IX

305 20 9
                                    

"Harry daha ne kadar özür dilemem gerekiyor?"

Harry Louis'i duymamazlıktan gelmeye devam etti. Larry'nin mama kabını doldurduktan sonra kedinin kumunu temizlemeye yöneldi.

"Benim yapmamı ister misin?"

Harry kendine engel olamadan gülümsedi. Günlerdir böyleydi. Özürlerine cevap alamayınca bu şekilde kendini affettirmeye çalışıyordu. Birkaç kez odasına gelip ödevlerini yapmayı bile teklif etmişti ki Harry istemeden kahkaha atarak Louis'yi biraz olsun sevindirmişti.

Kumu temizledikten sonra mamasını yiyen kediyi sevip çöktüğü yerden kalktı. Louis de tin tin arkasından gidiyordu.

"Akşam taco yemek ister misin? Sen seviyordun değil mi? Yanlış hatırlamıyorum"

Harry odasının kapısını yüzüne kapatınca genç adam oflayıp alnını yavaşça kapıya dayadı.

"Bugün de olmadı Louis"

Kendi kendine söylenip bir süre orada bekledi. O günden beri Harry resmen işkence ediyordu. Öyle konuştuğu için çok pişman ve kendisine aşırı sinirliydi.

"Harry..."

Çocuğun kapının dibinde durmuş onu dinlediğinden emindi

"Gerçekten çok özür dilerim. Ben...kendimi nasıl affettirebilirim bilmiyorum"

Alnını çekip elini kapının kulbuna attı. Harry araları bozuk olduğu günlerde sürekli kapısını kitlemişti ama şimdi kilit sesi gelmemişti. Kulbu indirip yavaşça kapıyı açtı. Çekinerek içeriye baktı. Yatağında bağdaş kurmuş telefonuyla ilgileniyordu.

"Çık"

Kafasını kaldırmadan konuşmuştu. Louis gerçekten kalbinin acımaya başladığını hissediyordu. Böyle olmaları canını çok sıkıyordu. Sanki böyle midesinde taş varmış gibiydi ya da boğazında. Rahat değildi. Morali bozuktu ve artık bugün bu duruma son vermekte kararlıydı. Yatakta boş yere oturdu.

"Çıkmıyorum. Affedersen çıkarım"

"İyi. Ömrümü artık salonda geçireceğim anlaşılan"

Harry ayaklandığında Louis hızla bileğine yapıştı.

"Salon ulaşamayacağım bir yer değil Harold"

Louis, Harry'nin bileğine temas eden parmaklarının uyuştuğunu hissetti. Kalbinin hızla atması da eklenince çocuğun bileğini yavaşça bıraktı.

"Lütfen bir şey söyle. Ne istiyorsun? Beni affetmen için her şeyi yaparım. Sadece söyle."

Louis sunduğu teklifin ne kadar tehlikeli olduğunun farkındaydı. Özellille karşısındaki kişi Harry olunca ama ondan gelecek her şeye kendini hazır hissediyordu. Yeter ki bu durum son bulsun.

Harry telefonunu hırkasının cebine koyup yandan Louis'e baktı. Bayadır yüzüne bakmadığını da o an fark etti. Mavi gözleri parlayarak ona bakıyorlardı. Hafif aralık dudaklarından yavaş yavaş aldığı nefesler göğsünü kaldırıp indiriyordu.

"Her şeyi mi?"

Louis heyecanla kafasını salladı. Dudakları yukarıya doğru kıvrılmışlardı.

"İki şey istiyorum Louis"

Louis sanki boğulmaktan son anda kurtulmuş gibi derince nefes alıp verdi. Seslice bir "oh" çektiğinde bu kadar sevinmiş olması Harry'nin hoşuna gitmişti. Oysa daha Harry'nin ne istediğini bile duymamıştı. Git Danielle'i boşa dese boşayacak mıydı yani? Harry kendini 'fena olmazdı' diye düşünürken buldu.

FOSTER FAMILYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin