ALEVLİ KIŞKIRTMA

139 13 3
                                    

Çook yorgunum ve aşırı yoğun bir gündü ama sizin için buradayım. Lütfen yorum ve oy atmayı unutmayın. Sizi seviyorum ve kocaman öpüyorum. Ama uzaktan çünkü korona var. 😂😂😂

Gözlerimi açtığımda bağlıydım, birisi sanki üzerime oturuyormuş gibi kıpırdayamıyordum ama etrafı pus görüyordum ve hiçbir şey anlayamıyordum. Bir süre görüntünün netleşmesini bekledim ve netleştiğinde korkuyla irkildim. Ameliyat koltuğunda bağlıydım ve üzerimde Cedric oturuyordu. Bacaklarını iki yanımdan aşağı sarkıtmıştı ve kollarını da suratımın iki yanına koymuş saçlarımla oynuyordu. Suratıma sevecen bir tavırla bakıyordu.

"Demek sonunda uyandın."

Beynim tamamen ayılınca etrafta Marcus'u aradım, yanımda o da bağlıydı. Derin bir nefes aldım çünkü öldüğünü sanmıştım ama bu da kötüydü çünkü onu da öldüreceklerdi. Artık eminlerdi, ikimiz de onlara göre günahkardık. 

"Bize ne yapacaksınız?"

"Bilmem," dedi Cedric umursamaz bir tavırla omuz silkerek. Hiç durmadan saçlarımla oynuyordu. 

"Öldürecekler bizi Cedric, senden ayrılmak istemiyorum."

"Beni bu kez kandıramazsın, senin yüzünden ölecektim.

"Ama ben seni öldürmeye çalışmadım ki? Amacım sadece anne ve babandan kurtulmaktı, onlar asla birlikte olmamızı istemiyorlar Cedric. Sırf seninle olabilmek için yaptım bunu."

Saçlarımla oynamayı bıraktı, nihayet dikkatini üzerime çekebilmiştim. "Neden?"

"Neden olacak? Sen resmi olarak hayatta değilsin, insanlar doğduğunu bilmiyor. Bir kimliğin bile yok, nasıl evlenecektik?"

"Kendi aramızda bir düğün yapabileceğimizi söylemiştin."

"Evet ama ailen konuşurken duydum, buna engel olmak istediklerini söylüyorlardı. Dini bir nikah kıyılmalıydı yoksa zinaya girerdi. Bu zinaya engel olmalıyız dediler. Beni bu yüzden öldürmek istiyorlar."

"Evet," dedi Marcus. "Ben de duydum."

Nihayet Marcus'un biraz olsun aklını kullanabilmesi bana cesaret vermişti. Tamamen yalnız değildim. Bundan cesaret aldım ve biraz ileri gittim. "Ben seninle beraber olmak istiyorum." Üzerine oturduğum bacağımı biraz kıpırdattım ve bacak arasına değdirdim. "Seninle olmak istiyorum ama engel oluyorlar Cedric, Marcus bile bizi seninle çok yakıştırıyor. Gerçekten çok yakışıklısın."

"Sen de çok güzelsin sevgilim." Uzandı ve boynumdan öptü. Midem resmen ağzıma gelmişti ama aldırmamaya çalıştım. Gülümsedim ve ben de onun yanağından öptüm. "Beni öldürecekler ve abini de öyle. O bizim nikah şahidimiz olmak istiyordu, sonuçta şahitsiz bir düğün yapamayız. Baksana ellerime, nasıl da sıkı bağlamışlar."

"Ama ellerini çözsem bile evlenemeyiz, onlar asla izin vermez."

"Ellerimi çöz ve bir plan kuralım."

Hiç beklemeden çözdü, sonra da kalkıp Marcus'un ellerini çözdü. "Planın nedir?"

Ondan çok sarsıcı bir şey isteyecektim, iyice inandırıcı olmalıydım. Bu yüzden sınırları biraz zorlayarak ayaklarımı kendime doğru çektim ve yanıma oturması için işaret ettim. Geldiğinde kollarımı boynuna attım ve sarıldım. "Seni çok seviyorum Cedric, duygularımı anlatamam." Geri çekildim, resmen mutluluktan aptal gibi olmuştu. 

"Ben de seni seviyorum."

Uzandım ve dudağından öptüm, aklını başından alacak bir öpücüktü. Kulağına fısıldadım. "Seninle yatmak istiyorum, bunun hayaliyle yaşıyorum ama ailen buna asla izin vermez. Bu evde günah işlenmesi yasak ama anlarsın ya." Ellerimi bacaklarında gezdirdim. "Bence biraz yaramazlık yapabiliriz Cedric. Başkalarının bizi ayıplaması kimin umurunda değil mi?"

Büyülenmişti, gözlerimin içine hipnoz olmuş gibi bakıyordu. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum, resmen sözlerimle bile kendinden geçmişti. "Evet."

"Onları öldür Cedric, bu ev seninle benim olsun. Marcus bizim şahitliğimizi yaptıktan sonra başının çaresine bakar. Burada sadece ikimiz olalım, ileride çocuk yaparız. Geniş ve mutlu bir ailemiz olur."

Yine de Cedric'in gözlerine kararsızlık gölge yapmıştı. Doğduğundan beri bu ailedeydi ve şimdi onları öldürmesini istiyordum. Yine de çok zor olmayacaktı çünkü bu aile psikolojisini bozmuştu. İnsanları öldürmeyi biliyordu, bu duyguya hakimdi ve onu biraz daha hararetlendirirsem bunu başarabilirdim. Bu yüzden kendimi zorlayarak ellerimi bacak arasına koydum. Şok içinde kafasını oraya eğdi. Yanakları kızarmıştı, biraz daha zorlasam ıslanacak gibiydi. "Seni istiyorum Cedric, önümüzde hiçbir engel olmamalı."

Bunu Marcus'ta yapabilirdi ama o daha önce hiç katil olmamıştı, hep masum olan taraftı. Bu kabusu ona yaşatamazdım, ömür boyu unutamazdı.

"Lütfen öldür onları ve benim ol. Yatak odamız bile hazır, ne zamandır bunun hayalini kuruyordum. Benimle ol Cedric."

Cedric resmen çıldırmıştı, o sırada içeri giren anne ve babasını görünce hışımla ayağı kalktı ve masadan aldığı satırı üstlerine savurdu. "Bizi ayıramazsınız, buna asla izin vermem. Eftelya benim! Duydunuz mu beni!" Jack'in kafası kopmuştu, yerde yuvarlanırken hayalimden daha korkunç olduğunu fark ettim. Duvardaki kurumuş kanların arasına taze kan eklenmişti. Marcus çok sakin bakıyordu çünkü daha önce de tanık olmuştu ama ben şok içindeydim. Bu manzarayı hayatım boyunca unutamayacaktım.

Rose büyük bir şokla masanın öbür tarafına kaçtı. "Ne yapıyorsun sen Cedric? Baban o senin, bu kız için onu mu öldürdün? Seni ne söyleyerek kandırdı?"

Cedric'in ruh hali değişmişti, babasına bakıyordu. İçinde biraz pişmanlık uyanmıştı, bunu hemen yok etmeliydim. Ayağı fırladım ve Cedric'e belinden sarıldım. "Seni bekliyorum Cedric, geceliğimi giyineceğim. Senin için aldım, en sevdiğin renkte... Siyah..."

Cedric'in gözü dönmüştü. Satırı annesine doğru savurdu ama ıskaladı. "Kendine gel Cedric," diye bağırdı Rose. "Beni öldürmeye çalışıyorsun, bunu Marcus'tan beklerdim ama görüyorum ki koynumda yılan beslemişim."

O an anlamıştım, Marcus'u sevmemelerinin nedeni onun hiç günahkar birini öldürmemiş olmasıydı. Elini hiç kana bulatamamışlardı ve bu yüzden nefret ediyorlardı. Cedric öyle değildi, kanı çok seviyordu ve evdeki popüler çocuk olmayı başarmıştı. Şimdi ise bunu annesinin üzerinde kullanıyordu ve Rose büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı.

"Günah mı işlemek istiyorsun? Zina yapanların organlarına ne yaptığımızı hatırla, kızgın yağ döküp kör bıçakla kesiyorduk. Bunu sen de yapmıştın, hatırla Cedric. Aynı günahı mı işlemek istiyorsun?"

"Onu dinleme Cedric," dedim arkadan onu okşarken. Kendimi resmen şeytan gibi hissediyordum. "Gecemizi düşün, bu sadece ikimizin günahı ve annenin karışmaya hakkı yok. Ne yani ömür boyu bekar mı kalmak istiyorsun? Evlenmek mümkün değil çünkü kimse doğduğunu bilmiyor. Bu bir suç ve o halde bakir mi kalacaksın yoksa benimle mi olacaksın?" Cedric'in nefesleri hızlanmıştı. Daha fazla dayanamıyordu. Masayı tek savurmada öteye fırlattı ve tek bir satır darbesiyle annesinin boynunu uçurdu.

Derin bir nefes aldım ve ellerimi geri çektim. Çamaşır suyuyla yıkamak istiyordum.

Şimdi Rose ve Jack'ten kurtulmuştuk ama Cedric'ten nasıl kurtulacaktık? Şuan durumu hiç iyi değildi, resmen beni arzuluyordu. Zaptetmesi çok zor olacaktı.

HAYALET BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin