Bölüm 2Pencereden giren güneşle gözlerimi yavaşça araladım. Güneş direkt gözüme değince yüzümü buruşturdum ve yatakta doğruldum. Saniyeler içinde kapı açıldı ve içeriye Toprak daldı.
''Girebilirsin Toprak.''
''Girdim zaten. Hadi kalk okula gidelim.'' Gözlerimi ovuştururken Toprak'a doğru ilerledim. ''Sen ne zamandır bu kadar okul meraklısısın?''
''Meraklı değilim Irmak. Sadece devamsızlık yapma hakkım yok.''
''Daha ilk haftalardan mı Toprak? Ciddi misin?''
''Derslere girmeyi unuttum kızım. Aslında neden korkuyorsam? Ben Toprak Adanır'ım. Bana ne olabilir ki?'' Odamın içinde bulunan giyinme dolabına doğru ilerlerken Toprak'a bakıp gülümsedim.
''Sen Hakan Adanır olduğu sürece Toprak Adanır'sın. Babam böyle bir şeyde sence okulun yanında mı olur senin mi?''
''O yüzden çabuk hazırlan Irmak.'' Tam odadan çıkacakken bana döndü. ''Bu arada akşama bir yardım derneğinin davet yemeği varmış. Oraya gidiyoruz. Haberin olsun.'' Başımla onayladım ve odadan çıkmasını bekledim. Odadan çıktığında hızlıca üzerimi giyindim ve kahvaltımı yapmak için aşağıya indim.
Kahvaltı masasına geldiğimde annem ve babam Alanur'un yaptığı şakalara gülüyorlardı. Annem beni görünce gülümsedi.
"Günaydın bitanem."
"Günaydın." Yanına gidip yanağına bir öpücük kondurdum. Yerime oturacakken babam yalandan öksürdü ve eliyle yanağını gösterdi. "Günaydın prensesim. Babaya öpücük yok sanırım?" Gülümseyerek yanına gittm ve onunda yanağına bir öpücük bıraktım.
Yerime oturduğumda karşımda oturan Toprak eliyle yanağını gösterdi. "Günaydın ikizim. İnsan ikizini öpmez mi hiç?" Gözümü devirip gülümsedim ve kahvaltıma döndüm.
"Akşamdan haberin var mı Irmak?" Babamın sorusyla başımı salladım ve çayımdan bir yudum aldım.
"Saat 8'de evden çıkacağız ona göre." Yine başımla onayladım ve kahvaltımı yapmaya devam ettim. Toprak birden ayağa kalktı ve yanıma geldi.
"Hadi kalk. Okula gidiyoruz." Elimdeki çatalı almaya çalışırken kaşlarımı çattım. "Toprak kahvaltı yapıyorum. Bırakır mısın?"
"Oğlum bıraksana kardeşini. Yapsın kahvaltısını."
"Baba okula geç kalıyoruz."
"Kalmıyoruz."
"Ya kalırız ama kalk." Babam tek kaşını kaldırarak Toprak'a bakmaya başladı.
"Senin devamsızlığın mı kalmadı?" Toprak şirince gülümsedi. "Oğlum daha dördüncü haftaya yeni giriyorsunuz."
"İlk haftalar diye hiçbir derse girmedim. Hepsinde birer devamsızlık hakkım kaldı. Baba okulla konuşsan?" Babam kaşlarını çattı.
"Hayır. Derhal okula. Hadi!" Toprak sinirle elimdeki çatalı aldı ve masaya koydu. "Kalk." Sinirle ofladım ve ayağa kalktım.
"Sinir bozucusun." Yemek odasının kapısına geldiğimizde arkaya seslendi. "Ala biz arabadayız. Sadece 5 dakika içinde gelmezsen gidiyoruz."
"Gidin. Beni şöför bırakacak bugün." Toprak omzunu silkti ve çıkışa doğru ilerledik.
"Benle mi geliyorsun kendin mi gidiyorsun?" Bana merakla bakınca omzumu silktim. "Senle geleyim. Araba kullanmaya üşendim." Başıyla onayladı ve hızla Toprak'ın arabasına bindik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sosyetenin Prensesi
Humorkutayunal: SEN BİR AYSIN kutayunal: BEN KARA BİR GECE kutayunal: GEL DERİM GEL DERİM GEL DERİİMM. ırmakadanır Görüldü... kutayunal: Oha göreceğini düşünmemiştim. kutayunal: kb reis ırmakadanır: hahaha kutayunal: Haaaa bir de cevap vermeli diyorsuuuu...