Hepinize merhaba diyorum, canlarım!
Beyaza Tutsak tahmin edildiği ve benim istediğim gibi bu ay içinde raflarda yerini alacak!
Şimdiden kütüphanenizden yer açın derim çünkü Beyaza Tutsak geliyor!
Beyaza Tutsak Şubat'ta Raflarda!
O zamana kadar size bir alıntı veriyorum. Sevgiyle en önemlisi beyazın masumiyetiyle kalın!
-Beyaz Yazar(Ecem.)
***
Alnımı öperken arzuyla soludum. Baharatsı kokusunu sanki hiç unutmamak istermiş gibi ciğerlerime dolduruyordum.
“Cennete ulaştık, Aral!” dedim kollarımı ona dolarken. “Sonsuzluğa eriştik!”
“Hayır Hazan. Ben çoktan cennete ulaşmıştım. Seni gördüğüm andan beri cennetin yasak bahçesindeydim. En güzel meyveyi de kendime saklamıştım: Seni…”
Gözlerim yaşarırken kendime ağlamamam gerektiğini hatırlattım. Bu mutlu anı bozamazdım. Dudaklarımı dudaklarına yapıştırıp, çölde kalmış bir bedevi gibi onu öptüm. Sanki dudakları benim suyumdu, can damarımdı. Onsuz nefes alamazdım ben. O olmadan yaşayamazdım.
Alnımı alnına yaslarken “Sonsuza kadar mı?” diye sordum. “Sonsuza kadar beraber miyiz?”
Güldüğünü hissedebiliyordum.
O karanlıktı ve ben onun için tek aydınlıktım. Ben onun beyazıydım. Beyaz olmadan siyah yaşayamazdı.
O Beyaza Tutsak’tı. Tıpkı benim ona tutsak olduğum gibi o da bana muhtaçtı. Biz bir elmanın iki ayrı bütünüydük. Birlikte olmadan elma, elma olmadan hayat olmazdı. Biz olmadan aşkımız olmazdı.
“Sonsuza kadar…” diye fısıldadı. “Sonsuza kadar beraberiz meleğim…”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZA TUTSAK(Kitap Oldu.)
RomantizmHazan ve Hakan… Hayatın acımasız pençesine takılmış iki kardeş… Et ve tırnak gibiydi ikisi. Birbirlerinden bir an olsun ayrılmazlardı. Ancak zamanla, büyüdükçe araya bambaşka bir engel girdi: Uyuşturucu… Bu beyaz illet insanı her geçen gün ruhunu...