"Bu Doruk."

72 1 0
                                    

"Geldim kardeşim. Herşey için sağol. Aynen onların takıldığı bara giderim akşam. Biraz uyumam lazım. Jale'ye selam söyle. Eyvallah."

Mola yapmadan gelmiştim. Karnım feci derecede açtı. Ve çok uykum vardı. Herşeyim hazırdı. Defne'nin hangi barda olduğunu, buraya yakın sahili, tek sorun evi nerde? Onuda geze geze bulacağım. Saat daha sabahın 6'sı. Yemek yapacak halim olmadığı için bu saatte açık bir yer bulup karnımı doyurmalıyım.

"Buyrun beyefendi. Burası boş." Yaşlı hanımefendiyi takip edip gösterdiği masaya oturdum. Rengarenk bir kafeydi. Benlik bir yer değil.

"Biraz bekleteceğiz kusura bakmayın."

"Yo-yok hiç promlem değil." Gülümseyerek yanımdan ayrıldı. Bu saatte sadece kenarda iki çift oturuyordu. Onlarda orada uyuyordu zaten. Yavaş yavaş kahvaltılıkları dizmeye başladılar.

"Eğer gözünüz o çiftlere takıldıysa yanlış anlamayın lütfen. Hep buradadırlar. Karınlarını doyurur işe giderler."

"Neden burda kalıyorlar?"

Yaşlı kadın yanıma oturdu.

"Kız hamile. Yani yanındaki çocuktan. Ailesi bunu öğrenince kızı öldürmek istemiş ama çocuk kaçırmış. Buraya geldiklerinde berbat durumdaydılar. Beyim ve bende dayanamadık. Onlara kapımızı açtık. Çocuk zaten çalışıyormuş. Kıza birşey olmasın diye onuda götürüyor."

"Ne güzel."

Yaşlı kadının gülümseyen yüzü bir anda soldu.

"Senin sevgilin nerde?"

Gözlerinin içine baktım. Bana şefkatle bakıyordu. Annemin eskiden bana baktığı gibi. O kadar saf ve temiz bakıyordu ki annemi hatırlamama sebep oldu. Onunda annemin gibi masmavi gözleri vardı. Başımı eğdim.

"Bilmiyorum. Henüz."

Eliyle sırtımı sıvazladı.

"Bak delikanlı. Bu dünyada herkes bir olayla karşılaşır. Yılma. Bırakma. O kız çok şanslı. Senin gibi delikanlıyı kim bırakır? Birbirinizi seviyorsunuz. Bu her halinden belli. Bu küçük bir sınav sadece. Alt edeceğiniz zorlu sınavlarda olacak. Yine beraber olacaksınız. Benim yerim yurdum belli. Sana kapımız hep açık. Ben senin yanındayım."

Sımsıkı sarılınca ilk afalladım. Sonra kollarımı beline sardım. Annemden sonra ilk defa yaşlı bir kişiyle bu kadar samimi bir şekilde konuşmuştum. Bu benim çok... hoşuma gitti açıkçası.

"Hadi yemeğini ye. Birşey istersen içerdeyiz."

Başımla onaylandıktan sonra teşekkür ettim. Bu konuşma iştahımı kesmişti. Telefona baktığımda saat 8 olmak üzereydi. Yolda oyalanmam uzun sürmüş olmalı. 

Herşey yoluna girecek. Bundan eminim.

Defne,

Dün geceden beri uyumadım. Aklımdan bir türlü çıkmıyordu. O gece kısacık da olsa gözümde canlanan Araz beynime kazınmıştı.

Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Üstüme eşofman takımı diyinip saçlarımı açık bıraktım. Sanırsam Çağla'ya ailesinin yanına gitmiş yada hala uyuyordu. Buzdolabından iki yumurta alıp ocağı açtım. Yumurtalar kaynarken tabanları koydum. Meyvesuyunu bardaklara koydum.

"Çağla!"

Sesim biraz kısıktı. Ama belli olmuyordu.

"Çağla!"

İki kez avazım çıktığı kadar bağırmama rağmen kesin gitmişti. Telefonumu elime aldım. 2 mesaj vardı.

Gönderen; Çağla

Yavrum ben annemlere gidiyorum. Sana para bıraktım. Belki bugün gelmem. Git ve gez. Çok çok öptüm.

Evde oturup televizyon izleyeceğim. Hiç gezemem. Akşama kadar Araz'ı düşünmek beni daha iyi hissettirir.

İkinci mesaja tıkladım.

Gönderen; Rüzgar

Selam fıstık. Biz mekandayız. Seni alayım mı diye sormayacağım. Çünkü gelmezsin. Tek geleceğinden eminim. Çünkü Ezgi'nin bir arkadaşıda aramızda onunla tanışman lazım. Çok iyi birisi. Seni seviyorum.

Rüzgar'ın hala beni sevmesi zoruma gidiyor. Ben ona karşı hiçbirşey hissedemiyorken onun böyle yapması çok zor. Ezgi'nin nasıl iyi bir arkadaşı olabilir ki? 

Daha fazla oyalanmadan kahvaltımı yapıp üzerime rahat birşeyler giyindim. Sade bir makyaj yapıp çıktım. Hava biraz daha iyi gibiydi. Kaldırımın kenarından ayaklarımı sürte sürte yürümeye devam ediyordum. Kafeye gelince kenarda kahvesini yudumlayan Fatma Teyze'ye selam verip içeri girdim. Rüzgar'ın el sallağını fark edince ilerlemeye başladım.  Sabah olmasına rağmen masa kalabalıktı. Ezgi beni görür görmez ayağa kalktı.

"Aaa Defne (!) Hoşgeldin tatlım."

Sarılmaya yeltenince geri adım attım. Yüzünü astı. Yerine oturup

"Tanıştırayım. Bu Doruk. Ben en yakın arkadaşım."

Adını yeni öğrendiğim çocuk ayağa kalkınca adeta şok geçirdim. Dudağının kenarıyla gülümseyerek

"Memnun oldum Defne Özgür."

YALNIZ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin