Veryansın

16 2 0
                                    

   Uyandığımda Kaya hala uyuyordu. Hemen pantolonumu giyip ona yiyebileceği şeyler hazırladım. Onu uyandırmak için yanına gittiğimde "Çoktan uyanmışsın. Bende senin uyanmanı bekliyordum kalkmak için. Günaydın saat kaç?" dedi. "Sana da günaydın. Saat 8.57, niye kalkmak için beni bekledin?" dedim. "Senin yeni uyanmış halini görmek istedim. Uyanır uyanmaz hemen pantolonunu alıp nereye gittin?" dedi. "Tabii ki lavaboya gittim. Burada giyemezdim ya. Neyse hadi kalk kahvaltı hazır." dedim ve odadan çıktım. Evinin salonuna gittiğimde sınıf grubunda herkesin Bora hakkında şeyler yazdığını gördüm. Kaya yanıma geldiğinde hemen telefonu arkama saklayıp ona döndüm "Niye telefonunu benden saklıyorsun bir şey mi oldu?" dedi. "Hayır hayır bir şey olmadı." dedim onun yüzüne bakmayı bırakıp üstüne baktım. Altında sadece eşofman altı vardı omuzlarını da havlu örtmüş karşımda duruyordu. Üstünde bir şey yoktu. Ona "Hadi yemek yiyelim." dedim. "Tamam otur sen, ben az sonra gelirim üstüme tişört falan giyeyim." dedi ve gitti. O gelene kadar kahve yaptım. Zaten gelmesi 10 dakika sürdü benim bulmam da 10 dakika sürdü. Evi çok karışık aradığım şeyler hep acayip yerlerden çıkıyor. Geldiğinde yemeği yemeye başladık. Sürekli telefonunda bir şeylere bakıyordu. "Neye bakıyorsun öyle?" dediğimde ise "Hiç öylesine dolaşıyorum. İstersen telefonu bırakayım." dedi. "Senin kararın." dedim ve karnım doyduğunda masadan kalktım. Kalkmadan önce telefonuma baktığımda Bora aramış 2 kere. Kaya da yemeği yedikten sonra kirlileri tezgahın üzerine koyarken başım döndü ve az kalsın yere düşecektim. Tezgaha tutunduğum da Kaya hemen yanıma geldi ve "Lavin iyi misin? Bir şey mi oldu?" dedi. "İyiyim gerçekten." dedim ve kanepeye oturdum. "Başın mı ağrıyor?" diye sordu. "Hayır başım ağrımıyor. Boş ver o kadar da önemli değildi." dedim. "Ben seni boş verecekmişim öyle mi? Değer verdiğim birini niye boş vereyim söylesene?" dedi ve yanıma oturdu. Onunla arama mesafe koyup "Boş ver demiştim çünkü iyiyim yalan söylemiyorum." dedim. "Peki bu seferlik böyle olsun." deyip kitaplığından bir kaç kitap getirdi. "Bunlardan birini seç kitap okuyacağız." dedi, kitabı seçtim o da kendine kitap seçti ve okuduk.

   Akşama kadar kitap okuduktan sonra benim kitabım bitmişti ama onun kitabının bitmesine 50 sayfa kalmış gibiydi. Benim bitirdiğimi görünce "Ne yapmak istersin?" dedi soğuk sesiyle duygusuz gibi görünüyordu. "Bir şey yapmak istemiyorum sadece kafamı boşaltmalıyım. Hafızasını zorluyorum, bazı şeyleri silmeye ihtiyacım var." dedim ve çantamdan sigara paketini aldım. Tam aldığımda kolumu tutup "Bugün sigara içme. Gel markete gidelim, dün içeceğiz demiştik sonuçta." dedi. "Tamam beraber gidelim." dedim ve üstüme montumu aldım markete doğru ilerledik. Yol boyunca hiç konuşmadık. Markete girdiğimizde Kaya hemen içkilerin (veya alkollerin isteyen istediği gibi okusun burayı) yanına gitti. Bende çikolata seçip sigaraların oraya gittim. Seçtiğimiz şeyleri alıp eve gittik. Bana "O dün aldığımız siyahlı elbiseyi giysene." dedi. "Neden zaten evdeyiz giymeme ne gerek var?" dedim "Canım öyle istiyor hadi git giy onu." dedi. "Bu sefer dediğini yapmayacağım bayım. Çünkü o elbiseyi evde giymeyi tercih etmem. Sadece özel günlerde giymek isterim." dedim. "Yarın sevgililer günü yani özel gün. Yarın giyeceğine bugün giy." dedi. "Hadi ama rica ediyorum giymeyeyim." dedim. "Sana ben mi giydireyim istediğimi yapmalısın. Çünkü burası benim evim." dedi istemeyerek o siyahlı elbiseyi giydim. Onun yanına gittiğimde "Bunu sana ödetmeyeceğim. İstemeyerek giymiş olsam bile sana ödeteceğime kendime ödetirim daha iyi." dedim ben gelene kadar içmiş biraz. "Bir delilik yapayım mı?" dediğimde ise yüzüme bakmadan "Yap." dedi. "Yapacağım ilk deliliği sen yaptırdın zaten. İkincisi için senin durman gerekiyor." dedim. Durdu. Onun bardağında olan içkiyi kendi bardağıma koydum ve içtim. Ardından şişede ki kalanı da bardağıma koyup hızlıca içtim. Ben bunu yaparken Kaya şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Bittiğinde "Deliliğim bitti. Öyleyse üstümü değiştiriyorum sonra salonda uyumak için üstüme battaniye alıyorum." dedim ayağa kalkacakken "Başım dönüyor." dedim gülerek "Gülme tabii çok içtin çarptı değil mi?" dedi "Bana hiçbir şey çarpamaz. Sadece sinirimi bozar Bora gibi." dedim ve kanepeye uzandım. "Bir de sen çıktın sorun diye. Yarın okul var insan bu kadar içmez." dedi. "Ben ve insan. Hiç güleceğim yoktu." dedim. "Hadi uyu kendine gel manyak." dedi. Uyudum.

  Okula gittiğimizde sınıfta yeni biri vardı. Kızıl saçlı, uzun boylu, yosun yeşili gözlü biri. Kaya onu gördüğünde hemen yanına gitti "Nerelerdeydin bunca zamandır. Özlettin kendini Doruk ee ne var ne yok?" dedi. O Doruk dediği kişi de "İşte biliyorsun ailem yüzünden bir süre yurt dışındaydım." dedi. Onların yanından geçip sıraya gidecekken Kaya beni kolumdan tutup durdurdu. Doruğa "Bu Lavin o da Doruk." dedi ve birbirimizle tanışmamızı sağladı. Bora geldiğinde Doruk onunla da çok samimiydi. Kaya da ikisiyle baya samimi davranıyordu. Benim yanımdayken onu bu kadar samimi görmek zordu. 

Unut GitsinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin