Bitter Sweet Symphony ♪ Sope

8 ♪ Arsız dokunuşlar

Selena Gomez- Fetish 🌼

♪ ♫ ♪

Kış aylarında olmamıza ve kapının önünde bekliyor olmama rağmen kanımı donduran şey hava değil, Jimin'in buz gibi bakışlarıydı.

Oturduğu koltukta bacak bacak üstüne atmış, gözünü bile kırpmadan bir cevap bekliyordu benden. Yardım için Yoonji'ye ve Jungkook'a baktım ama onlar da en az benim kadar gergin görünüyordu.

"Bakma etrafına, kaçamazsın Yoongi. Benden saklayabileceğini mi sandın cidden?"

"Jimin ben-"

İşaret parmağıyla beni çağırınca korka korka eve girdim. Çantamı yavaşça yere bırakıp göz ucuyla Jungkook'a bakmaya devam ederek Jimin'in oturduğu koltuğun önüne geldim. Suratındaki ciddi ifade gitti ve yerini karmaşık bir ifade aldı.

"Nasıl yaparsın bunu?"

Ellerimi önümde birleştirdim suçluluk hissiyle. "Jimin gerçekten anlatacaktım, Yoonji ve Jungkook da kendi ısrarlarıyla öğrendi. Sana da hazır olunca söyleyecektim."

"Yalan söyleme bana Yoongi! Her şey yüzünden okunuyor." Elini saçından geçirip geriye attı sinirle.

"Hayır yemin ederim Jimin, anlatacaktım çünkü bu ciddi bir şey. Gerçekten çok seviyorum Hose-"

"Hayır sevmiyorsun montumu, her yerine kusmuk sürmüşsün Yoongi!"

Açıklama yapmak üzere kaldırdığım elim havada asılı kaldı ve bir süre beynim durmuş gibi Jimin'e bakakaldım. Kederli bakışlarıyla etrafımda dönüp montun sağını solunu kolluyordu.

"Nemesisin gazabına uğrayacaksın Yoongi, bunu bana 2017 yazındaki 3. flörtüm  almıştı. Kız kesinlikle top 20'ye girerdi ve sen onun hediyesinin içine etmişsi-"

Montun her yerini ellemeye başlayınca ensesine yediği, benim tarafımdan atılan şaplak yüzünden koltuğa devrildi. Şaşkınlıktan çıkarmayı unuttuğum ayakkabılarımı çıkarıp kafasına fırlattım.

"Ulan pinti piç, al montunu da sok bir yerine be! Öldüm öldüm dirildim burda, herifin derdi boklu montuymuş!"

"Bok da mı sürdün?!"

"Bok sürmedim Jimin, onu sana yedirmek için sakladım! Gel buraya kaçma bir yere!"

Koltuğun etrafında Jimin'i kovalamaya başlayınca Jungkook ve Yoonji bizi durdurmaya çalıştı ama Jimin ellerinden kurtulup delice parlayan gözleriyle karşıma dikildi.

"Ben niye kaçıyorum lan, emanete hıyanet eden sensin! Asıl sen gel buraya oğlum!"

Bu sefer de o benim peşimden koşmaya başlayınca çığlık çığlığa geldiğim yöne kaçmaya başladım. Jungkook'un arkasına saklanana kadar neredeyse 3 kez koltuğun etrafında dönmüştüm ve üstümde hâlâ başıma dert açan bu mont olduğu için kan ter içindeydim.

"Hyunglarım yapmayın, etmeyin. Kocaman adamlarsınız bana nasıl örnek oluyorsunuz böyle?"

"Senin gözündeki cin parlamasından anlarım ben uyanıklığını Jungkook, kesin sen dedin Yoongi'ye montumu giymesini. Yoksa yapmaz benim tontişim öyle şeyler."

"Bak hâlâ tontiş diyor, ben senden zayıfım be!"

Yoonji sabır dilercesine burun kemerini sıktı.
"Bravo Jimin, muhteşem bir dehasın. Biz de üç kişi birleşmiş senden kirli montunu gizlemeye çalışıyorduk."

"Sen karışma Yoonji, çok sinirliyim bak yanlışlıkla fazla bad boy olup kalbini çalmak istemiyorum."

"Oha, çok haklısın en iyisi ben seni daha fazla sinirlendirmeyeyim. Seksi bakışların yüzünden bayılmak istemem..."