Yeniden ve yeniden merhabaa!
Nasılsınız?
Bu bölüm aslında hikayenin ilk dönüm noktasıydı, diyebiliriz. Hikayenin hareketlenmeye başladığını kısa bir not olarak düşüyorum. :)))
Oy ve yorum yapmayı unutmayın.
Bölüm şarkıları; NF- I Miss the Days
Kat Dahlia- Gangsta ft. The First Station
Hadi! Bölüme! Geçelim!
Sırtımı yasladığım kıyamet hiç dostum olmadı. Onun en büyük dostu, kindi. Kıyamete sürekli sırtımı yaslayabilmek için kine yalan gülüşler takındım; o süslü gülüşlerime inandı ve ilk hatasını yaptı.
4.BÖLÜM: GERÇEKLER VE YANILGILARI
Bir cümlem onu derinden sarsmaya yetmişti. Gri gözlerinin kararsızlıkla yüzüme bakması, benim durduğum noktadan kaynaklanıyordu. Bir sonraki adımımın önünü kesmek için nefesini bile tutması bu yüzdendi.
Dilimi dişime değdirirken gerginlikten uzak bir gülüşle bu halini izlemeyi sürdürdüm. Onu bu dört duvardan çıkartmak isterken yalan söylemiyordum. Şaka yapmak ise aklımın ucandan bile geçmezdi. O ise bütün bunlarla beni yargılama hazırlığı yapıyordu.
Ondan önce davranmak için, "Beni özlemedin mi?" dedim. Bu sefer gerginlikten boğazını ovaladı. Elinin sırtındaki derin yara izine göz ucuyla bakarken üstüne gitmeyi bırakmadım. "Oysa ben gece gündüz seni aklımdan çıkartamadım."
Bu cümleyi eğer farklı bir ortamda kurmuş olsaydım sözlerim yanlış anlaşılırdı, onun kısılan gözleri asıl amacımı bildiği için yavaşça bileniyordu.
"Kirli bir taşa basıyorsun," dediğinde sakinliğini yine ustaca korudu. Gözlerinin ayrılmadığı nokta gözlerim olmasa ürperirdim. "Ayağına bulaşacaklardan hiç mi korkmuyorsun?"
"Hayır." Onun sözünün bittiğini gösteren nefes alışını geri vermeden cevaplamıştım. Acele etmem gerekiyor gibi hissederken onu ürkütmek de istemiyordum. "Seni bu karanlık duvarlardan kurtarmaya çalışıyorum. Ayağıma bulaşan kiri bırak da ben düşüneyim."
Başını iki yana sallayarak, "Bu ayağını ileriye savurduğunda kurtulabileceğin bir kir değil," dedi. Çekindiği şeyi söylemiyordu ama odanın dört bir yanına yayabilmişti. "Bir damga ve senin beni buradan çıkarman, o damgayla yaşamak zorunda kalman anlamına geliyor, bunu görmüyor musun?"
Acelece, "Görüyorum," derken masaya iyice yaklaştım. Anlaması için dudaklarımdan çıkanların, gözlerine kazıması gerekiyorsa onu da yapacak kadar inançlıydım. "Senin göremediğin ise o damganın yıllar geçse bile kurumamış olması, akıp gitmesi için sadece kuru bir gerçeklik beklemesi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HELECAN
Mystery / ThrillerBir hapishane, bir söndürülmüş ruh. Bir mahkûm, bir özgürlüğün içindeki tutsak. Bir vazgeçiş, bir umudun can veren son tohumu. Bir kayboluş, bir yolun çıkmaz sokağı. Birbirlerinin kaderlerini yazarken atılan noktalar, başlangıçları oldu. Başlangıç s...