Tekrardan yaralarınızın açılması nedir bilir misiniz? Keşke bu hikayeye ortak olmasaydım. Beni bitiren onca varlıklar olmasına rağmen güçlü kız olmayı istemezdim. Hatalarımı, günahlarımı kendim çekebilirdim. Kimseyi ortak etmeden. Tek başıma mutlu da olabilirdim. Ama ne kadar güçlü olsamda ben aptalım. Herkese değer veren aptal bir kişiliğe sahibim. Ne olacağını düşünmeden kararlar veren tecrübesiz bir insanım ben. Gerçekleşmeyecek olan hikayeler mutlu sonla bitmez. Benim hiç hikayem olmadı ki gerçekleşsin. Sevdiğiniz adam şuan tam karşınızda kıpırdamadan yatıyor. Ölümle kalım arasında nefes alıyor. Ve siz sadece izleyebiliyorsunuz. Uzaktan... Evet. Tam da o oldu. Araz Kurtçuoğlu tamamen pes etti. Sonunu çizdi ve oyununu oynadı. Herşey bitti.
●
"Sencede çok geç olmadı mı?"
Küçük bedene zorlukla bakıyordu. Sesim fısıltıyla çıktı. Bedenim ağırlaşmış, yaşananlara yenik düşmüştü. Omzuna dokundum.
"İkimiz içinde zor olacak. Ama elimizden birşey gelemez. Yarın yine geliriz yanına. Lütfen, dinlenmelisin."
Elimi tutup ayağa kalktı. Afallamıştı. Zor duruyordu. Elini tuttum. Kızarmış gözleri bana zorla gülümseyerek baktı.
"Görkem orda üşüyor mudur Defne?"
Yüzüne bakamadım. Yapamadım. Onun bana sorduğu soru..
"Ölü biri yeniden yaşama tutunabilir mi?"
Bunu diyemiyorum. Kendimi her seferinde suçlu hissediyorum.
Görkem öldü. Küçük masum bedeni daha fazla dayanamadı. Ölümünün ardından 1 hafta geçmişti. Ve kahroluşumuzu insanlara sergiliyorduk. Artık benimle evlenmek isteyen küçük çocuk yoktu. Biz artık biz olamıyorduk. Ölümü ardında facia bıraktı.
"Senin sesin onu ısıtıyor Araz."
Kollarını belime doladı. Sımsıkı sarıldı. Ağladığını duyuyordum. Her döktüğü gözyaşı benide öldürüyordu.
"Sakin ol. Yanındayım."
"Bırakma. Onun beni bıraktığı gibi bırakma."
Bir erkeğin ağlarken ki sesi bir kızı bu kadar yıkabilir. Belkide hiç unutamayacağım.
●
"Ne olursa olsun varlığını ona göstermelisin Defne. Hepimiz çok kötüyüz. Ama Araz, sonuçta kardeşi. Ve artık senden başka kimsesi kalmadı."
Kahve bardağımı masaya koyup, ellerimle gözyaşlarımı ittirdim.
"Bunu bende biliyorum."
Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırıp gülümsedi.
"Bunu ağla diye demiyorum canım. Gerçekten birbirinizden başka kimse kalmadı. Bunu fark etmen için diyorum."
Çağla'ya gülümseyerek baktım.
"Teşekkür ederim."
Elini tuttum. Ayağa kalktı.
"Hadi o zaman. Bu işi hallettiğimize göre ben artık Yavuz'un yanına gideyim. Sende Arazla vakit geçir."
Kapıya kadar uğurladıktan sonra kapıyı yavaşça kapattım. Yukarı ağır adımlarla çıktım. Kapının gıcırtısı kulaklarımı çınlattı. Uyuyordu. Saçımı topladım. Yanına uzandım. Yüzüne baktığımda, gözleri kıpkırmızı dudakları morarmıştı. Soğuktu. Araz, Araz değildi. Alnına dudağımı bastırdım. Saçlarıyla oynuyor, onu izliyordum. Hiç kıpırdamıyordu.
"Bu sen değilsin. Yaşadığımız kayıp, ağır ve derin. Ama ben Araz'ı bulamıyorum. Görkem böyle olmamızı istermiydi sanıyorsun? Asla. Koşarak boynuna atlar. Öperdi. Daha doğrusu bana öyle yapardı. Onunla geçirdiğim zamanlar film gibi geçiyor gözlerimin önünden. Ve muazzam kareler var." Gözyaşlarım akmaya başlamıştı. "Araz... Ben seni yeniden istiyorum. Karşımda tüm gücüyle, nefretiyle ayakta olan o Araz'ı istiyorum. Seni seviyorum ve böyle olmana, bu halde olmana dayanamıyorum."
Alnımı boynuna dayadım. Ve kendimi serbest bıraktım. Onu yeniden istiyorum ve eskisi gibi olmasa da ayakta durmasını istiyorum. Sadece istiyorum ama.
"Kıpırdayamıyorum. Bedenim sinyal vermiyor. Gücüm tamamen gitti Defne. O çocuk benim tek dostumdu. Siz ailemdiniz. Ve ailemin biri gitti. Korkuyorum artık. Diğerininde gitmesinden. Ayakta olamam. İstesemde yapamam. Çünkü artık herkes en hassas noktamı biliyor. Ve her seferinde bundan yararlanacaklar. Acımadan yaralayacaklar beni. Ve seni. Buna göz yumamam. Bana zaman ver. Eski Araz'ı çıkartmam için yardım et."
Gözlerimi kırpmadan sesini dinledim sadece. Zaman... Tek ihtiyacı olan oydu. Onu yeniden ayakta görmemde zaman içinde olacaktı.
"O zaman içerisinde yanında olabilir miyim?"
Okyanus mavisi gözleriyle baktı.
"Sen hep yanımda ol. Olur mu?"
Olur, Araz Kurtçuoğlu. Hep yanında olacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ.
RomanceDüşmanlık ve kavgayla başlayan iki insan, kendilerini artık ruh ikizleri olduklarının farkına varır. Aralarında 'aşk' yoktur. İkiside sevgiden yanadır. 'Şeytan Meleğe aşık olur. ' "Ben sana aşık olamam Araz Kurtçuoğlu. Seni seviyorum. "