÷9

6.3K 498 232
                                    

Çözdüğüm soruları cevap anahtarından kontrol ettikten sonra ayaklandım. Sınıfta daha fazla oturamazdım. Beynime oksijen lazımdı.

"Kalk dışarı çıkalım. Yeter artık!" Yasemin'i dürtsemde okuduğu kitaptan kafasını kaldırmamıştı. Bende daha fazla beklemeden sınıftan çıktım. Her teneffüse veya öğle arasına çıktığımda keşke Sima da bizim okulda olsaydı diye geçirirdim içimden. Yasemin bahçeye çıkmayı sevmediğinden tek başıma kalıyordum.

Bahçeyi turladıktan sonra lavaboya girip şalımı düzelttim. Göz ucuyla yan aynanın önüne baktığımda makyaj yapan kapalı kıza baktım. Nasıl olurda bu kızın makyajına hocalar bir şey demiyordu? Bazen kendimi böyle kızların yanında odun hissediyordum. Çünkü benim makyaj adına en küçük malzemem yoktu. Olsada kullanmayı bilmiyordum. Ama kullanmak istemediğimden de düşüncelerim döngüye giriyordu.

Çıkan saçlarımı içeriye soktuktan sonra sınıfa çıktım. Bone denilen şey ne halta yarıyordu? Her dakika bir santim aşağı kaymak gibi bir görevi var galiba!

Bugünkü okulu da kazasız belasız bitirdikten sonra otobüse binip dershaneye ilerledim. Otobüsten indikten sonra karşımda Kaan'ı görmeyi beklemiyordum.

"Lan gökten mi düştün önüme?! Tövbesteyşın!" Kaan gerçekten de kafa çocuktu. 12.sınıfın bana kattığı en eğlenceli anıları Kaan, Ivan ve Oleg üçlüsüyle olanlardı.

"Evet gökten düştüm. Kaan adlı kula aklını başına toplaması için yardım edeceğim."

"Allah razı olsun o zaman." İkimizde gülerken omzuma çarpan şeyle iki adım geriledim.

"Kaan naber?"

"İnsan gibi eline koluna sahip olmak sende yok mu Aslı?" Aslı dershanenin prensesiydi. Siz anladınız bence o prensesi!

"Evet Aslı dikkatli olsana! Kübra'ya çarptın." Koçum benim Kaan!

"Ayh ne abarttınız?! Bir şey olmadı yaşıyor işte!" Hey, sakin olun sinircikler! Şşş, hoplamayın sakın!

"Ahaha ne kadar komik! Aslı rahat bırak bizi!" Kaan'ın tersleyişiyle dudaklarını büzüp dershaneye girmişti.

"Sen iyi misin Müslüman?"

"İyiyim, sinek çarpınca bir şey olmuyor genelde."

"Ooooooo! Kraaal!" Yumruklarımızı tokuşturup bizde dershaneye girdik.

"Madem seni çok istiyorlardı öylece ortaya koymasalardı! Aldım bir kere geri vermiycem! Kim ne derse desin bana ne diycem!" Sınıfa girdiğimizde Ivan'ın sıraya çıkıp şarkıyı höğürmesini beklemiyorduk. Diğerleride ona katılıp şarkıyı söylerken onların yerine ben utanmıştım. Normal değillerdi.

"Ya sese bak Allah aşkına! Sus be!" Kaan Ivan'ı susturmaya çalıştıkça Ivan daha da bağırıyordu. Hoca geldiğinde ne olacaktı acaba? Sessizce sırama oturup onları tanımıyormuş gibi yaptım.

"Gençler? Konser mi veriyordunuz? Lütfen şu anlık ara verip sınavlarımıza hazırlanalım." Hocanın tavrı çok tatlıydı. Ama eğer bu hoca yerine başka hocanın dersi olsaydı bu kadar iyi niyetli yaklaşmazdı. Ivan da buna güvenip yapmış olmalıydı.

"Şşş Mümine! Malı getirdin mi?" Oleg'e dönüp neyden bahsettiğini algılamaya çalıştım.

"Ne malı?"

"Şşş sessiz ol! Geçen geceki maldan istiyorum, bana acil bul!"

"Neyden bahsediyorsun Oleg?"

GAMER | E-SPORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin