Her ne kadar aklıma gelen olumsuz düşünceleri defedip yüzüme içten, kocaman bir gülümseme yerleştirmek istesem de sanırım pek başarılı olamamıştım.
"Alya iyi misin ? Benden kurtulamayacağın için mi üzülüyorsun yoksa ?"
Bana sevinç dolu gözler ve kocaman bir gülümsemeyle bakan bu yüze hafızama kazırcasına baktım. Ayaz'ı gülerken görmek pek mümkün olmuyordu. Eskiden bunun sebebinin kimseyi önemsemeyen egoist kişiliğinin bir parçası olduğunu düşünürdüm. Ne kadar körmüşüm meğer. En yakın arkadaşımın ailesini, yaşamını merak etmeyecek kadar bencil birine dönüşmüşüm. Ayaz her gün her saniye gözlerimin önünde biraz daha kötüleşirken ben onun hasta olduğunu bile fark etmemişim. Bu kadar uzak kalmışım ondan. Umurumda olan tek şey Ceyhun olmuş. Gözlerime çektiğim perdeler yüzünden etrafımda olup bitenleri görememişim. Ne kadar da safmışım.
Her ne kadar onun yüzündeki kadar güzel ve içten bir gülümseme olmasa da ben de gülümsedim."Harika esprini bizimle paylaştığına göre sen iyileşmeye başlıyorsun anlaşılan."
"Esprilerimin harika olduğunu kabul ediyorsun demek ?"Bu söz karşısında elimde olmadan gözlerimi devirdim.Ne olursa olsun Ayaz'ın iyi olacağı düşüncesi beni mutlu etmeye yetiyordu.
Kapı açıldı ve doktor içeri girdi."Evet hanımlar, izninizle Ayaz'ı ameliyata hazırlamamız gerekiyor. Bekleme gibi bir şansımız yok. Hemen ameliyata girmeliyiz."
Korkumu saklayamayarak sordum.
"Nasıl yani hemen ameliyat mı olacak ? Peki ameliyatın bir tehlikesi var mı Ayaz açısından ? Yani her şeyi düşün-"
Ayaz beni sakinleştirmek istercesine elimi tuttu.
"Alya, iyi olacağım. Söz veriyorum."
Sanırım ameliyat olacağı zaman geldiğinde içimde böylesine bir korku olacağını tahmin etmezdim. Korkuyordum. Ayaz'a bir şey olmasından korkuyordum.
"Alya hanım? Dışarı almak zorundayım sizi."
"Ben, tamam çıkıyorum. Yağmur'cum gel hadi."Kapıdan çıkarken Ayaz'a hafif bir tebessüm ettim. Ayaz da karşılıksız bırakmamıştı.
"Sen otur Yağmur'cum ben Zeynep Teyze'ye haber vereyim."
"Tamam Alya abla."Zeynep Teyze'nin yanına giderken kafamın içindeki sesleri de susturmak mümkün değildi. Ameliyat olabileceği zaman ne kadar mutlu olmuştum ama şimdi bir şeylerin ters gitmesinden korkuyorum. Bugüne kadar değer verdiğim insanları kaybetmekten hep korkan birisi olmuştum. Belki de en büyük korkum buydu. Düşünceler kafamın içinde bir bir dolaşırken ileride Zeynep Teyze'yi gördüm. O da beni görmüş olacak ki bana doğru yürümeye başladı.
"Zeynep Teyze, Ayaz'ı ameliyat için hazırlıyorlar."
"Nasıl? Bu kadar çabuk mu? Nerede şimdi?"
"Hala odasında gidelim isterseniz. Odadan çıkarmışlardı Yağmur'la beni ama..."Zeynep Teyze, Ayaz'ın odasına doğru yürümeye başlamıştı bile. Odanın önüne geldiğimizde Ayaz'ı çıkarıyorlardı.
"Ayaz oğlum,"
"Anne telaş yapma bak her şey güzel olacak."Yine Ayaz'ın yüzünde o içten gülümsemesi oluşmuştu.
***
Ameliyat başlayalı yaklaşık bir saat olmuştu. Şu ana kadar ne bir doktor, ne de bir görevli çıkmıştı ve hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Derken içeriden bir bayan doktor çıktı. Yüzündeki endişeyi görebiliyordum.
"Sizden endişelenmemenizi istiyorum..."
"Bir şey mi oldu? Lütfen oğluma bir şey olduğunu söylemeyin."
"B rh+ ana ihtiyacımız var, çok acil. Bir sorun oluştu."
"B-ben herkese haber veriyorum."O kan hemen bulunmalıydı. Bir şey olmasına asla izin veremezdim. Zeynep Teyze ve Yağmur çok endişelenmişti, endişe ve üzüntüyle tanıdıklarına haber veriyorlardı. Rehberimdeki tüm kişilere toplu mesaj atmıştım ve arayabildiğim herkesi aramıştım. Şu ana kadar hiç kimse geri dönüş yapmamıştı. Zeynep Teyze ve Yağmur'a da. Telefonu tekrar elime aldığımda Ceyhun aramaya başladı. Pek istemesem de el mahkum cevapladım aramayı.
"Bak Ceyhun eğer-"
"Alya sus ve beni dinle. Kanı veririm ama tek bir şartla."Karşılığı olmasa şaşardım zaten. Çıkarcı Mahmut.
"Neymiş şartın ?"
"Bir akşam yemeği."
"Ne ?!"Çok bağırdığımı bağırdıktan sonra fark etmiştim. Bu yüzden annemleri kısaca bir şeler uydurarak geçiştirmem gerekmişti ve kapısı açık odadaki hemşirenin bakışlarını üzerimde toplamıştım.
"Alya sadece bir akşam yemeği karşılığında Ayaz'ın hayatı. Senin açından gayet karlı bir iş bence."
Ah, ukala herif. Onunla akşam yemeği yemenin neresi karlı olabilir ki ? Sadece yemekler. Fakat ne olursa olsun kabul etmek zorundaydım. Söz konusu olan şey sadece Ayaz'ın hayatı değildi. Ayaz'ın ailesiydi, bendim, arkadaşlarımızdı. Geride bırakacakları şeylerdi. Oğlunu kaybetmenin acısını ömür boyu kalbinde taşıyacak bir anneydi söz konusu. Abisinin ve babasının eksikliğini yabancı güvenilmez kollarda arayacak bir kız kardeşti. Onun yok oluşuna göz yumduğu için yaşadığı her saniye vicdan azabı çekecek bir arkadaştı söz konusu. Bu yüzden bir saniye bile düşünmeme gerek yoktu. Karar benden bağımsız, çoktan verilmişti.
"Tamam. Kabul ediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Çok Bilmiş
Teen Fiction"Sevmek her zaman yaklaşmak değildir,bazen uzaktan seversin,çok uzaktan." Uzaktan izliyorum gülüşünü. Sen hiç birinin gülüşünü uzaktan izledin mi ? Öyle uzaktan sevdim seni.Seni sevdiğimi tek bilen bendim. Her gece seni bana anlattım,haberin yoktu...