Merhaba :) Öncelikle bu bölüm geç geldiği için özür dileriz. Bay Çok Bilmiş adına bir twitter hesabı açtık : @baycokbilmisWP :D Bu hesaptan bizimle iletişime geçebilirsiniz. Bu hesapta hikayemizle ilgili haberleri de paylaşacağız ve karakterlerin ağzından tweetler de olacak. İyi okumalaar :D
"Ne ?! Başka eşleşecek kişi mi kalmadı ?"
"Ben de sana bayılmıyorum zaten Ayaz."Allah Allah ! Çocuğa bak ya ! Sanki ben söyledim bizi eşleştirin diye.
"Arkadaşlar lütfen. Bu sadece bir oyun. Bu kadar büyütmeye gerek yok."
"Sorun çıkaran ben değilim, Ayaz. Ona söyleyin."
"Ben sorun falan çıkarmıyorum. Tamam ya oynayalım ne oynayacaksak."
Yine Bay Çok Bilmiş'liği tuttu bunun. Allah'ım ne günah işledim de bu hayvanı saldın başıma ? Aslında çok küfür falan da etmem.
"Aslında önce çalışıp sonra oynasak ortaya daha bir şey çıkabilirdi."
"Evet haklısın Alya ama o kadar zamanımız yok."
"Ya aslında konu da tam belli değil. Bence biz evde biraz araştırma yapıp yarına çalışıp gelirsek daha iyi olur."
"O zaman herkes ikişerli gruplar olsunlar. Daha sonra bir oyuna çalışıp yarın bize sunsunlar. Aralarından beğendiğimizi seçeriz. Birbiriyle sevgili olarak eşleştirilmiş kişiler birlikte çalışsınlar. Çünkü bu kişileri öğretmenler eşleştirdi."
Harika ! Ayaz'dan hiçbir türlü kurtulamıyorum abi ya. Her neyse. Ayaz'la konuşayım da akşama çalışalım şu oyunu. Tam kapıdan çıkacakken yakaladım Ayaz'ı çantasından.
"Hoop hoop bekle bakalım ! Daha plan yapmadan nereye gidiyorsun Ayaz Bey ?"
"Plan mı ? Ne planı be ?"
"Ayaz salak mısın ? Oyuna ne zaman çalışmayı düşünüyosun acaba ?"
"Off ciddi ciddi çalışcak mıyız oyuna ?"
"Evet çünkü tiyatroyu gerçekten önemsiyorum."
"Ah ne güzel. Ama ben önemsemiyorum. Umurumda bile değil."
"En azından benim için çalışmaya gelebilirsin."
"Hayır."
"Zaten ne zaman beni önemsedin ki ? Sana birşeyleri kabul ettirmeye çalışmak duvara konuşmaktan farksız."
Koşar adım Ayaz'ın yanından uzaklaşmaya başladım. Arkamdan gelen ayak seslerini duydum.
"Alya bekle tamam. Plan nedir ?"
"Bak Ayaz şimdiden söylüyorum eğer cıvıtacaksan hiç gelme. Ben tek çalışırım."
"Ya yok be kızım. Tamam dedik ya işte. Hadi fikrim değişmeden anlat şunu."
"Tamam. Bizim evi biliyorsun. Saat beş buçuk gibi gel çalışalım."
"Alya ben sizin eve hiç gelmedim."
Tabii ya. Ayaz nerden bilsin bizim evi ? Hayatımı merak edip sorduğu mu var sanki ?Çantamdan not defterimi çıkarıp evin adresini yazdım ve sayfayı koparıp Ayaz'a uzattım.
"Buyur. Geç kalmazsan sevinirim. Çok az vaktimiz var."
"Tamam en geç altıda ordayım."
"Ayaz beç buçuk dedim !"
"Tamam abla dövme beni. Acı bana."
"Dalga geçmeyi kes de bir an önce eve gidip hazırlan."
"Daha arkadaşlarla sahilde buluşcaz kızım ne evi ?"
"Ayaz hele bir geç kal var ya seni ıslak odunla dövmezsem Alya değilim."
"Tamam tamam uzatma. Hadi git. Dikkat et yollar sapık kaynıyo."
"Sağol canım ya çok düşüncelisin. Ama kendimi koruyabilirim merak etme."
Ayaz sahile doğru bende eve doğru yürümeye başladım. Geç kalmasa bari.***
Eve girdiğimde beni annem karşıladı.
"Kızım nerdesin sen ? Hani sen saat dörtte çıkıyordun okuldan ? Sen her gün böyle geç mi geliyorsun eve ? "
"Off anne abartma sadece yarım saat geç kaldım."
"Sadece mi ? O yarım saat içinde başına hayal bile edemeyeceğin bir sürü şey gelebilir. Allah korusun."
"İlk olarak şunu bilmeni isterim ki anneciğim her gün eve bu saatte gelmiyorum. Bugün geç kaldım çünkü habersiz bir tiyatro provası düzenlemişler."
"Kızım baştan söylesene şunu."
Derdi ne bu kadının böyle ?
"Senden bana sıra gelmedi ki anne. En hızlı kim konuşacak yarışması olsa birinci olursun maşaallah. Haa bu arada saat beş buçukta Ayaz gelecek. Yarın ki tiyatro için çalışacağız."
"Zeynep Hanım'ın oğlu Ayaz mı ?"
"Anne sen Zeynep Teyze'yi nerden tanıyorsun ?"
"Kızım yan daireye taşındılar ya."
Ne ?! O tatlı kadın Ayaz'ın annesi miydi ? Kadın gelip kendi ağzıyla söylese inanmam. Hayır yani öyle bir kadının nasıl Ayaz gibi bir oğlu olabiliyordu ? Peki o tatlı kız Yağmur ? Kıza acıdım şimdi zavallım. Kim bilir Ayaz nasıl davranıyordu kıza ?
"Anne sen emin misin ? Belki başka bir Ayaz'dır."
"Yok kızım sizin okuldaymış."
Bizim okulda başka Ayaz olmadığına göre.... Of Allah'ım ben nerelere gidem ? Şu an gerçekten kendimi şu balkondan aşağı atasım var. Hoş burdan atlasam da ölmem ya neyse...
"İnanmıyorum yaa. Okulda gördüğüm yetmiyomuş gibi bir de yan komşum mu olacak şimdi ?"
"Öyle deme kızım ayıp. Hem annesi çok iyi bir kadın. Eminim Ayaz da çok iyidir."
Odama doğru çıkarken kendi kendime "Yaa ne demezsin" diye mırıldandım. Çantamı bir kenara fırlatıp üstümü değiştirdim ve aşağı indim. Anneme neden bu saatte evde olduğunu sormayı unutmuştum. Salona gittiğimde annem üstünü değiştirmişti. Bir yere gidiyor gibi bir hali vardı. Ah ! Yine mi acil hasta yoksa ?
"Anne sen neden evdesin ve şimdi neden gidiyorsun ?"
"Eve gelip biraz dinlenmek istedim. Gitmemin nedeni ise bir trafik kazası vakası varmış. Bir kişinin durumu stabilmiş. Belki akşam geç gelebilirim. Dolapta biraz yemek var. Eğer acıkırsanız ısıtıp yiyebilirsiniz. Ayaz'a benden selam söyle."
"Peki anne söylerim."
Benimle konuşurken tıbbi kelimeler kullanması pek hoşuma gitmiyordu çünkü o zaman sanki annem değil de yabancı bir kadın konuşuyormuş gibi hissediyordum. Saate baktığımda beşe geliyordu. Ben de yukarı çıkıp biraz oyun araştırma kararı aldım.
***
Saat tam 17.30 olduğunda zil çaldı. Hayret Ayaz ilk kez tam vaktinde gelmişti.Kapıyı açtım ve gülümseyerek
"Hoşgeldiiiinn " dedim. Karşılık olarak gülümsemesiz düz bir sesle
"Hoşbulduk." dedi. Odun ya. Vallahi odun. Salona geçmesini işaret ettim.
"Annen yok mu Alya ?"
"Hayır. Acilen ameliyata gitmesi gerekti. Her zaman olduğu gibi."
İçimdeki hüznün yüzüme yansımasına engel olamamışım sanırım.
"Bu kadar üzülme. İyi tarafından düşün. Evde sürekli yalnızsın. Oooh valla gelsin erkekler gitsin erkekler. Yaşadın kızım."
Gülümsememe engel olamadım. Ayaz'ın omzuna bir yumruk geçirdim.
"Off biraz yavaş vur kızım. Ne ağır elin var senin öyle."
"O zaman sen de benim hakkımda öyle şeyler söyleme."
"Sadece moralini yerine getirmeye çalışıyodum. Sana cidden iyilik yaramıyo kızım."
"Tamam ya özür dilerim. Karnın aç mı ? Bir şeyler yiyebiliriz istersen."
"Eğer sen yapmadıysan yiyebiliriz."
"Pislik."
Dolaptan yemekleri çıkardım ve ocağa yerleştirdim. Tam ocağın altını yakıyordum ki birden kapı çaldı.
"Şey ya sen açar mısın Ayaz ? Bu saatte kimin geleceği belli olmaz şimdi."
"Tamam."
Ayaz kapıyı açtıktan sonra Ayaz'ın "Senin ne işin var lan burda ?" dediğini duydum.
"Kim gelmiş Ayaz ?"
Daha sonra başka bir ses "Asıl senin ne işin var Alya'nın evinde ?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Çok Bilmiş
Teen Fiction"Sevmek her zaman yaklaşmak değildir,bazen uzaktan seversin,çok uzaktan." Uzaktan izliyorum gülüşünü. Sen hiç birinin gülüşünü uzaktan izledin mi ? Öyle uzaktan sevdim seni.Seni sevdiğimi tek bilen bendim. Her gece seni bana anlattım,haberin yoktu...