Bölüm 36

1.5K 72 40
                                    

Keyifli okumalar.❤️

Ertesi gün olduğunda Nehir kapı ziliyle uyanmıştı. Yağız'ın kardeşini getirdiğini düşünüyordu. Kapı deliğinden baktığında düşüncelerinin doğru olduğunu gördü. Kapıyı açtı ardından.

"Günaydın."

"Günaydın."

İçeri girdiklerinde Defne hemen yeni uyanan minik kızın yanına gitti. Yağız ve Nehir'de koltuğa geçip oturdular. Yağız,cebinden çıkardığı telefonu Nehir'e uzatmıştı.

"Benim numaram kayıtlı istediğin zaman arayabilirsin beni."

"Tamam."

"Ben işe gidiyorum bu gece devriyem var bu yüzden sabah alabilirim Defne'yi senin için sorun olur mu?"

"Yok hayır sorun olmaz."

"Mutfakta istediğin her şey var kendi evin gibi istediğin her şeyi yapabilirsin."

"Teşekkür ederim."

Yağız,çıktığında Nehir'de mutfağa geçmişti. Defne ve kendisi için kahvaltılık bir şeyler hazırlayıp yediler. Ardından bulaşıkları yıkayıp kızının ve Defne'nin yanına gitti. Defne,Ayşe Hira'yı izliyordu.

"Sen çok mu sevdin Hira'yı."

Küçük kız başını sallayıp onayladı.
"O zaman sen onun ablası ol tamam mı?"

Mutlulukla onayladı Defne Nehir'i. Nehir,bu kızın konuşamamasına çok üzülmüştü. Hemen iyileşmesi için dua ediyordu Nehir. İstediği her şeyi söyleyebildiğinde hüzünlü duran yüzünün de biraz olsun geçeceğine emindi.

"Sen yazmasını biliyor musun Defnecim."

Başını olumsuz anlamda salladığında Nehir bu kıza yazmayı öğretmeyi düşündü. Kesinlikle bunu yapacaktı. Hem yaşı da uygundu buna.

"Öğrenmek ister misin?"

Heyecanla başını salladı Defne. Nehir,oturduğu yerden kalkıp çekmecelerde defter ve kalem aramaya koyuldu. İşine yarayacak şeyleri bulup eski yerine dönmüştü. YouTube'dan bir kaç video izleyip nasıl öğretebileceği konusunda bilgi topladı. Ardından elinden geldiğince öğretmeye başladı. Arada bir kızının karnını doyurup tekrar devam etti Nehir. Akşam olduğunda ikisi de yorulmuştu. Nehir'in anlatırken ağzı yorulmuştu. Defne'nin dinlerken uykusu gelmişti. Akşam yemeklerini yediklerinde Defne uyumuştu. Nehir'de Hira'nın karnını doyurup yatırdı.
Çalan telefona baktığında Yağız arıyordu.

"Alo Nehir?"

"Alo?"

"Rahatsız etmiyorum değil mi?"

"Yok hayır rahatsız etmiyorsun."

"Ben Defne'yi merak etmiştim?

"Biraz önce uyudu Defne."

"Tamam ben sormak istedim iyi geceler size."

"Sağol sanada kolay gelsin."

"Sağol."

Telefonu kapattıklarında Nehir'de uyumuştu.
Sabah olduğunda Nehir yine zil sesiyle uyanmıştı. Ayaklanıp kapının deliğinden kim olduğunu bakıp kapıyı açtı. Gelen Yağız'dı.

"Uyandırdım sanırım."

"Zaten uyanacaktım gel içeri Defne daha uyanmadı."

Yağız,içeri geçip koltuğa oturdu. Nehir'de kızını kontrol edip kahvaltı hazırlamak üzere mutfağa girdi. Yağız'ın yorgun olduğunu gözlerinden anlamıştı. Yaptığı meslek çok zor bir meslekti. Ve bir o kadar da güzeldi. Nehir,hayatını Yağız'a borçluydu eğer yardım etmeseydi o adama mecbur olacaktı. Katilin teki olan kocasına. Bir an önce o adamdan boşanmak istiyordu ama bunun nasıl olacağı konusunda hiçbir fikri yoktu. Yüz yüze geldikleri ilk anda Nehir'i bir daha asla bırakmazdı. Bıraksa bile kızını asla bırakmazdı. Kızından ayrı kalmakta Nehir için ölüm gibi bir şey olurdu kesinlikle.
Düşünceler içinde kahvaltıyı hazırlamıştı. Yağız'ı çağırmak için içeri gittiğinde uyuduğunu gördü. Rahatsız etmemek için kızının ve Defne'nin uyuduğu odaya gitmişti. Onlar da hala uyuyordu. Kitaplığın yanına gidip ilgisini çeken bir kitabı okumaya başladı. Elli beşinci sayfasına geldiğinde kitabı kapattı ve yerine koydu. Defne ve kızı uyanmıştı. Defne elini yüzünü yıkadıktan sonra abisinin yanına gitmişti ancak Yağız hala uyuyordu. Abisini öperek uyandırmıştı küçük kız.

EsaretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin