Oy ve yorum :>)
×+
O kadar çok gülmüştüm ki gözlerimden yaş gelmeye başladı.
"Nerde bu adam? Yine bayıldım." Airdrop çatışmasından sonra Sima can vermiş yayıncı ve ben oyuna devam etmiştik. Şimdi de köprü pususu yaparken biz pusuya düştük. Aynı düşman beni beşinci kez bayıltmıştı. Kadirhan da şu an altıncı kez beni kurtarıyordu.
"Allah aşkına ayakta kal artık! Tam adamı vuracağım zaman sen bayılıyorsun." Sitemiyle hepimizin kahkahası şiddetlendi. Beni vuran adam sanki bizimle alay ediyormuş gibi ben kurtuldukça bana sıkıyordu.
"Yat aşağı!" Sonunda abimiz yeteneğini gösterip adamı öldürdü. Ben ise hala yaşadıklarıma gülüyordum.
"Ayh kurtulduk."
"Ehehe!"
"Kanka adam seni mermi manyağı yaptı resmen."
"Aynen ya!"
"Hadi gidelim." Onu sessizce onaylayıp bindiği arabaya bindim.
Oyunda bizim dışımızda 26 kişi kalmıştı.
"Kanka ben çıkıyorum sizin öleceğiniz yok. Bu el bitince oynarız. Hadi bye!"
Sima cevabımı beklemeden oyundan çıkmıştı. Bende mikrofonumu kapatıp oyuna devam ettim.
"Ee? Ses kesildi, mik kapandı galiba."
Evet kapandı. Bir de seninle mi sohbet edecektim? Tabi ki ona cevap vermedim. O da cevap vermeyeceğimi anlamış olacak ki konuşmayı bıraktı.
Araba ile haritayı turlarken çatışma sesleri gelen binaların arkasında durduk. Adamlar birbirlerini öldürürken bizde onları arkalarından izledik. Geriye bir takım kaldığında bizde onlara sıkmaya başladık.
Bu seferki galibiyet kolay olmuştu. Düşmanların canları az olduğundan hemen ölmüşler ve benim haneme bir Kadirhan abimizin hanesine üç leş yazılmıştı.
Ölen düşmanlardan mermi topladıktan sonra tekrar arabaya bindik ve kalan düşmanları aramaya başladık. Ara sıra Kadirhan'ın bir kaç kelime konuştuğu oldu ama benden bir karşılık alamadı.
"Bu sefer birincilik geliyor gibi." Hiçbir tepki vermedim yine ehehe!
"Heyy! Orada mısınız Kübra hanım? Yoksa başka biri mi oynuyor? Bi cevap ver yahu!"
"Konuşmazsan sürmem arabayı burada kalırız!" Arabayı durdurmasıyla korkucağımı mı sanmıştı gerçekten? Bir kaç saniye mikrofonu açıyormuş gibi bekledikten sonra arabadan indim ve oyun alanına doğru koşmaya başladım.
"Ulan! Ahahahsshhs!" Etkileyici ses tonuna kahkaha taneleri yerleşmişti.
"Neden konuşmuyorsun? Sebep söyle." Sessizlik hakimiyetini sürdürmüştü.
"Peki. Kaç yaşındasın?" Koskoca 2 milyon aboneli youtuber benimle tanışmaya mı çalışıyor sahiden?
"Tamam ilk önce ben başlayayım o zaman. Belki etrafın kalabalık olduğu için konuşmuyor olabilirsin. Ben 19 yaşındayım ve hem üni okuyorum hem Gamer'ım."
Demek 19 ha? İnsan sarrafıyımdır demiş miydim? Bir fotoğrafından kaç yaşında olduğunu tahmin ettim yaa! Bu bir yetenek, tşkler tşkler!
"Sen?" Çok ısrar etti konuşayım barii! Boğazımı temizleyip mikrofonu açtım.
"Ben senden yaşlıyım ama sen neden benimle tanışmaya çalışıyorsun? Etrafında büyük bir kitle ve güzel arkadaş ordusuna sahipken neden beni konuşturmaya zorluyorsun yiğenim?" Kısa bir gülüş sesinden sonra gür sesi kulaklarıma doldu. Açıkcası aklımda bir sürü tilki dolaşıyordu.
"Oh be sonunda! Iıı, gelelim sorduğun soruya. Yani seninle tanışmaya çalıştığım doğru. Evet etrafımda bir kitle var ama içimden bir ses seninle arkadaş olabileceğimizi söylüyor. Sende haklısın, bir çok kız ile eşleşmede denk gelebiliyorum ama neden sen diye merak ediyorsun. Açık bir sebebi yok sadece içimdeki sesi dinledim. Ama bu demek oluyor ki önüme çıkan her kızla tanışmaya çalışmıyorum. Uzun bir açıklama oldu sanırsam. Eğer seni rahatsız ettiysem özür dilerim."
İnansam mı ki?
"Anladım ama gerçekten de tuhafıma gitti. İnanmalı mıyım bilmiyorum."
"Ehehe, ilerleyen zamanda beni tanıyarak yalan söylemediğimi anlayabilir ve bana inanabilirsin." Ne demek istedi bu şimdi?
"Hım, zaman ilerlemeli yani?"
"Yani evet. Bence."
"Peki. O zaman gel beni kurtar." Kafamdan tek yememle kaskım parçalanmış ve bayılmıştım.
"Geldim geldim. Nereden sıktı?" Duvarın arkasına geçip yanıma geldi ve beni kurtardı.
"Bilmiyorum, susturucu ile sıkıyor."
"Tamam gördüm. Çatıya çıkmış it!... Al sana susturucu!" O, adamı lobiye gönderirken bende canımı tamamen doldurdum. Oyunda bizim dışımızda 6 kişi kalmıştı.
"Az önce tam anlamadım. Kaç yaşındayım dedin?" Çok kurnaz bu çocuk, yazdım bi kenara.
"18 yaşındayım abi." Şimdi 'abi deme lazım olur' derse oyunu silerim ha!
"18 yaş 19'dan büyük müymüş? Allah Allah yav!" Gülüşlerimiz birbirine karışırken arkamızdan geçen araba ile bayıldı.
"Lan! Lan noluyo?"
"Gel yanıma! Gülmekten konuşamıyorum." Aynı duvarın arkasında bu sefer ben onu kurtardım.
"Allah razı olsuuun. Ben şimdi onlara beni bayıltmak neymiş göstereceğim!"
"Amin cümlemizden."
Canlarımızı doldurduktan sonra aynı anda karşımızdaki adamlara sıkmaya başladık. Bu adamlar oyunda kalan son kişilerdi. Ya onlar birinci olacaktı ya da biz.
"Bunlar dört kişi. Bizi yiyecekler!"
"Hayır, sakin ol!" Sakin olmak benim lugatımda yok be yiğido!
Adamlar üstümüze doğru gelmeye başladılar. İkisi sağdan ikisi soldan ateş ederken Kadirhan bir tanesini bayıltmıştı. O sırada bana bir yetenek yüklenerek bende bir tanesini bayılttım. Ama canım çok az kalmıştı.
"Adamlarını kurtarırlarken basalım. Hadi gel." Susarak onayladım ve onu takip ettim. Ben sağdaki o da soldaki adamları vurmayı başardık ve birinci olduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAMER | E-SPOR
Teen Fiction"O kadar Pubg, CS:Go, Zula oynadım ama bu kadar güzel vurulmadım." Utancımdan sadece gülümseyebildim. "Ne diyeceğimi bilemedim. Bakma öyle." Gözlerinin içi parlıyordu ve bakışları beni alıp götürüyordu. "Benim Aykız'ım sultanım." #4- aşk 19.05.21 #1...