"Whaaaat?! Lan ben bunu nasıl yaptım?"
"Bende bilmiyorum kanka. Seni e spotcu yapalım biz ahahhshsh!" Yan komşumuzun benimle yaşıt kızı Simanur ile birlikte maça girmiştim. Sima Yaseminden sonra en iyi dostumdur. Bizim apartmana iki yıl önce taşındılar ama sanki onunla yıllardır arkadaşmışız gibi yakınız.
Sima az önce oyunda ben ölüyken üç kişi birden öldürdü. Şu an onun şoku üzerinde oyuna devam etmeye çalışıyor.
"Aaa, bunlar nerden çıktı?! Ölücem!" Ani bir düşman baskısına dayanamayıp o da öldü ve lobiye (giriş ekranı) döndük.
"Ya kanka çok iyi gidiyordum! Off!"
"Amaan eksi puan almadık ya gerisini boşver!" Ekrana bakıp gülümsedim -sanki görecekmiş gibi-
"Aynen doğru eksi yemedim. Hadi başlat."
Oyuna başlatacağım sırada ekranın yan tarafında çıkan yazıyla şaşırıp kaldım.
'Neden × Vurdun takıma katılmak istiyor.'
"Ohaa!"
"Noldu?" Sima'yı yanıtsız bırakıp isteği kabul etmek ve etmemek arasında kaldım. Ben ne yapacağımı düşünürken isteğin süresi dolmuş yani reddetmiş olarak cevaplanmıştı. Evet malım.
Bir kaç saniye sonra istek tekrardan ekranımda belirdi. Neden bana istek atıyor ua? Bakalım niyeti neymiş!
"Lan niye bağırdın?"
"Sus sus!" Sima'yı uyarıp isteği kabul ettim ve Kadir abimiz bizim takımımıza girdi. Ekranda kırmızı kıyafetli karakteriyle belirirken kimseden ses çıkmadı
"Selamun aleyküm."
"Aleyküm selam. Sen kimsin?" Ulan Simanur sus dedik iyi ki!
"Ben benim de sen kimsin asıl?" Döngüye girdik, Allah'ım yardım et.
"Kübra?"
"Evet Kübra?" Oklar beni göstermişti artık. Adam resmen bizimle alay ediyordu!
"Valla bende anlamadım. Beyefendi istek attı bende kabul ediverdim. Niçin istek attınız beyefendi?" Cümlemi bitirdikten sonra kulağıma hırıltılı bir gülüş sesi geldi.
"Oyun oynamak için atmıştım hanımefendi. Beni kabul ettiğiniz için teşekkürlerimi sunarım."
"Ne oluyor aga burda? İnsan gibi konuşun ne bu resmiyet? Nikah dairesinde miyiz?" Sima çenenin yayı kopsun emi!
"Belki bir gün orda da oluruz. Nasip kısmet ahahahja!" Gerçekten bu çocuk alay etmekte mastır yapıyordu.
"Gerizekalı!" Diye fısıldadım mikrofona. Kadir abimizin kahkahası artarken Sima'dan ses çıkmıyordu.
"Kankağ! Kim bu?"
"Tanımıyorum ama galiba şu an ünlü olduk." Rezillik kat sayısı artıyordu. Kesin bu Kadir şu an canlı yayındadır.
"Hahahahhah! Lan gülmekten işicem! Yayın açık değil merak etmeyin Kübra hanım." Derin bir oh çekmiştim.
"Ne ünlüsü ne yayını ya? Ben kendimi gerizekalı gibi hissediyorum şu an!" Çünkü öylesin Simacım!
"Tamam tamam. Kendimi tanıtayım. Ben Kadirhan, yutupçuyum. Enes Batur çatır çutur!" Bu sefer buna bende güldüm.
"Yutupçu mu? Youtuber yani?"
"Şu an aydınlandım, teşekkürler." Herif denizde dalga bırakmadı anasını!
"Öff, buraya alay etmeye mi geldin yoksa trol videosu mu çekiyorsun?" Mikrofonu hemen geri kapattım.
"Amanın! Tamam kızma Kübra reis. Hiçbir şey çekmiyorum şu an ama eğlendiğim doğru. Sorun olmazsa kenarda köşede oyun oynabilir miyim?"
"Of! Başlat kanka bari, yazıktır acıdım."
"Allah razı olsun ablalar."
Ses çıkarmadan oyunu başlattım. Dört kişiye karşı üç kişi oyuna girmiştik.
Uçak belirli rota üzerinden geçerken Kadir abimizi takip ediyorduk.
"Yakın çatışma mı yoksa pusucu mu?"
"Biz genelde saklanarak oynuyoruz o yüzden sakin bir yere atla yutupçu!" Simanur'un uyarısıyla sakin bir yere atladık. Olduğumuz yere adam atlamamıştı bu yüzden rahat rahat mühimmat toplamaya başladım.
"Ee senin adın ne abla? Sabahtan beri beni azarlıyorsun."
"Simanur."
"Memnun oldum Semanur abla."
"Sema değil Sima! Simaa!" Sima bu konudan çok hassatır. Adının yanlış hitap edilmesine sinir olur.
"Tamam yav! Adın Sena."
"Bak seni bombalarım çocuk! Alay etme!"
Ortalık kızışırken bende Sima'nın elinde bombayla Kadirhan'a doğru ilerlemesini izliyordum.
"Tövbe haşa! Ne alayı Simanur? Adın Sima sakin ol!"
"Ben hiç sevmem adımla dalga geçenleri! Bir daha duymayım yoksa elimdeki bombayı görüyorsun!"
"Görüyorum sakin ol."
Kıskıskıs! Kadirhan abimiz şu an "nereye düştüm ben" diye ağlıyor.
"Aferin adam ol! Dürbün lazım bana. Sizde varsa hemen bana verin!"
"Hee var, al 8x! Yok ya bana lazım."
"Kübra elimden bir kaza çıkmadan o 8x dürbünü teslim et! Keskin nişancı silaha takacağım!"
"Sen bana keskin nişancıyı ver! Bana ne!" Sima'dan uzaklaştım ve başka eve girdim. Neden vereyim? Ben buldum sonuçta ve ben kullanırım.
"Hadi silah bulduysanız adamlara yaklaşalım." Abimiz arabaya binerken bende arabaya binmek için olduğum evden çıktım. Arabaya bindikten sonra karşı tepedeki Sima'yı da aldık ve adamların yoğun olduğu bölgelere ilerledik.
"Youtube da para var mı gerçekten? Kaç abonen var senin?" Sima diye yazılır meraklı diye okunur.
"Benim şu an 1.8 abonem var. Doğruyu söylemek gerekirse para var. Ama şans işi birazda."
"1.8? 1.8 bin mi?"
"Milyon. 2 milyona yakın kanka." Cümlemi bitirdiğim anda nasıl bir pot kırdığımı anladım. Salak ben!
"Hey maşşallah!"
"Araştırmışız bakıyorum. Yoksa önceden beri takipçim misin?" Sıçtık!
"Hayır, geçen gün veletler seni abartınca araştırıp baktım. Doğrusu ben çok şaşırdım. Oyun videosu çeken kanalları takip edip izliyorum ama seni hiç görmedim. Yani düne kadar tanımıyordum."
"Anladım."
Araba ile ilerlemeye devam ederken kimseden ses çıkmıyordu. Ama biliyorum ki Sima ile baş başa kaldığımızda her şeyin en ayrıntısına kadar soracaktır.
"Air drop (hava yardımı) da adam var. Ben etraflarında geçerken sıkın!"
"Sen bize pek güvenme." Deyip adamlara sıkmaya çalıştım. Düşmanlar bizim gibi üç kişiydi ama Sima ve beni bir kişi Kadirhan'ı dört kişi sayabiliriz.
×+
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAMER | E-SPOR
Teen Fiction"O kadar Pubg, CS:Go, Zula oynadım ama bu kadar güzel vurulmadım." Utancımdan sadece gülümseyebildim. "Ne diyeceğimi bilemedim. Bakma öyle." Gözlerinin içi parlıyordu ve bakışları beni alıp götürüyordu. "Benim Aykız'ım sultanım." #4- aşk 19.05.21 #1...