9 ♪ Önce Cezalandır, Sonra Sev Beni

941 102 160
                                    

Two Feet- Love is a bitch🌼

♪ ♫ ♪

Ben doğru duyuyor olamazdım. Bedenimin üstündeki bedeni aklımı kaçırtmış olmalıydı bana.

Birlikte olmayı mı istiyordu?

Hoseok benimle aşk yapmayı-

"Şarkılarını gitarda çalmayı bana öğretmelisin ki gruba layık olabileyim. Hele ki yeni üyelerden biri Jungkook gibi biriyken."

Hoseok gülerek kendini yan tarafıma doğru alıp çimenlerde oturur hale gelince fal taşı gibi açık kalan gözlerimi ondan alamadan gülümsemeye çalıştım.

"Gitar... Gitar için yani. Tabii gel, neden gelmeyesin ki ev olduğu yerde duruyor. Yani çok isterim demek istedim. Gelmeni. Yani evime."

Sesimdeki tuhaflığı anlamış olacak ki hafifçe yüzüme eğilip kaşlarını çattı. "Yoongi domates gibi olmuşsun, ne oldu?"

Elimi istemsizce yanaklarıma götürüp bastırırken uzandığım çimenden doğruldum. Yalnızca birkaç saniyede aklımdan öyle çok masum olmayan sahne geçmişti ki alev alev yanıyordum. Ben ona kirpiklerim altından çekine çekine bakarken yüzümde gözlerini gezdirip kaşlarını havalandırarak gülmeye başladı.

"Yoksa sen... Başka bir şeyi kast ettiğimi mi?..."

"Hayır!" Alaycı bir şekilde üstüme eğdiği bedeninden kurtulmak için panikle ayağa fırladım. O da gülerek ayağa kalktı ve bana doğru yaklaşmaya devam etti.

"Hoseok hayır öyle düşünmedim ben, sen yanlış anladın-"

"Hey sakin ol. Üstün toz olmuş sadece."

Yere düştüğümüzde muhtemelen mahvolan kıyafetimi omuzlarıma hafifçe vurarak silkeledi. Gergin bir şekilde yutkunarak sakinleşmeye çalıştım.

Pekala, sanırım kafamın içinde birlikte olmakla ilgili elli tane senaryo kurduğum belli olmamıştı. Teşekkür ederim Tanrım, tam bir aşk manyağı olduğum anlaşılmadı!

"İçeri geçelim mi, doğru düzgün bir şeyler içemedik."

"Olur gidelim." Tam kafeye doğru gidiyorduk ki bana şöyle bir bakıp burnunu kırıştırdı.

"Seni böyle içeri alırlar mı bilmem gerçi, iyice pasaklı oldun."

"Ya ama senin yüzünden oldu, yere düşürdün beni."

"Hı hı aynen, kusmuklu olman da benim yüzümdendi değil mi?"

"Utandırmasana..." Elimi alnıma vurarak bir kez daha bu kadar rezil olduğum için lanet ettim. Bu adamın yanında çiğneyip yutmayı bile beceremiyordum. Daha aptal görünebilir miydim?

"Tamam, bir daha bu konuda dalga geçmeyeceğim."

Rahatlamış bir nefes verip birkaç adım daha atarak kafenin arka kapısını açtım. Tam içeri giriyorduk ki kapı kolundaki elimden ittirip kapıyı kapattı. Ne yaptığına anlam veremeyerek yüzüne bakınca yüzüne masum bir hal getirerek önümdeki saçlara uzandı ve  oynamaya başladı. Eli öyle hoş hareket ediyordu ki küçük saç tutamım arasında, gözlerimin kapanmaması için büyük bir çaba sarf ettim. Yüzüne melül melül bakmaya devam ederken masumca gülümsedi.

"Eee..." Bacaklarım tatlı tavrıyla titremeye başlıyordu ki yüzündeki masum gülüş bir anda bozularak yerini şeytani bir sırıtışa bıraktı ve parmak uçları saçımdan inerek hafifçe yanağımı okşadı.

Bitter Sweet Symphony ♪ SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin