Hayatımda değer verdiğim biri daha gitmişti. Artık tamamen yapayalnızdım. Şuan gözümün önünde teyzemin cansız bedeni duruyordu! Cehennem ateşiyle yanıyordum! Herşeyini bana bırakmış. Umurumda bile değil! Ben teyzemi diri istiyorum diri!
Kimse yoktu cenazede.Zaten bizimde kimsemiz yoktu ki. Şuan duâ okuyan hoca, ben, Can ve teyzemin cansız bedeni vardı.
●
Gece yarısı olmak üzereydi. Mezarlıkta sadece Can ve ben vardık. Can'a gitmesi için ne kadar yalvarsamda en sonunda zorla gitmişti. Yalnızdık. Hayatımın ana duygusunu tadıyordum. Arkamda bir nefes hissetmemle irkildim. Döndüğümde Araz.. Burdaydı.
Araz,
Şaşırmıştı. Haklıydı. Bende kayıp yaşadığımdan en iyi ben anlayabilirim diye gelmiştim. Ağlamaktan gözleri gözükmüyordu. Onun bu kadar ağır üzülmesini ilk defa tanık oluyordum. Bu kadar kötü gözükmesi canımı yakmıştı.Sessizliği ilk ben bozdum.
"Mekanı cennet ruhu sad olsun." Sesim buruk çıkmıştı. Ruhsuz, yalnız olan Araz Kurtçuoğlu'nun sesi annesinin ölümünden sonra ilk defa buruk çıkmıştı...
Hiçbir şey demedi. Belkide diyemedi. Eminim ki şuan boğazında koca bir yumru oluşmuştu. Cevabı bana sarılarak verdi. Bende kollarımı onun beline sarıp çiçek kokusunu içime derince çektim. Ağlıyordu. Sessizce. Teselli amaçlı daha çok içime çektim Defne'yi.
Sessizlik.
Susmustu. Şuan okulda benim yakama yapışan kızı acımasızca döven kız yerine geçmişiyle boğulan annesini özleyen küçük bir kızdı. Ona acımıyordum. Çünkü acınası bir yani yoktu. Bende bunları defalarca yaşamıştım. Kimse yüzüme bile bakmamıştı. O kadar değerim yoktu bile. Annesini kaybetmiş, yetim kalmış küçük bir çocuktum... Diğer insanların gözünde ise sadist gibi görünün korkutucu birisiydim. Ama asıl ben o ben değildi.
Defne'den çıt çıkmıyordu. Yüzüne baktığımda burunlarımız birbirine
değdi. Gözlerini açtığında ona yaklaştım. Gözlerim dudaklarına kaydı. Geri çekildi. Elimi tutup
"Lütfen Araz, beni eve götür." diyebildi zorlukla. Kucağıma aldığımda itiraz etmedi. Kollarını boynuma doladı. Uyumakalmış olabilirdi. Arabama yavaşça yatırdım. Hızlı kullanmamaya özen gösterdim. Uyunabilirdi. Evin önüne geldiğimizde hala uyuyordu. Dikkat ederek kucağıma aldım kapıyı açtım. Odasını bulmak o kadar zor olmamıştı. Yatağına yatırdım. Dolabıma yöneldim. Kıyafetleri düzenliydi. Geceliklerini aldığımda yatakta yüz üstü yatmıştı. Bu haline ister istemez gülümsedim. Siyah kıyafetlerini özenle çıkardım. Vücudu güzeldi. İç çamaşırları hariç. Pembe pembe giyinmiş. Umursamadan geceliklerini giyindirdim. Saçlarını açtığımda huysuz sesler çıkarıyordu. Umursamadan üstümü çıkardım. Yanına uzandım. Onu kollarımın arasına alıp başını göğsüme koydum.Elleri sıkıca belimi sarmaladı. Her ne kadar benden nefret ettiğini hatırlatsa da beni sevdiğini çok net biliyordum.
Belkide birbirimiz için yaratılmıştık...
●
Defne,
Sabah uyandığımda burnuma sigara ve mentol karışımı seksi bir erkek parfümü doldu. Ne! Erkek parfümü! ? Kafamı kaldırdığımda şok geçirdim. İnanamıyorum! Oha Araz yanımda! Aman Allah'ım!
Bütün düşünceleri bir kenara bırakıp onun pürüzsüz suratını incelemeye başladım. Lanet olsun! Kendime engel olamıyorum!
O kadar masumdu ki. Sanki o Araz bu Ar-.
"Çok mu yakışıklıyım." Bütün düşüncelerim uçup gitmişti bu cümleden sonra. Kıpkırmızı olmuştum boynuma kadar.
"Yo-yok gözlerin şişmiş bi-bi-" cümlemi Araz'ın kusursuz dudakları kapanmıştı.! O beni doyasıya öpüyordu. Bense şaşkınlıkla bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ.
RomanceDüşmanlık ve kavgayla başlayan iki insan, kendilerini artık ruh ikizleri olduklarının farkına varır. Aralarında 'aşk' yoktur. İkiside sevgiden yanadır. 'Şeytan Meleğe aşık olur. ' "Ben sana aşık olamam Araz Kurtçuoğlu. Seni seviyorum. "