Hafta sonu geçti hiçbir olay olmadı. Pazartesi günü okulda Bora yoktu ama Kaya ile Doruk vardı. Birbirlerinden uzak duruyorlardı. Onlara "Niye soğuksunuz?" dediğimde "Boş versene!" dediler aynı anda. Bende "Sorduğum için özür dilerim." dedim ve sınıfa gittim. Doruk yanıma oturacağı anda Kaya "Ben oturacağım oraya." dedi. Doruk da "Niye böyle yapıyorsun kuzen olsak bile arkadaş gibiyiz sanıyordum." dedi. Sıraya sertçe vurup "Aranızda ne olduysa söyleyin yoksa ikinizin de yanıma oturmasına izin vermeyeceğim ve derslere de girmeyeceğim. Şimdi söyleyin ne oldu?" dedim. Kaya sinirle bana bakarak "Seni ilgilendirmiyor. Seni ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokma." dedi. "Ne haliniz varsa görün öyleyse." dedim ve sınıfta yanı boş olan birinin yanına oturdum. Onlardan uzak bir yere. Doruk arkamdan bana bakarken suratının düştüğünü gördüm. Hiçbir teneffüs'de onlarla konuşmadım. Okul çıkışı olduğunda bir yere oturup ayakkabımın bağcığını bağlıyordum. Doruk yanıma gelip "Sen niye böyle yapıyorsun zaten üzgünüm." dedi. "Niye üzgün olduğunu söylersen böyle yapmayı keserim. Söylemediğiniz sürece böyle yapmaya devam edeceğimi bil yeterli." dedim ve yerimden kalkıp evime doğru yürümeye başladım. Doruk koşup önüme geçti. "Lütfen böyle yapma beni çok kırıyorsun. Erkekleri çoğu kişi dışarıdan duygusuz görüyor doğru mu? Beni de öyle görüyorsun belki de. Ama benim de duygularım var ve kırılabiliyorlar. İnsanların erkekleri duygusuz, düşüncesiz ve odun demeleri sinir bozucu. Her neyse konudan uzaklaşmayalım. Böyle yapma Lavin." dedi. "Ne ile yapmayım? Bir de sen duygusuz değilsin. İnsanların asıl duygusuz demesi gereken kişi kızlar, kadınlar." dedim. Ondan uzaklaşayım diye düşünürken beni kendime çekti ve sarıldı. Yüzüm göğüsüne zar zor geliyordu. Ona "Doruk sen iyi misin?" dedim. Cevap vermedi yüzünü saçımın üstüne koydu. Biraz zaman geçince cevap verdi "Artık iyiyim." dedi ve beni bırakıp hemen yanımdan uzaklaştı. Onun yanına doğru gideyim, koşayım dedim ama koşarken ayağım bir taşa çarptı düştüm. Düştüğümü gördüğü gibi Doruk hemen yanıma geldi "Niye dikkat etmedin? Bu sefer sen iyi misin?" dedi. "Bir anda öyle uzaklaşmasaydın. Ne oldu diye yanına gelmek istedim düştüm." dedim. Ayağa kalkmaya çalıştığım sırada hafiften yağmur yağmaya başlamıştı. Ayağa tam olarak kalkabildiğimde yağmur çoğaldı. Doruk hemen üstündeki montu çıkardı ve "Al bunu ıslanma hasta olursun sonra." dedi. "Hayır alamam bu sefer de sen hasta olursun." dedim. "Al dedim Lavin itirazı kabul etmiyorum." dedi gülümseyerek. Onun gülümsemesini ilk defa gördüm. Onun gülümsemesi gerçekten çok güzel. "Çok güzel gülümsüyorsun Doruk. Asla üzülme senin gülmeni görmek istiyorum." dedim. Yüzü kızarmıştı böyle dediğimde Üstünde olan kazağın boğazıyla yüzünün yarısını gizleyip "Tamam üzülmemeye çalışırım. Sen nasıl gülümsüyorsun?" dedi. "Hmm benim gülmemi görmek için güldürmelisin." dedim. "Ee o kadarını da biliyorum." dedi. "Çok sevimlisin." dedi sonradan. "Teşekkür ederim ama sen daha sevimlisin." dedim gülümserken. "Aha seni güldürmeyi başardım hadi gel yağmur dinene kadar bir yerde oturalım." dedi. "Tamam gel şurada kafe var." dedim ve onun elini tutup kafeye kadar getirdim. Kafeye girdiğimizde onun elini tuttuğumu fark ettim. Elimi hızlıca çekip diğer elimle gizlemeye çalıştım. "Sorun değil Lavin. Aniden olan bir şey bu. Utanmana falan gerek yok." dedi.
Kafede bir masaya oturup sohbet ediyorduk. Sohbet ederken ona öylesine "Oppam olsana?" dedim. "Tabii ki sen iste yeter madam." dedi. (Her şey karıştı değil mi? Oppa yani abi demek Aslında tam olarak abi değil. Çok yakın olduğun bir erkeğe senden 1 yaş büyükse de yaşıtsanız da fark etmez oppa diyebilirsin. Korede erkeklere kullanılan bir şey. Ben bile ne anlattığımı bilmiyorum. Madam da Fransızca bayan demek. Değil mi mösyö?) "Teşekkür ederim mösyö?" dedim ve aynı anda gülümsedik. "Lavin seninle tanıştığım için memnunum." dedi. "Bende seninle tanıştığım için memnunum." dedim. Dışarıya baktığımda yağmur azalmıştı. "Doruk istesen evlere dağılalım. Daha sonra yine sohbet ederiz hem yağmur da azalmış." dedim. "Gitmeyelim biraz daha sohbet edelim demek isterdim ama saat geç oluyor." dedi. "Maalesef evet. Gönül ister saatlerce burada kalıp sohbet etmek. Ama öyle yapacak vakit yok işlerimiz var." dedim. "Ne işi?" dedi. "Öylesine işler ne işi olsun. Kitap okumalıyım ve bitirmem gereken diziler var. Fazla dizi biriktirdim. Özür dilerim Doruk." dedim. "Özür dilemene gerek yok." dedi. Sonra "Hadi artık evlere dağılalım hava kararmak üzere." dedi. "Evet hava kararmak üzere kendine iyi bak." dedim. "Sende kendine iyi bak seni seviyorum." dedi. İlk defa... Bilmem kaçıncı ilkler. Her neyse kafamı yormamalıyım. Yorarsam kitap okurken hep aklım farklı konulara gider.
Eve gittiğimde hemen üstümü değiştirip yılda bir yazdığım günlüğüme tabii günlük denirse. Bir şeyler yazdım. Yazmaktan sıkılıp karalama çalışmaları yaptım. Ondan da sıkılıp yandaki boş sayfayla kağıttan uçak yaptım. Odada dört dönerek o uçak ile oynadım. Kardeşim odama girdiğinde durdum yanıma gelip "Abla gel beraber oyun oynayalım." dedi. "Tamam oynayalım." dedim ve beni peşinden koşturdu. Biraz oyun oynadıktan sonra "Ben artık odama gideyim işlerim var tamam mı prenses." dedim elimi kardeşimin kafasına koyarak. "Tamam ablacığım kolay gelsin." dedi. Annem de 4 yaşındaki kardeşimi yemek yedirmek için sandalyeye oturttu ben gitmeden önce. Odama çıkıp telefonda gezindim. Sınıfımdaki arkadaş olduğum ama az konuştuğum kızlarla görüntülü konuşmaya başladım. Okulda ne dedikodu varsa biliyorlar. Bu ne hafızadır azcık kitap okuyun hafızanızı ona harcayın. Konu konuyu açıyordu ben sadece dinliyordum arada bir şeyler diyordum. Bana Bora hakkında şeyler sorduklarında "Niçin bana soruyorsunuz?" dedim. Yasemin de "Onunla aranda bir şeyler var belli." dedi diğer kızlar da evet falan dediler. "Saçmalamayın onunla aramda bir şey olamaz hatta hiçbir şey olamaz." dedim. "Sen öyle san bal gibi de olur görürüz." dedi Kübra. Sinirlenip görüntülü konuşmadan çıktım. Yatağımın içine girip kitabımı okudum uykum gelince de uyudum. Tamamen yalnız kalmaya mahkum edilmiş biriyim. Gecenin kinci kedisiyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unut Gitsin
Random(Bir süreliğine ara verdim) Beni neden seviyorsun? Benim gibi birini kimsenin sevmemesi gerekir. Beni olduğum gibi yalnız bırak ve git lütfen. Sana ihtiyacım var ama sana kötü gelirim. O yüzden benden uzaklaşmanı istiyorum. Sadece bir umudum var. ha...