Ceyhun'u sesinden tanımıştım. Bu hayvan niye geldi ki şimdi buraya ? Çakala bak sen. Beni ikna etmeye geldi tabii barışmam için. Şimdi her şeyi yanlış anlayacak. Gerçi nasıl anlarsa anlasın umurumda değil.
"N'oluyor burada ? Ne diye gelip tatsızlık çıkartıyorsun ?"
"Ben aramızdakileri düzeltebileceğimi sanmıştım ama görüyorum ki sen hemen başkasını bulmuşsun bile. Bazıları da sözünü tutmamış belli ki."
Benim hakkında nasıl oluyorda bu şekilde konuşabiliyor bu keriz zekalı varlık ? Ayrıca ne sözünden bahsediyor bu be ? Ayaz'la ne çeviriyor yine bunlar ? Gizli kapaklı işleri ne zaman bitecek bu çocuğun ya ? Ayrıca, babam pasta böyle pasta yapmayı nerden öğrendi ?
"Sandığın gibi bir durum yok ortada Ceyhun. Alya'yla tiyatroya çalışıyoruz."
"Hem sana benim hakkımda böyle şeyler söyleyebileceğini kim söyledi Ceyhun ? Kendine gelsen iyi olur !"
Ceyhun'un yüzünde biraz da olsa yaşadığı rahatlamayı görmüştüm. Ama siniri hala geçmemişti. Daha sen dur bakalım Ceyhun Bey. Bunlar iyi günlerin tadını çıkar.
"Artık gidersen biz de çalışmaya başlayacağız."
"Alya saçmalama sadece bir yanlış anlaşılma. Tamam şimdi gidiyorum ama bu bir daha gelmeyeceğim anlamına gelmez."
Ay zahmet olacak ama git hadi be evladım.Ceyhun arkasını dönüp giderken ben de kapıyı kapattım. Ağzımı yamultup sesimi de incelterek Ceyhun'un taklidini yapmaya başladım :
"Sadece bir yanlış anlaşımla mıymıymıy ."
Ayaz kahkaha atarken bir yandan benle konuşmaya çalışıyordu.
"Hahahah Alya tam oyuncu olacak kızsın valla. Harcanıyorsun buralarda. Hollywood yıldızım benim."
Bu son söz üstüne ben de kahkaha atmaya başladım.
"Sen beni ne sandın Ayaaaz. Bende daha ne cevherler var neler."
"Buralarda taşların arasında parlayan mücevher gibiyim diyorsun yani."
"Aynen öyle Ayaz haha. Ayyy bak yemeği ocakta unuttuuuuum!"
Yanmasın ya yanmasın başka yemek yok açlıktan ölürüz. Hay benim unutkan kafam.
"Oh iyi bari biraz daha bekleseydik yakacaktık yemeği."
Çok sıcak olduğundan bir türlü alamadım yemeği. Çünkü Alya olmak bunu gerektirir.
"Dur kızım dur yakacaksın elini. Ben hallederim."
"Ooo anlar mıydınız bu işlerden Ayaz Bey."
"Laf yetiştirmeyi kes de tabakları çıkar."
Gizli gizli gülümsediğini görebiliyordum.
Ben masaya iki tabak yerleştirirken Ayaz'da eline bir bez alıp ocaktan yemekleri indirdi.
"Mmm harika kokuyorlar. Annenin ellerine sağlık."
"Kimin annesi yaa. Annem diye söylemiyorum çok güzel yemek yapar."
Karizmatik bir şekilde yandan gülümsedi. Klasik Ayaz gülümsemesi işte. Tabaklara yemekleri koydum ve hemen yemeye başladık. Mmm kurt gibi acıkmışım valla.
"Eee Alya ? Aklında bir şeyler var mı ?"
"Maalesef hiç yok."
"İyi. Benim var."
"Şaka mı ?"
"Hayır gerçek."
"Ay yok yok şaka."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Çok Bilmiş
Genç Kurgu"Sevmek her zaman yaklaşmak değildir,bazen uzaktan seversin,çok uzaktan." Uzaktan izliyorum gülüşünü. Sen hiç birinin gülüşünü uzaktan izledin mi ? Öyle uzaktan sevdim seni.Seni sevdiğimi tek bilen bendim. Her gece seni bana anlattım,haberin yoktu...