Helllllllllllllllllüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüü :))))))))))))))))
Biz geldikkkkkkkkkkkkkkk.
İnanın yazmayı çok özledimmmmmmm. Ve geri dönmek için vakit bulmayı çok denedim. Ama yavaş yavaş hikayelere yeni bölümler gelmeye başlayacak.
Hadi bölüme koşunnnnnnnn :)))))
Bölüm şarkısı: TNK- Söyle Ruhum
Müsmükemmel okumalar.
8.BÖLÜM: LEKELENMİŞ BİR KALP
Kinin sizi nefessiz bırakacak bir nefrete boğacağını zannedersiniz. Yanlıştır. Kin, sizin üstüne örtmek için çırpındığınız tüm düşüncelerinizi, kalbinizde uykuya yatırarak doğru zamanın gelmesini bekler.
Doğru zaman ise kıyametinizin yankıları olur.
Onu ilk defa pes etmiş hali ile görmüyordum. Onun bilekleri zaten pes etmiş Güney'i açıkça gösteriyordu fakat şimdi karşımda pes etmemek için direnen bedeni duruyordu.
Etrafında da hiç kan yoktu.
Kan olsaydı eğer anlayacaktım. Bir eksiğin üstünü hep acılarıyla doldurmasının amacını anlayacaktım ama yoktu.
Güney, dimdik ayaktaydı.
"Ah!" Dudaklarından kaçak ufak yakarışa rağmen yüz ifadesi hızla toparlanmış ve bomboş bakmaya başlamıştı. Karşısındaki duvara yaslanmış bedenimin, arkadaşının kıpırdayan dudaklarından çıkan, hoş olmayan küfürlere yüzümü buruşturacak halim yoktu.
Güney darmadağındı, dimdik duran bedenine rağmen yüzü ve bedeninde aldığı darbelerin lekeleri vardı.
Evin içine doluşmuş onlarca insana karşı elini kaldırmayı bırak, nefes bile almamıştı. Talha ve neredeyse kendimi ortaya atmaya razı olan bana rağmen onu o darbelerden koruyamamıştık. Etraftaki gürültüler ve mahallenin ayağa kalkmasının ardından, onca insanı Güney'in etrafından almayı başaran polisler olmuştu.
O anı düşünmek tenimi tekrar ürpertti.
"Şu pamuğu bir yerlerine hiç çıkmamak üzere tıkmamı istemiyorsan elimi itip durma." Talha sonunda dayanamayarak arkadaşına çıkıştı. Yüzündeki korkutuculuğa biraz keder eklenmişti.
"Yaraya ilaç mı sürüyorsun yoksa tekrar mı kanatmak istiyorsun anlamadım Talha," elindeki pamuğu Güney'in dudaklarına yapıştıran Talha onu duymamış gibi yaptı. "Ağzıma da mı vurmuşlar?"
Gözlerimi devirirken başımı yan tarafa çevirdim. Evin içinde üçümüzden başkaları da vardı.
Bu duruma düştüğümüze inanamayarak başparmaklarımı alnıma götürerek ovaladım. Bana dönen meraklı bakışlara gülmeyi denedim ama omuzlarımda onlarca söz ve hakaret canlı haliyle dururken bunu yapmak çok zor olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HELECAN
Gizem / GerilimBir hapishane, bir söndürülmüş ruh. Bir mahkûm, bir özgürlüğün içindeki tutsak. Bir vazgeçiş, bir umudun can veren son tohumu. Bir kayboluş, bir yolun çıkmaz sokağı. Birbirlerinin kaderlerini yazarken atılan noktalar, başlangıçları oldu. Başlangıç s...