TEMİZLİK EĞİTİMİ

145 14 0
                                    

Merhaba vahşet sever okuyucularım, hayaletlerin uğultularıyla sizi karşılamak isterdim ama elimizde kalmadı. İyi okumalar ve lütfen oy atıp yorum yapın. <3 :(

Tüm cesetleri Cedric halletti, asıl olmaları gereken yere, mezarlarına gömdü. Eli yüzü kan içinde kalmıştı. Neyse ki burası büyük ve ıssız bir araziydi, üstelik geceydi. Her yer zifiri karanlıktı. 

O cesetleri gömerken biz Marcus ile içerideydik. "Ne yapacağız?" dedim pencereden Cedric'e bakarken.

"Onu da biz öldürmeliyiz yoksa asla durmaz. Şuan seninle evleneceğini düşünüyor ama zor olacak, Cedric görünenin aksine çok güçlü biridir. Onunla bir keresinde kavga etmiştim ve beni fena benzetmişti."

"Tuzak kurmalıyız ama nasıl?"

"Acele etmeyelim, önce sahte bir düğün yapalım ve sizi evlendirelim. Zaten kendi aramızda saçma sapan bir şey olacak. Nikahınızı ben kıyarım."

"Sonra ne olacak? Onunla gerdeğe girmeyeceğimi biliyorsun," dedim korku dolu gözlerle.

"Saçmalama," dedi yüzündeki maskesiyle oynayarak. 

"Yeter artık, çıkart şunu." Maskeyi aldım ve öteye fırlattım. "Yüzün mükemmel görünüyor, bir daha onu takma Marcus. Kimse seni aşağılayamaz."

Çekinerek yere baktı. "Teşekkür ederim." 

"Sonra ne yapacağız?"

"Onun boynunu keseceksin, yataktayken. Bir filmde izlemiştim, o senin üzerindeyken yastığın altında altığın bıçakla boynunu kes."

"Ya yapamazsam?" dedim sesim titreyerek.

"Bence yapamayacağın bir şey değil, ne olabilir ki? Yeterince hızlı olmalısın o kadar, ben kapıda bekleyeceğim. Bir şey olursa içeri girerim."

"Çok saçma bir plan gibi geliyor Marcus."

"Benden mantıklı bir fikir bekleme, daha kendi başıma banyo yapmayı bile tam olarak bilmiyorum ama senin kendi fikrin de yok. Başka çaremiz yok."

Cedric mezarı tamamen kapatmıştı. Bir oh çekti ve pencereden gülümseyerek bana baktı. İçeri geliyordu. "Bir duş alsam iyi olur bebeğim, kan içindeyim."

Gülümsedim ve yanına gittim. "İyi olur, ben de sana temiz kıyafet hazırlayayım." O duşa giderken ben de temiz kıyafet ve iç çamaşırı hazırlanıp banyoya bıraktım. Duştan kafasını çıkarttı ve bana gülümsedi.

"Düğünümüzün ne zaman olacağını düşündün mü? Sabretmek biraz zor." Göz kırptı. "Bence yarın olmalı, annemin odasında gelinliği ve babamın da damatlığı hala duruyor. Onları giyinebiliriz."

"Tamam," dedim gülümseyerek. Kim bilir bu işin altından nasıl kalkacaktık. Saat çok geç olduğu için odama çekildim ve pijamalarımı giyinip yattım.

Ertesi sabah bir öpücükle uyandım. Cedric yanımda uzanıyordu ve bana arkamdan sıkıca sarılmıştı. Gerçekten yeni Rose ve Jack gibiydik. Onu öldürüp Marcus'un mezarına gömmeliyiz. 

Ona doğru döndüm ve gülümseyip yanağına bir öpücük kondurdum. "Hazır mısın?" dedim. O düğünden bahsettiğimi sanıyordu ama ben ölüm gününden bahsediyordum.

"Hazırım." Hızla yataktan kalktı. "Gelinliğini bulmalıyım, sen kahvaltıyı hazırlarken hallederim."

"Tamam." Yataktan kalktım ve o dışarı çıkınca üzerimi değiştirmek için dolabımı açtım. Gri bir eşofman takımı aldım, pijamamın üstünü çıkarttım ve kapının gıcırtı sesini duyunca hızla arkamı döndüm. Marcus öylece durmuş bana bakıyordu. "Dışarı çık Marcus."

HAYALET BEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin