmişti.

HEYELANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin