Bölüm 22

3.9K 107 11
                                    

Nehir, gözlerini pencereden giren güneş ışığıyla açtı. Lavaboya gidip rutin işlerini halletti. Samet  uyuyordu. Kadında mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladı. İşi gittiğinde yatak odasına çıktı. Uyuyan kocasını dürtmeye başladı.

"Beş dakika daha."
Nehir daha fazla üstelemeyip koltuğa oturdu. Samet'in telefonu titrediğinde oturduğu yerden kalktı ve telefonu eline aldı. Maalesef ki şifre vardı. Yavaşça Samet'e yaklaşıp parmağını düğmeye koydu. İkinci deneyişinde açılmıştı. Whatsapa girdiği mesaja baktı. Poyraz atmıştı ve fotoğraftı. Fotoğrafı açtığında Selma ve Samet'i gördü. Selma'nın eli Samet'in elinin üzerindeydi ve Samet'te bu durumdan şikayetçi gibi durmuyordu. İkinci bir fotoğraf geldiğinde gördüğü şeyle gözleri dolmuştu. Fırat'ın öldürüldüğü gündü ve arabanın içinde Samet nabzını kontrol ediyordu. Samet gözlerini açtığında karısının ağladığını görüp hemen yanına geldi. Telefonu elinden alıp  fotoğrafa baktı. Adamda şaşırmıştı. Bu sefer Poyraz'ı öldürecekti. Telefonu bırakıp Nehir'e döndü.

"Nehir,bu resim çok önce çekilmiş yemin ederim. Ben Selma'yla hiç dışarda buluşmadım. Ve bu şekilde hiç olmadım onunla."

Nehir,sinirle bağırmaya başladı.

"Onun umrumda olduğunu mı sanıyorsun? Ben seni nasıl affettim? Bunları bize yaşatan adama  nasıl kocam diyebildim?"

"Böyle deme Nehir, ben çok pişmanım."

"Pişman olman neye yarıyor? Fırat'ı geri getiriyor mu? Onunla niye gizli gizli buluşuyorsun git getir onu buraya."

"Öyle bir şey yok!! İki sene önceden çekilen bir fotoğraf. Hem benim böyle bir kazağım bile yok."

"Belki eve getirmedin arabanda ya da şirkette."

"Onunla olmak istesem olurum ama ben seni seviyorum ."

Nehir,ayağa kalkıp odadan çıkmaya başladı. Samet,elinden tutup gitmesini engelledi.

"Nereye gidiyorsun?"

"Cehennemin dibine gelcen mi?"

"Sonunda gideceğim,erken gitmeye gerek yok."

Nehir,kocasının aptalca dediklerini gözardı edip odadan çıktı. Nereye gideceğini bilmiyordu. Tek isteği onunla aynı ortamda olmamaktı. En üst kata çıkıp terasa geçti. Üzerine de uzun hırka aldı. Salıncağa oturdu ve etrafına bakınmaya başladı. Hava yaz günü gibiydi ama yine de hafif hafif esiyordu. Karşısındaki eve baktığında birbirlerine sarılan karı koca görmüştü. Bakışlarını ondan çekip aşağıya baktı. Samet gidiyordu. Onunla göz göze geldiklerinde adam karısına öpücük atmıştı. Nehir,salak diye söylenip eski yerine geri döndü. Tekrar karşı eve baktığında kadınla göz göze gelmişti. Tanıdığı yüzle şaşırmıştı. Çünkü bu kız Dilan'dı. Dilan,kadına gelmesi için işaret etmişti. Nehir'de onu onaylayıp aşağıya indi. Üzerini değiştirip evden çıktı. Kapıda onu bekleyen Vural vardı.

"Nereye gideceksiniz?"

"Sanane?"

"Samet abiye söylemem lazım."

"Cehennemin dibi de o anlar."

Vural telefonu çıkarıp aramaya başladı. Nehir'de yürümeye devam etti. Kapıya geldiğinde Vural adamlara açın demişti. Kesinlikle Samet'e teşekkür edecekti. Çünkü izin vermişti. Arkasından gelen Vural'la ona döndü.

"Ne geliyorsun ya? Şuraya gideceğim."

"Orda kim yaşıyor bilmiyoruz Nehir hanım."

"Ben biliyorum patronunda biliyor. Senin bilmene gerek yok."

EsaretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin