3.BÖLÜM: "TANIŞMA"

83 4 0
                                    

Yazmakta olduğum hikayeyi beğeniyorsanız lütfen desteklerinizi esirgemeyin.Keyifli okumalar.

Kadebostany,Castle in The Snow
Mor ve Ötesi, Bir Derdim Var

3.BÖLÜM: "TUZAK"

🕸

1 Aralık 2025 Saat gece 02:48

Fırtına öncesi sessizlik.

Fırtınanın gelmeden önceki o sakin kıyının fırtına geldikten sonra talan olacağı o girdaplı sessizlik.Bir taraf bu fırtınanın olmayacağına inanırken diğer tarafın olacağını bas bas bağırdığı o fırtınanın sahibi Alparslan Altemtur şu an renkli ışıklardan çok uzakta bir lobide oturuyordu.Karşısında duran,uzun zamandır tanıdığı ve arkadaş olmasınının ötesini geçeli yıllar olmuş dostuna kısa bir bakış atarken onun da kendisine baktığını gördü.Kaşları merakla çatılırken ona 'ne oldu?' Der gibisine göz kırptı.

Kaya bu tavrı karşısında göz devirmemek üzere kendisini zor da olsa tuttu.Bazen karşısında oturduğu bu genç adamı anlamakta son derece zorlanıyordu.Alparslan'la çocukluğundan beri arkadaşlardı. Ana sınıfından üniversiteye kadar hep bir arada ve beraber büyümüşlerdi.

Alparslan,anne ve babasını kaybetmesinin ardından bir takım travmalar yaşamıştı ve artık o eski genç adamdan eser kalmamıştı.Kaya bunu ilk başlarda çok normal karşıladı çünkü hayatta en çok önem verdiği,sevdiği iki kişiyi kaybetmişti.Zamanla düzeleceğine inandı her zaman.Bir gün yine eski günlerde ki iyi kalpli,merhametli,eğlenceli Alparslan olacağına inandı.

Fakat zaman Alparslan'ı iyileştireceğine daha da kötüleştirdi.Eskide ki Alparslan Altemur'dan artık eser kalmamıştı.

Eski de ki Alparslan neşeliydi.Hayatı severdi,doyasıya tadını çıkarırdı.Kin tutmazdı.Herkese yardım ederdi.Her zaman iyilikten yanaydı ve asla Kaya ile ters düşmezdi.Fakat şimdi ki Alparslan'a dönüp baktığında eskide ki halinden tek bir kırıntı yakalayamıyordu.Bir çok kez dostunu,eski günler de ki haline döndürmeye çalışmıştı fakat Alparslan'a attığı her adım ona ağır bir darbe olarak geri dönmüştü.İntikam hırsı amber gözlü genç adamı değiştirmişti.O eski günlerin e'si yoktu artık Alparslan'da.

Kaya ilk başlarda bu gerçeği erteledi ya da kabul etmedi.Yol arkadaşının değişmesini,eskide ki gibi olmasını bekledi fakat sonraları ertelediği gerçekle yüzleşti ve Alparslan'ın değişmeyeceğini anladı ve yeni ruhuyla kavramaya ona alışmaya çalıştı.Tabii buna ne kadar alışmak denir ise ?

"Yok bir şey" diyerek önünde ki cam masada duran viski bardağını eline alıp içkisini yudumlarken Alparslan bir kolunu oturduğu koltuğun arkasına doğru atıp sol dizini erkeksi bir şekilde sağ dizine atarak Kaya'yı ciddi bir ifadeyle incelemeye devam etti. Kaya'da bakışlarından onun ne söyleyeceğini tahmin etmeye çalıştı.

"Ne yaptın bugün okulda,konuşabildin mi onunla ?" Dedi düz bir ses tonuyla.Kaya oturduğu yerde gerildiğini hissetti."Evet konuştum fakat yüz vermiyor." Dediğinde Alparslan'ın gözlerinden karaltılı bir ifade geçti."Yüz vermesine gerek yok.Onu bir arkadaşın olarak kabul ettirmen yeterli. O kızın nazını çekecek vaktim yok,artık zamanı geldi Kaya.En geç bir hafta içinde o kızı yanımda istiyorum!" Dedi itiraz istemeyen bir sesle.

Kaya'nın içinde ki sıkıntı büyürken derin bir nefes alıp verdi.

Alparslan Lina'nın adını ağzına almıyordu.Söylerse arada, ciddi bir ağızla Lina Sarper diyordu yalnızca.Onun haricinde ya o ya da o kız kelimelerini kullanıyordu. Kaya'ya göre Alparslan'ın Lina ile ilgili tek bir düşüncesi vardı o da Lina bu labirentte Alparslan'ı asıl hedefine yani çıkışa ulaştırıcak olan o kişiydi.

HEYELANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin