Araz,
Saat kaç bilmiyorum ama güneş yeni doğmuştu. Nasıl bir pezevenktim ben?
Defne'ye önem vermeme rağmen onu nasıl öyle bırakmıştım? Onu gerçekten yattığım bütün kızlardan daha çok istemiştim. Korkuyordum. Benim yüzümden canının yanmasından korkuyordum. Ben... Heralde Defne'den... Of!
●
"Görkem. Abicim ben geldim."
"Abiim!" O kadar mutluydu ki bu saate kadar çizgi film mi izlemişti? Hah. İnanamıyorum bu çocuğa!
"Neden yatakta değilsin? "
"Ezgi burda abi. Bana dondurma almış. Onu yalnız bırakmamak için uyumadım."
Ne! O sürtük ne hakla benim evime gelir lan! Burayı sadece Efe bilir. Ulan şerefsiz Efe! Derini yüzücem amına koyduğum!
"Tamam yakışıklı sen yatağa git. Ben yanına gelicem."
"Abi beni öpmedin."
Ben bu cümlesini gülürken o suratını asmıştı. Eğilip yanağına kocaman sulu bir öpücük bıraktım. Küçük kollarını boynuma doladı. Yatağına yatınca hemen aşağı indim. Ezgi mutfaktaydı. Ne bok yiyor bu!
Gülümseyerek "Hoşgeldin sevgilim." dedi. Yanına yaklaştım ve boynunu var gücümle sıktım. Ellerini boynunu sıktığım ellerime koydu. Kurtulmaya çalıştı. Ama nafile! Daha çok sıktım.
"Evimde ne bok yiyorsun."
"Sana yemek hazırladım!" Nefesini kesik kesik alıyordu. "O Defne denen sürtüğün yanındaydın dimi!"
"Sana yol verdim Ezgi defolup git lan! Yoksa o anlamaz kafanı sikerim!"
"Seni özledim." Orospu! Sözleriyle beni kışkırtmaya çalışıyordu. Hah!
"Sikerim senin o küçük beynini!"
"Sen çok şerefsizsin Araz!"
Bana şerefsiz dedi. Şerefs-
Düşüncelerimi karnımdaki acı son verdi. Ezgi.. beni bı-bıçaklamıştı..
"Senin peşini bırakmam! Sen benimsin!" Ona vurmak istedim ama gücüm yoktu.
"Siktir git." dediğimde zaten gitmişti.
"Gö-gö-görkem." sesim boğuk çıkmıştı. Ama Görkem'in ayak seslerini duyabiliyordum.
"Abi!" Titrek sesle konuşmuştu. Ağlıyordu.
"Ya-yakışıklı şi-şimdi git E-efe'yi a-ara ta-tamam mı? " Artık canım daha çok yanıyordu. Her cümlemde bir bıçak daha saplanıyordu.
Yanımda Görkem yoktu. Yer kana bürünmüştü artık. Her yer bulanıktı. Be-ben Defne'yi istiyordum. Ama yoktu. Yanımda olmasını istediğim kişi yoktu..
●
Defne,
"Ne diyorsun sen Efe! Ne demek lan Ezgi Araz'ı bıçakladı! "
"Sakin olamam!" Ağlıyordum.
"A-araz iyi mi?" Sesim eskisinden daha sakin ve buruk çıkmıştı.
"Nerdesiniz? Mesaj at geliyorum."
"Tamam. Teşekkürler."
Seni öldüreceğim Ezgi! Seni öldüreceğim!
Koşar adımlarla hastaneye gidiyordum. Sabah saat 7'ydi. Beni Efe aramaştı. Araz'ın yanında olmam için. Acilin kapısından içeri girdim. Hastane de kimse yok gibiydi. Efe kenarda uyuyordu. Yavaşça yanına gittim. Dürtünce yerinden sıçradı.
"Ne çabuk geldin."
"Efe, Araz nerde?" Korkuyordum.
"Sağda ki yeşil kapıda yatıyor. Dur ben seni götüreyim."
"Hayır. Senin gelmene gerek yok Teşekkürler." Başını sallayınca bende Araz'ın yanına ilerledim.
Kapıyı açar açmaz gözyaşlarıma engel olamadım. Canım yanıyordu!
Yanına yaklaştığımda o kadar güzel uyuyordu ki. Serum takmışlardı. Ve karnında sargı vardı. Yanaklarım gözyaşlarımdan dolayı kıpkırmızı olmuştu. Uyandırmamak için çok yavaş hareket ediyordum. Yanına yaklaştım,yaklaştım. Dibine gelince elini tuttum ve öptüm. Kısık sesle
"İyileşeceksin Araz. Sana yemin ediyorum canını yakanın canını yakacağım. Yanımda olman gerek. İyileşeceksin canım. Lü-lütfen A-araz aç gözlerini sevgilim." Dudağına masum bir buse kondurdum.
"Seni bırakmayacağım. Seni seviyorum."
Canım acıyordu.
Araz,
Uyanıktım. Ama belli etmemiştim. Defne! O gelmişti. Hala beni bırakmamıştı. Beni seviyordu. Bende onu. Evet artık onu deliler gibi seviyordum. Ama söyleyemiyordum ki!
Ağlıyordu. Sessizce. Beni seviyordu. Dudağıma masum bir buse kondurdu. Gözyaşını hissetmiştim. Konuşmayı bırakmıştı. Gidicekti sanırım. Hayır! Gitmesin! Elimi bırakacağı an elini tuttum. Gözlerimi açtım. Buruk Defne bir anda kendine gelmişti.
"Be-beni bı-bırakma De-defne." Sesim çok kötüydü.
"Lütfen gitme."
Elini daha çok sıktım. Gülümseyerek
"Tamam. Gitmiyorum. Yanındayım." Bana yaklaştı yaklaştı. Dudaklarını dudaklarımla birleştirdi. Her ne kadar ağrım olsada ona karşılık vermemezlik asla yapamıyordum. Çünkü ben onu seviyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ.
RomanceDüşmanlık ve kavgayla başlayan iki insan, kendilerini artık ruh ikizleri olduklarının farkına varır. Aralarında 'aşk' yoktur. İkiside sevgiden yanadır. 'Şeytan Meleğe aşık olur. ' "Ben sana aşık olamam Araz Kurtçuoğlu. Seni seviyorum. "